İslam; kurban ibadetin sırrı
Kurban bayramı arefesinde kurbanla ilgili yazımızı yayınlamaya karar verdik, umarız arzu ettiğiniz ilhamı alır ve bu kutsal ibadeti çok daha bilinçli yaşar ve uygularsınız........
İlim: Müslümanlar olarak bizler bin yıllardır belirli ibadetleri yapıyoruz ama niçin yaptığımızı maalesef bilmiyoruz. İbadetlerimiz bize yalvarırcasına her gün gözümüzün içine bakıyor; lütfen beni aç, ben bir hediye kutusuyum, yaradanından yeryüzündeki hayatını kolaylaştıracak hediyelerle doluyum diyor, bizler ama maalesef hiç oralı olmuyoruz. İçinde bulunduğumuz bu gafletin ana kaynağıda başımızdaki imamlar, kendi cehaletini gizlemeye çalışan veya sizi daha kullanışlı hale getirmeye çalışan hocalar. Örneğin; sizi daha rahat yönlendirebilmek için İslamın itaat dini olduğu, ilahi emirlere sorgusuz sualsiz itaat edilmesi gerektiğini söylüyorlar. İlk önce kul bilmez Allah bilir, Allah dilerse herşey olur algısını beyinlerinize yerleştiriyorlar yani Allahın adını öne atarak sorgulama içgüdüsünü elinizden alıyorlar. Sonrada Allahın yerine kendilerini oturtmaya başlıyorlar; hocamız bunu dediyse bildiği bir şey vardır deyip sizleri sorgusuz sualsiz itaat boyutuna taşıyorlar. Biz bu tarikatları şimdilik Allaha havale edelim, kendi halimize ve Rabbimize odaklanalım; Rabbimize gelirsekte, tabiiki Allahu Teala dilerse herşey olur, ancak Allahu Teala bu şekilde hareket etmez, etmemizide istemiyor. Neden; çünkü Allah Teala ilmimizle her şeyi kuşattık diyor ve bir düzenden bahsediyor; "...Onun ilmi her şeyi kuşatmıştır" (Ta-Ha Süresi; 98). Nedir bu sistem bu düzen, biz Müslümanlardanda bunu araştırmamızı bekliyor. Neden; çünkü hayatı bilinçli yaşamamızı istiyor. İnsanoğlu Allaha karşı bilinçsiz itaate girişirse, o itaat zaman dilimi içinde kullara karşıda olur diyor Rabbimiz ve neye inandığımızı ne yaptığımızı sorgulamamızı istiyor.
Allah boş şeyler yaptırmaz: Müslümanlar kurban kesmeyi İbrahim as’ın anısına yapıldığını düşünüyor, sembolik ve içi boş bir ibadet olduğuna inanıyor. Bu yıl kurbanımı nereye versem, hatta gariban bir hayvancık ölmesin, bunun bedeli neyse ben parasını bir yere vereyim denilip geçiliyor. Bizler maalesef kurban ibadetin ne olduğu, neyi amaçladığı, ne için indirildiğini ve hayatımıza nasıl bir katkıda bulunduğunu hiç ama hiç bilmiyoruz. Örneğin; Allah boş şeylerle uğraşır veya insanları uğraştırırmı? Tabiiki hayır; "ve onlar ki boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler. Boş yere söylenilen sözden ve işlerden sakınırlar" (Mü'minun Süresi; 3). Nefis, şeytan, iş, eş, çocuk ve akraba; Allah bizleri imtihan etmek için bunlardan daha fazla yük omuzlarımıza bindirirmi? Tabiiki bindirmez. Özetleyelim; Allahın indirdiği ibadetler ne sizleri sınamak ne de sizleri boş şeylerle oyalamak için yeryüzüne indirildi. Tam aksi ibadetleriniz hayatınızı kolaylaştırmak, sıkıntılarınızı gidermek için indirildi. Bu ibadetler hayatımızı nasıl kolaylaştırıyor, nasıl bizleri sıkıntılarımızdan kurtarıyor, bunun araştırmasıda bizlere bırakılmış. Örneğin; kurban ibadeti! Kurban ibadetin görünen yüzü var; fakirlerin et yüzü görmesi, akrabaları bir araya getirmesi gibi, birde görünmeyen yüzü var. Kurban ibadetin gizemide görünmeyen boyutta yatıyor. Bu yazımızlada görünmeyen boyuta adım atacağız, kurban ibadetin altında yatan gerçek hikmeti size açıklamaya çalışacağız. Umarız yazımızdan ilham alır ve bir sonraki kurban ibadetlerinizi daha şuurlu yerine getirirsiniz. Sizlere hayırlı ve aydınlatıcı okumalar dileriz. Değerli dostlar; kurban ibadeti üç temel unsur içeriyor, bunlardan birisi birine verilen SÖZ, diğeri CAN, üçüncüsü ise SİHİR. 1. Kurban ibadeti ve birisine verilen SÖZ: kurban ibadetin bizlere aktardığı temel mesajlardan birisi, verdiğiniz sözü yerine getirmek! Örneğin; İbrahim as ahdini yerine getirmek üzereyken gökten oğluna karşılık bir kurbanlık indiriliyor, halbuki orada Allahu Teala; ey İbrahim ahdini yerine getirdin, oğlunu sana bağışladıkta diyebilirdi, demiyor ama, illa kan akıtılmasını, bir kurban kesilmesini istiyor. Neden; çünkü Allaha bir kurban sözü verildi, Allahta verilen bu sözün yerine getirilmesini bekliyor! Ahit Allaha bir canı kurban etmekti, Allahu Tealada bir canın kurban edilmesini bekliyor. Kurban ibadetinden çıkaracağımız ilk ders; kime söz verdiyseniz o sözü mutlaka yerine getirin ve tutamayacağınız sözleri asla vermeyin! Örneğin; hz. Eyüp hastalık süreci içinde bir olay yaşıyor ve bunun üzerine hanımına yüz sopa vuracağını söylüyor. Bu sözü Allahu Teala bağışlayabilirdi, çünkü hastalık süreci içinde eşi çok vefalı davrandı, ama bağışlamıyor. Bir hafifletme getiriyor, sopa yerine yüz başak sapından bir demet çözümünü sunuyor, ama sonuçta hanımı sopa ile vurulmaktan kurtulamıyor (Sad Süresi; 44). İslam tarihini okuduğumuzda peygamberler ne sözü verdiyse, o sözü yerine getirmeleri beklenmiş. Neden; çünkü peygamberler yaşantıları ile insanlara örnek olarak indirilmiş. Eğer peygamberlerden herhangi birisinin verdiği bir sözü tutmadığı görülürse, verdikleri sözden kurtulmaları görünürse, bir örnek dahi olsa görünürse, insanlar o örneği bahane gösterir o bir örneği örnek alır, şu veya bu bahanelere kendileride sığınıp verdikleri sözleri tutmamaya başlardı. Bu da değerli dostlar ilahi rızık dağıtımını alt üst ederdi. "... Verilen sözü de yerine getirin. Şüphesiz verilen söz, sorulacaktır” (İsra Süresi; 34). "....Allah'a verilen söz, mutlaka sorulur" (Ahzab Süresi; 15). "Bir de anlaşma yaptığınızda, Allah'a verdiğiniz sözü yerine getirin. Allah'ı kendinize kefil kılmışken, sağlamlaştırdığınız yeminleri bozmayın. Şüphe yok ki Allah, ne yaparsanız bilir" (Nahl Süresi; 91).
- Allahu Teala verilen söz üzerinde neden bu kadar hassas? Sözler sadece ağızdan çıkan kelimelerden ibaret değil, söz ağızdan çıktığında, bunu Allahu Teala levh-i mahfuza yani kader kitabına işliyor, bunu yazılı bir antlaşma haline getiriyor. "... Alışveriş yaptığınız zaman tanık bulundurun. Tanık olana da yazana da zarar verilmesin.." (Bakara Süresi; 282). Allahu Teala bizlere ne emrediyorsa, kendiside buna örnek hareket ediyor. Birisiyle bir antlaşmaya girdiğinizde, söz vermekte sonuçta bir antlaşma, Allahu Teala bunu kayıt altına alın diyor ve kendiside kayıt altına alıyor. Hangi güne söz verdiyseniz o sözünüz o gün o kişinin rızkına ekleniyor. Örneğin: birine 2 kuruş borcunuz var ve siz o kişiye, şu gün borcumu ödeyeceğim diyorsunuz. Siz bu sözü verdiğiniz an, Allahu Teala o kişiye o gün kendi katından 5 kuruşluk rızık indirecekse yani onun o günki hakkı 5 kuruş ise, Allahu Teala sizin verdiğiniz söze güvenerek o kişiye o gün 3 kuruş katından indiriyor, geri kalan iki kuruşuda borcunuzla sizin kapatmanızı bekliyor. Siz ama eğer sözünüzü o gün yerine getirmezseniz ne olmuş oluyor; kişi o gün hak ettiğini alamamış oluyor. Kısacası siz tutmadığınız her sözle Allahın rızık dağıtımını aksatıyorsunuz. Kişi hak ettiği rızkı alamayıncada kime isyan ediyor kimin düzenini kimin adaletini sorguluyor? Tabiki Allahın. O yüzden lütfen tutamayacağınız sözü vermeyin ve ileri bir tarihe söz verirken; "Allah izin verirse" kelimelerini her defasında cümlenize ekleyin. Bu şekilde takdiri Allaha bırakmış olur vebale girmekten kurutulursunuz; "hiçbir şey için, Allah'ın dilemesi dışında: "ben yarın onu yapacağım deme" "ancak Allah dilerse (yapacağım de). Ve unuttuğun vakit Allah'ı an ve "umarım Rabbim beni, doğruya daha yakın olana eriştirir, de" (Kehf Süresi; 23-24). Kurban ibadetinden çıkarmamız gereken ilk ders; tutamayacağınız sözleri vermeyin, bu Allah katında çok çirkin bir hareket olarak görülüyor, yer ve gökte düzeni bozan bir davranış. Günümüzün çağında sizce Müslümanlar verdikleri sözlere ne kadar sadık? Hiçte sadık değil. İşte bu Müslümanlar kurban ibadetini yerini getiriyor, ama kurban ibadetin ne için indirildiğini maalesef bilmiyor!
2. Kurban ibadeti ve bir CAN hakkını kazanmak: kurban ibadetinden çıkaracağımız ikinci mesaj ise; kurban demek hayat demektir. Bazı bilgisayar oyunlarında olduğu gibi kurban ibadeti size yedek CAN veriyor. Örneğin; kaderinizde belirli bir gün bir kaza veya bela yaşamanız, hayatınızı yitirmeniz öngörüldüyse siz kurban ibadeti sayesinde bir can hakkınızı kullanıyor, o belayı bir yara izi almadan atlatabiliyorsunuz. Bunu açalım; Allahu Teala herhangi bir kan akıtılmadan da hz. İbrahim'in verdiği sözü yerine getirilmiş sayabilirdi, Allahu Teala ama bunu yapmıyor, kan akıtılmasını istiyor. Neden? Allaha bir söz veriliyor ve bu söz bir canın Allaha bağışlanması. Allahta ağızdan çıkanın kadere yazıldığı, kadere yazılanında mutlaka yaşanılacağını söylüyor; "..Allah'ın emri mutlaka yerine gelecek, yazılmış bir kaderdir" (Ahzab Süresi; 38). Şimdi, ortada bir sorun var; ölümünüz kadere yazılmış ve bu mutlaka gerçekleşecek. Bundan kaçış var mı? Var; ölüm veya kaza vakti gelmeden levh-i mahfuzda yazılı olanı silebilirsiniz; "….her şeyin vakti ve süresi yazılıdır." "Allah dilediğini siler, dilediğini sabit bırakır; Ana Kitap O'nun katındadır" (Rad Süresi; 38-39). Demek kaderde yazılı bir şeyin silinişi mümkünmüş. Nasıl silebiliriz? Dengiyle silebilirsiniz. Orada yazılı olana eş değer bir şeyi Allaha vererek, örneğin kana karşılık bir kan vererek silebilirsiniz. Allahtan ne istiyorsanız Allaha ona eş değer birşey sunmalısınız; "..hür'e hür, kadına kadın, köleye köle (Bakara Süresi; 178). Eğer siz canınızı kurtarmak istiyorsanız, Allaha başka bir can sunmalısınız! İnsanı öldürmek haram olduğu için, Allahın kabul ettiği tek can size helal olan hayvanların canları; "hayvanlarıda o yarattı, onlarda sizi ısıtacak şeyler ve bir çok faydaları vardır. Onların etlerinide yersiniz." (Nahl Süresi; 5). Hayvanlar sadece sizlerin yükünü taşımak, et/süt ve derilerinden faydalanmak için var edilmemiş, onlar ayrıca sizlere CAN hakkı kazandırıyor.
Not: vejeteryanlar hayvanların kendilerine can hakkı kazandırdığını bilmiş olsa, herkesten önce onlar hayvanları boğazlar ve etini yerdi çünkü onlar hayata ve yaşamaya diğer insanlardan daha düşkün!
- İnsan tarihi: bizler kendi ellerimizle kendimizi nice farklı sıkıntılara sokuyoruz, bu sıkıntıların arasında ama en önemlisi canımıza gelebilecek hasar. Kurban ibadeti işte tam burada devreye giriyor, kurban ibadeti canınıza dokunabilecek belaları başınızdan uzaklaştırıyor. Eğer hayatınızın belirli bir döneminde bir kaza geçirmeniz takdir edildiyse, bir kurban keserek bunun önüne geçebilirsiniz. Bu mümkünmü? Mümkün, çünkü tarihte ne zaman bir can bağışlanması gerekiyorsa veya bir ölü ayağa kaldırılması gerekiyorsa, Allahu Teala o cana karşı bir canın kurban edilmesini istiyor. Örneğin; peygamberimizin dedesi, peygamberimizin babasını kurban edeceğine dair Allaha söz veriyor. Sonrada sözleşmeden kurtulmanın yollarını arıyor ve onada çözüm olarak belirli bir sayıda kurban kesmesi söyleniyor. Farklı tarihlerde insanoğlu ne zaman bu sorunla karşılaşsa, Allahu Teala hep aynı çözüm yolunu sunmuş. - Bilim nedir? Bilim nedir diye sorarsanız, en basit tabiriyle, bilim birşeyi tekrarlayabilme sanatıdır. Aynı malzeme ve aynı ortamda siz her defasında aynı sonucu elde edebiliyorsanız, bilinki bunun altında bilimsel bir hakikat var. O hakikat ne, orada tam olarak ne yaşanıyor bunu belki bugün çözemeyebilirsiniz, işin içinde ama mutlaka bir ilim var bunu biliniz. Eğer Allahu Teala aynı sorunda hep aynı çözümü sunuyorsa bilinki bunun altında bilimsel gerçek yatıyor. Örneğin; Yunus as'ın öyküsünde, gemide olanların canları, Yunus as kurban edilerek yani denize atılarak bağışlanması ve o fırtınadan sağ salim kurtulmaları veya Hızır as ve Musa as'ın yolculuğunda bir çocuğun öldürülmesi ve buna karşılık olarak o aileye daha hayrlı bir evlat bağışlanması (Kehf Süresi; 74, 81). Peygamberler tarihine baktığımızda bizler farklı dönemlerde bir kişinin canı, farklı bir canı adak vererek bağışlandığını görüyoruz. Sizlere daha çarpıcı bir örnek verelim, bir kurbanın başka birisine nasıl hayat verdiğine yönelik; Musa as döneminde bir kavimden birisinin cesedi bulunuyor ve o kavim diğer kavimi suçluyor. Diğer kavimse biz öldürmedik diyor ve konu Musa as taşınıyor. Musa as tarafları dinliyor, sonrası ilahi bir vahiy alıyor ve israiloğullarına bir inek kesmelerini emrediyor. Kesilen kurbanın etiylede ölüye vuruluyor ve ölü canlanıyor ve kimin kendisini öldürdüğünü söylüyor (Bakara Süresi; 67- 73). Kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerimin verdiği bu örneklerden anlıyoruzki, eğer can istiyorsanız, o cana karşılık başka bir canı Allaha bağışlamanız gerekiyor.
- Bir cana karşı bir hayat: "Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı...." "Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır...." (Bakara Süresi; 178-179). Ayet çok net, yoruma açık değil; suçlu birisinin canını alırsanız, karşılık olarak Allahu Teala başka bir zaman ve mekanda suçsuz birisinin canını size bağışlıyor ve Ayetin dediği gibi ortaya bir "hayat" çıkıyor. Kaçımız bundan yararlanıyor; çok azımız. Örneğin; bazılarınız 50 yıl boyunca kurban kesmiş ve belkide sadece bir can hakkı kazanmıştır, bazılarınızsa kurban ibadetini şuurlu bir şekilde yapıyor ve her yıl aile fertlerine birer ekstra can kazandırıyordur. Özetleyelim; tarihin farklı çağlarında Allahu Teala bir canın bağışlanmasına karşın bir can talebinde bulunmuş, benden bir can istiyorsanız bana bir can göndermelisiniz demiş. Bir çağda bir çözüm yolu, farklı bir çağda farklı bir çözüm yolu sunmamış, insanoğluna hep aynı çözüm yolunu göstermiş. Bir problem ve hep aynı çözüm yolu. Bunada ne denir; bilim denir.
- Soru ve cevap: yazımızı okuduktan sonra kurban ibadetin ne amaçladığını anladığınızı ümit ediyoruz, şimdi size bir soru; kurban kesmek yerine para verseniz bu Allah katında kabul edilirmi? Cevap; tabiiki hayır. Kurban ibadeti, bazı bilgisayar oyunları gibi bu hayat maceranızda size bir kaç CAN hakkı kazanmanızı sağlıyor, başka bir canı kurban etmedende bu hakkı kazanamıyorsunuz! Eğer para bağışı ile CAN hakkı kazanabilinmiş olunsaydı, o zaman peygamberimizin dedesine yüz deve yerine para bağışlaması tavsiye edilir, İbrahim as’a kurbanlık bir koç yerine fakirlere dağıtmak için bir küp altın indirilirdi! Eğer benim canım bana yeter, ne benim ne de sevdiklerimin kaza ve belalardan korunmaya ihtiyacı var diyorsanız; buyurun bol, bol para bağışı yapın, fakirleri doyurun, etten uzak durun.
3. SİHİR ilmi: kurban ibadetin içinde barındırdığı üçüncü sır ise SİHİR ilmi. Kurbanınızı keserken dualar ve niyetle o kurbanı büyülüyor, hayvanın derisinden kemiğine kadar ortaya sihir gücüne sahip bir kurban çıkarıyorsunuz. Bununlada kaderinize müdahale edebilirsiniz. Bunu biraz açalım; kaderiniz levh-i mahfuzda yazılı, yazılı kadere müdahale etmeninde yolları var. Ya bizzat levh-i mahfuzda değiştireceksiniz ya da yeryüzünde o kader ışınların size sinmesine engel olacaksınız. Bu yollardan birisi yasal, diğeri ise değil. Örneğin; levh-i mahfuzda değiştirmenin yolu yasal. İşlediğiniz güzel amellerle, tövbe ve ibadetlerle kaderinizdeki olumsuzlukları her zaman değiştirebilirsiniz. Tövbe ve ibadetlerle benim işim olmaz diyorsanız ama, ve yinede kaderinizi değiştirmek istiyorsanız, o zaman size inen kadere yeryüzünde de müdahale etme şansınız var. Bunu yaptığınız anda buna sihir ve büyü denir. Sihir ve büyü nedir diye soruyorsanız, en basit tabiriyle kadere yeryüzünde müdahale etmekte diyebilirsiniz.
- Büyü ile kurban ibadeti arasındaki fark: büyü yapan kişiler rızıktan sağlığa kadar, hedef alınan kişinin yeryüzündeki rızkını kendileri belirlemeye çalışır. Kurban ibadetinde de siz kan akıtıyor ve büyü yapma gücünü ortaya çıkarıyorsunuz ama, siz o gücü hapsetmiyorsunuz, bir kişiye kilitlemiyorsunuz, siz o gücü belirli bir şey yapması için programlamıyorsunuz yani büyünün ikinci, üçüncü ve dördüncü aşamalarına geçmiyorsunuz. Siz o gücü olduğu gibi göğe gönderiyor, o gücün nasıl kullanılacağı iradesini Allaha bırakıyorsunuz. Siz kalkıpta bilinçli bir şekilde insanların kaderleriyle oynamaya kalkışmıyorsunuz. İnsanın kaderini değiştirecek malzemelerin tedarikini yapıyorsunuz, ama aşçılığı, kim neyi ve ne kadarını hak ediyor bunun kararını Allaha bırakıyorsunuz. Büyü ile kurban ibadeti arasındaki fark bu! Allahu Teala da malzemeyi siz sağladğınız için, hayatını pozitif yönde değişmesine vesile olduğunuz her bir kişiden sevap payınızı, onlar ve onların nesilleri var olduğu müddet alıyorsunuz. Özetleyelim; kurban kesme esnasında dualar okunurak br canlının ruhu alınıyor ve buda o kurbanı büyülüyor, ortaya bir sihir enerjisi ortaya çıkıyor. Bir atomun parçalanması nasıl nükleer bir güç ortaya çıkarıyorsa, bir ruhun bedenden koparılışıda böylesine bir enerji ortaya çıkarıyor. Büyücülerde bu enerjiyi yere çizilmiş bir çemberin içine hapsediyor. O yüzden satanist kurban kesmeler yere çizilmiş sihirli çemberlerin içinde yapılıyor. Bu sayede ruhun bedenden kopuş esnasında ortaya çıkan enerjiler o çemberin içindeki üçgenlerin içine hapsediliyor ve sonra sihir ve büyüde kullanılıyor. Sihirli çemberlerin 5 (pentagram) veya 7 (heptgram) üçgen içermesinin sebebide bu, katlettikleri canlılarının enerji şablonlarını hapsetmek. Örneğin insan bedeni 7 tane enerji şabolununa sahip. Kurban ibadetinde ise siz o enerjiyi hapsetmiyor, doğrudan göğe Allaha gönderiyor, ortaya çıkan o sihir enerjisi ile ne yapılacağını Allaha bırakıyorsunuz. Allahta o enerjiyle en basiti, o yılda başınıza gelecek bir kazadan kurtulmanızı sağlıyor. O sihirli enerji yıl içinde karşınıza çıkıyor, sizi büyülüyor ve bir yerde yaşamanız gereken kazadan sizi kurtarıyor. Örneğin; kurbanda ortaya çıkardığınız o sihirli enerji sizi bir yerde oyalıyor, kaza mahaline bir kaç saniye geç gitmenizi sağlayarak sizi kazadan kurtarıyor. Kıl payı kurtuldum dedirten olaylar var ya, işte size öylesine bir an yaşatıyor. Kurbanda akıttığınız kan sayesinde Allah, cana karşılık can kuralını devreye sokuyor ve akıttığınız o kana karşılık kaderinizde yazılı bir kazadan sizi kurtarıyor. Sadece sizi değil, büyülenmiş kurbanınızdan yiyen herkesin kaderinden az veya çok musibetler siliniyor. O yüzden kurban etini sevdikleriniz ile paylaşmaya özen göstermelisiniz. Herkesin hayatına olumla anlamda dokunmuş, ömürlerine ömür katmış, sağlık içinde yaşamalarına katkıda bulunmuş olursunuz. Örneğin; bu yıl kıl payı bir kazadan kurtulursanız, kim bilir belkide bu komşunuzun dağıttığı kurban eti sayesinde olabilir. Kurban deyip geçmeyiniz, kurban sizi ve sevdiklerinizi kazalardan koruyor, size can hakkı veriyor, ömrünüzü ömür, sağlığınıza sağlık katıyor. O yüzden bol adak kesin, bol paylaşın ve lütfen kazancınıza dikkat edin. Kurbanınızı ne kadar çok helal kazanç ve samimi bir niyet içinde yerine getirirseniz, kendinize ve sevdiklerinize o kadar CAN hakkı, sağlık ve huzur kazandırırsınız. Helal et korur, helal olmayan değil. Kazancınızda şüpheniz yoksa, etinizi dağıtın. Örneğin; eğer komşunuzun kazancı şaibeli ve kestiği kurban onu ve ailesini korumayacaksa, en azından sizin kurbanınız o aileyi nice acılardan koruyabilir. Kurban ibadeti aynı zamanda budur, aile fertleri, akraba ve komşuların birbirinden nasiplenmesi ve birbirlerinin hayatlarına dokunması. Hani diyoruz ya; birilerin yüzü suyu hürmetine veya duaları ile ayakta duruyoruz, işte kurban etinizi dağıttığınızda çevrenizi böylesine ayakta tutuyorsunuz. O yüzden kurban etini paylaşmak çok sevap. Sevdikleriniz sizin kurban etiniz sayesinde o yılı sağ salim atlatıyor. Tabiki kazancınız helal, aldığınız emeklilik maaşı alın teriyle hak edildiyse. 4. Kurban ibadeti hakkında bilinmesi gerekenler: İslami değerlere yabancı olan veya düşman olanlar kurban kesmenin inançla ilgili birşey olmadığı, geleneksel bir uygulama olduğunu iddia ediyor. Tanrılara adak sunmanın bin yıllardır var olduğu, bunun dinle ilgisi olmadığı, bunun daha çok geleneksel bir uygulama olduğunu iddia ediyorlar. İslam dinine yabancı olanların böyle bir düşünceye kapılması gayet normal, çünkü onlar İslam dinin peygamberimizle başladığına inanıyor, hz Adem babamızla başladığını bilmiyor. Eğer bilseydiler böyle bir saçma iddiada bulunmazlardı. Örneğin; eğer ilk insan Adem babamızsa ve ilk kurban kesme onun döneminde başladıysa, o zaman tanrıya bir adak sunmak geleneksel olamaz, çünkü o dönem gelenekler ortada yoktu. İlk insan vardı ve o da tanrıya adak sundu. Kısacası, bir ibadet bir gelenekten daha yaşlıysa o ibadet gelenek olamaz. İkincisi; Harut ve Marut ismindeki iki melek kadere müdahale etmenin yolunu cinlere öğretti, cinlerde bu bilgileri insanlara aktardı. İnsanın kaderi yeryüzüne inmeden levh-i mahfuzda hesaplanıyor, kayıt altına alınıyor, sonrada kişiye iniyor. Buna engel olmanın, yeryüzünde değiştirme ve manipüle etmenin yollarınıda cinler biliyor. Örneğin; canlıları kurban ederseniz, kendi canınızı uzatır ve kazalardan belalardan korursunuz. O yüzden zalim hükümdar ve tarikatlar tarih boyunca insanları katletti ve kurban etti. Onların canları üzerinden kendi ömürlerini uzatmaya çalıştılar. Onlara bu faydası oldumu? Oldu. Rothschildler rockefeller ve krallara bakınız, hepsi 100 yaşına kadar yaşıyor. Allah kısmende olsa onlara kadere müdahale etme yetkisini veriyor. Neden; onların günah yükünü artırmak için. Üçüncüsü; hak olanı baatıl uyguluyorsa, baatılında uyguluyor olması o şeyi kötü yapmaz. Birşey hakmı baatılmı bunu öğrenmek istiyorsanız, o uygulamayı ilk kim çıkarmış ve zaman içinde değişime uğramışmı buna bakınız, oradan o şeyin hakmı baatılmı olduğunu anlarsınız. Satanistlerin bin yıllardır birilerini kurban etmesi uygulamayı baatıl yapmaz, tam aksi uygulamanın altındaki ilme işaret eder. Demek uygulamada birşeyler oluyorki, satanistlerde yapmaya başlamış. Son olarak, birileri kurban kesemiyor, onların durumuna ne olacak, kurbana alternatif yollar varmı diye soruyorsanız; kurbanın alternatifi yok, o yüzden kurban etini olabildiği kadar kesemeyenlere dağıtın. Kurban etini fakirlere dağıtılmasının nedenide bu, kesemeyenler o etten yiyip o etin sihrinden faydalanması onlarında kaza ve belalardan korunmasını sağlamak. İslam dini bu yüzden kurban etinin dağıtılmasını emrediyor. Kurban etinizle siz sadece kendi ailenizi değil, nice aileleride kaza ve musbetlerden kurtarabilir, onların bi nevi koruyucu ailesi olup nice sevaplar kazanabilirsiniz. Kurbana alternatif bir ibadet arıyorsanz, bilinki bunun alternatifi yok, çünkü kan akıtılması gerekiyorsa bunun yerini başka bir ibadetle dolduramıyorsunuz. Zaten olsaydı Allahu Teala bunu peygamberlerin hayatı üzerinden o alternatif yolları bize gösterirdi. Fakat şunu yapabilirsiniz, yaşayacağınız kaza ve belalara sebep olan günahlar için kefaret orucu tutabilirsiniz. Kurban size can hakkı verip sizi koruyor, kefaret orucu ise o kazaya sebep olan günahı silerek koruyor. İkisi ne kadar birbirinden farklı ibadet olsada, ikiside aynı sonuca vardığı için, o da sizi kazadan korumak, kurban kesemeyen kefaret orucu tutsun. Kurban kesenlerde kurban etini lütfen kesemeyenlerle paylaşsın. 5) Konu çok derin, biz ama olayı olabildiği kadar yüzeysel, sade ve kısa tutarak anlatmaya çalıştık. Bir detayı ama size anlatamadan geçemeyiz, o da kurbanın parçaları. İslam dini kıssas üzerine kurulu bir din, Allahtan ne istiyorsanız onun denginde birşeyi Allaha sunmalısınız. Örneğin; sağ kolunuza birşey gelmesini istemiyorsanız, kurbanınızın sağ ön ayağını yemeyin, dağıtın. Hangi organ hangi azanızda sıkntı varsa, hayvanın o bölgesini Allah için dağıtın. Hayvanı kesmeniz size CAN hakkı kazandırıyor, ömrünüze ömür katıyor, fakat; sağlıklı bir ömür var birde sağlıksız yaşamak var. Eğer sağlıklı ömür istiyorsanız, hayvanı kesmeninde dışında etlerini dağıtın. Hayvanı kesmek, ruhun çıkışıyla size CAN hakkı kazandırıyor, hayvanın parçalarını dağıtmaksa organlarınıza şifa getiriyor, o azanızı kazalardan koruyor. O yüzden kurban edilecek hayvanın kusurlu olmaması, tüm parçaları yerinde ve sağlıklı olması önemli. Örneğin; kulağı yoksa, sizin kulağınız koruma altına alınmaz. Umarız bundan sonra kurbanınızdan olabildiği kadar azını kendinizde tutar, çoğunu veya tamamını önceden belirlediğiniz fakirlere dağıtırsınız veya kurbanınızı tümüyle afrika gibi ülkelere bağışlarsınız.