Akupunktur ile biyoenerji arasındaki fark nedir, bu yazımızda kısaca buna değineceğiz. Biz hem akupunktur hem biyoenerji uzmanıyız, yani ikisinede eşit mesafedeyiz, objektif bir bakış açısından bu ikisini sizler için kıyaslamaya çalışacağız. Sizlere hayırlı ve aydınlatıcı okumalar dileriz...
Biyoenerji - Avantajı: biyoenerji uygulamasında siz insanın kendi enerjisinden faydalanıyorsunuz, bu size iki avantaj sağlıyor, birincisi; biyoenerji uzmanları hastaya aktardıkları enerji akımlarını istediği şekilde çoğaltıp azaltma, verip alma ve bir noktaya odaklayıp dağıtma nimetine sahip. Kontrol tamamıyla tedavi uzmanının elinde oluyor. Bu imkanı size akupunktur vermiyor. İkincisi; bedeninizin içindeki akımları ellerinize ve oradanda hastaya aktarabilmeniz için o noktalara odaklanmanız gerekiyor yani bir beyin gücünü devreye sokmanız gerek. İnsan beynide evrenin en büyük silahı. Eğer o beyin birşeye inanırsa o beyinin gerçekleştiremeyeceği bir şey yok. Örneğin; şeker hastasımısınız, hergün yarım saat beyninizi pankreasınıza odaklayın ve onun toprağa kök salan bir yavru ağaç gibi nasıl filizlendiğini ve büyüdüğünü hayal edin, bir bulutun yağmur akıttığı gibi bedeninize nasıl insulin damlattığını hayal edin, bir müddet sonra insulin değerlerinizin normal düzeylere geldiğini göreceksiniz. Bunu iflas etmiş böbreğiniz veya felç olmuş kolunuzda deneyin. Bir müddet sonra göreceksinizki canın çoktan terkettiği yerler tekrar canlanmaya başlamış. Beyin gücü işte bu. Yeryüzünün başka hiçbir gücü size bu fırsatı tanımaz! Biyoenerjide de siz o beyin gücünden yararlanıyorsunuz. O yüzden biyoenerji seanslarında mucizevi iyileşmelere herzaman tanık olabilirsiniz. Bu imkanı size akupunktur vermiyor.
- Dezavantajı: enerji akımların kontrolü uzmanın elinde olması ne kadar avantajlar sağlıyorsa, bir o kadarda riskler taşıyor. Örneğin; eğer terapistinizin morali o gün bozuk ise o zaman o gün size negatif enerji aktarıp ağrılarınızı artırabilir. Yahut seans uygularken aklı başka yerlerdeyse size eksik ve boş enerji aktarabilir. Yahut ihtiyaç duyduğunuz enerjiden bir gram fazla yükleme yaparsa keza yine hastanın ağrılarını artırabilir. Enerji akımlarının kontrolü kişinin kendi elinde olması ne kadar çok lehte görünsede o kadarda aleyhte. Örneğin bu sıkıntıları akupunktur seansında yaşamazsınız. Akupunktur iğneleri şahsi hesap veya niyet beslemez. Biyoenerji uygulayıcıları enerjilerini beyinden alır, dolayısıyla seans esnasında o beyin ne düşünceleri aklından geçiriyorsa bu seansa yansır. O yüzden, eğer biyoenerji uzmanı arayışı içine çıkarsanız, uzman arayışınızı uzmanın ahlaki değerleri üzerinden belirleyin. Ne kadar iyi düşünce ve niyetler besleyen bir uzmana başvurursanız şifa görme olanağınız o kadar artar. Akupunktur uygulaması ise insandan yararlanmaz, yararlanmadığı içinde akupunktur uzmanı seçerken işin ehlini şeçmelisiniz, bedendeki o noktaları bileni bulmalısınız. Bu arada, piyasada nam yapan biyoenerji uzmanların hepsi cinleri kullanır. Birilerinden fayda görüyorsanız, onun ahlakından değil cinlerinden fayda buluyorsunuz, bilginize olsun.
Akupunktur - Avantajı: akupunktur iğnelerin zarar verme ihtimali bulunmaz, bu akupunkturun en büyük avantajı. Akupunktur seansında insan yok, iğnelerin kendisi var. İnsanın olmadığı bir yerden de zarar gelmez. İğneyi vuruyorsunuz, gerisini doğa hallediyor. Doğada akımlar yüksek orandan daha az olana doğru akar, dolayısıyla nerede kaç gram az veya fazla varsa, eşitlik sağlanıncaya kadar doğanın kendisi akışı kontrol ediyor. Denge sağlandığı zaman akışlar duruyor. Dengeyi amaçlayan denge içinde olan birşeyde size asla zarar vermez. Not: günümüzde bazı uzmanlar ya kendilerini diğerlerinden ayrıştırmak için ya da akupunkturun özünü anlamadıklarından ötürü akupunktur iğnelerine elektrik akım veya farklı yöntemleri dahil ediyor, bizden uyarması bu sağlıklı değil. O doğal enerji akışına müdahale ettiğiniz an kontrolü doğanın elinden alıyorsunuz, bununda size bir bedeli olur. Örneğin; bazı hastalarınızda aşırı yükleme yapar ve sıkıntılarını artırırsınız.
- Dezavantajı: akupunktur tedavisinin en büyük dezavantajı, akupunktur uygulamasında siz hastaya aktarılan akımları kontrol edemiyor, o akımlara müdahale etme şansına sahip olamıyorsunuz. İğneleri yerleştirdiğiniz an siz ne kendi beyin gücünüzden yararlanabiliyorsunuz ne de diğer meziyetlerinizden. İğneler bir şarj/ deşarj cihazı gibi kendiliğinden bedenin ihtiyacına göre enerjiyi alıyor ve veriyor. Akupunktur iğneleri ile yaşadığımız bir diğer sıkıntı hijyen ve iğne korkusuyla ilgili. Birincisi akupunktur uygulamalarında iğneleri ve iğne vurulan noktaları sürekli desenfekte etmek zorundasınız yani akupunktur uygulaması enfeksiyon riski taşıyor. İkinciside bazı insanların iğnelere karşı bir korkuya sahip olması. Korku altında da kişiye seans yapamaz, yaparsanızda bundan fayda göremezsiniz. Biyoenerji seanslarında ama, böyle bir derdiniz olmuyor. Dokunuş kişiyi rahatlatıyor, hatta dokunmadanda seans uygulayabiliyorsunuz. Akupunktur uygulamasında yaşadığımız en büyük sıkıntı bunlarlada kısıtlı değil, yaşadığımız en büyük sorun çağımızın kendisiyle ilgili. Son yüz yıl içinde maalesef evren doğal olmayan elektromanyetik akımlarla donatıldı; wi-fi, cep, baz istasyonları, uydu, gps ve radyo dalgaları vs. Vurulan iğneler elektromanyetik akımları bedeninizin içine yönlendirirken bunların doğal veya yapay olmasına bakmıyor, anten gibi çevresinde algıladığı tüm elektromanyetik akımları insan bedenin içine yönlendiriyor. Çevreniz kötü akımlarla dolu olduğu zamanda seansınız kötü geçiyor. Günümüzde bir akupunktur seansı uyguladığınızda, maalesef doğal olmayan akımlarıda insan bedenin içine yönlendiriyorsunuz. O yüzden günümüzde yapılan bir akupunktur seansı yüzyıl öncesi yapılan bir seansın etkisini vermiyor. Örneğin; biyoenerjide bu sorunu yaşamıyorsunuz, çünkü biyoenerji doğayı değil kişinin kendi enerjisini kullanıyor.