bilinmeyenler ve bilinmesi gerekenler............     

 





 

biyoenerji vs theta terapi


Duyarlı bir okurumuz bize theta terapisi hakkında soru sordu. Bu sorunun cevabı herkes tarafından bilinmesi gerektiğine inandık ve yanıtımızı websayfamızda sizlerle paylaşmaya karar verdik. İnsan beyini farklı hallerimizde farklı frekansta titreşim dalgaları yayar. Yazının başında bunları bilmenizde yarar var. Sizlere hayırlı ve aydınlatıcı okumalar diliyoruz...
  • Alpha frekansları 8hz- 12hz; sakin halimizde yaydığımız frekanslar.
  • Beta frekansları 12hz-40hz: tam uyanık halimizde oluşan beyin dalgaları.
  • Theta frekansları 4hz-8hz: bilincin söndüğü uykuya dalma anı oluşan dalgalar.
  • Delta frekansları 0hz-4hz: beynin en düşük ölçülür dalgaları (yeni doğanlar, beyin travması).
  • Gamma frekansları 40hz-100hz: öfke veya mutluluk duygularımızın zirvesinde olduğu, birşeyleri öğrenmeye çözmeye çalıştığımızda yaydığımız dalgalar.
Theta terapisi vs Theta dalgası: konuya girmeden terimleri anlamanız gerek. Theta terapisinde kullanılan theta ismi nereden geliyor? Bu isim beynin içindeki theta dalgalarından esinlenmiş bir isim. Bu teknik bilinçaltınızla ilgilendiğini iddia ediyor, bilinçaltınıza müdahale edebildikleri algısını oluşturabilmek içinde bilinçaltımızın yaydığı theta dalgalarını almışlar ve bu tekniğe ad olarak koymuşlar. Tekniğin theta dalgaları ile ilgisi varmı? Yok. Teknik olarakta mümkün değil zaten. İsim sadece yanıltma ve algı oluşturmak için. Beyinin theta dalgaları uyku modunda açığa çıkar. Bu dalgaları açığa çıkarabilmeniz için uykuya geçmeniz gerekiyor. Uykuya geçtiğiniz zamanda terapi yapmanız mümkün değil. Theta terapisinde hem hasta hem uygulayıcı tam bir şekilde seansa odaklanmış halde. Bu da değerli dostlar theta dalgalarını değil alpha ve beta dalgalarını ortaya çıkarır. O zaman neden theta ismini koydular? Bir pazarlama stratejesi. Ne tekniğin kendisinin theta dalgaları ile bir ilgisi var nede "tanrısal dokunuş" cümlesinin Allah ile bir ilgisi var. Nasıl depresyon ilaçları, teknolojik cihazlar ve uyuşturucular ile birileri beyinleriniz üzerindeki hakimiyeti ele geçirmeye çalışıyorsa, o üst akıl theta terapisi gibi yöntemler üzerinden de beyninize el atma derdinde.

Not: bu tekniği uygulayanlar theta beyin dalgasını ortaya çıkarabildiklerine inanır, arkadaşlar teknik olarak bu mümkün değil. O dalgalara ulaştığınız an uykuya dalarsınız, uykuya daldığınız zamanda seansınız mümkün olmaz. İki; terapi esnasında hangi beyin dalgaların ortaya çıktığını sıradan bir ofiste tespit etmeniz mümkün değil. Birisi eğer theta dalgaları ile tedavi ettiğini söylerse, seansta çıkan dalgaların theta boyutunda olduğunu o kişi nereden biliyor bunu o kişiye sorun. Kişiyi EEG cihazına bağlamadan seans esnasında theta dalgaların açığı çıktığını nereden biliyorlar bunu onlara sorunuz.

Theta terapistler neyi iddia eder? Theta terapistler DNA 'nıza güzel duyguların yaradıcı tarafından yüklendiğine, yaşadığınız maddi ve menavi travmalar ama bu duygularınızı değiştirdiğini, kendilerininde değişen bu inanç ve hisleri fabrika ayarlarına geri döndürebileceklerini iddia eder. Bilinçaltınızın DNA kodlama merkezine erişerek duygularınıza bir reset yapabileceklerine inanır. Anadan doğma o temiz hislerimizi geri getirebileceklerine inanırlar. Hatta his yüklemelerinde yüzlerce kişiyi aynı anda, binlerce km uzaklıkta olsada his yüklemesi yapabildiklerine inanırlar.

Theta terapi seansı nasıl yapılır? Theta terapistler dört boyuta odaklanır birincisi günlük yaşantınız. İkincisi genetik kodlamanız. Üçüncüsü geçmişiniz ve dördüncüsü ruhunuz. Seansa başlamadan sizi rahatsız eden nedir, bugün neye odaklanmamızı istersiniz diye sorarlar. Sizde hoşlanmadığınız bir vasfınızı veya ruhsal bir sorununuzu dile getirirsiniz ve bunun üzerine çalışmak istediğinizi söylersiniz. Üzerinde çalışmak istediğiniz konu tespit edildikten sonra, terapistiniz size kas testlerini (kinesiyoloji) uygular. Gerçektende o sıkıntı sizde varmı yokmu bunun tespitini yapmak ister. Buraya kadar herşey normal. İtirazımız yok. Terapi boyutuna geçildiğinde ama olaylar karışıyor. Gelin birlikte bir vaka çalışması yapalım; insanlar tarafından kullanıldığınızı varsayın. İyi niyetli birisisiniz ve o iyi niyetiniz sürekli birileri tarafından suuistimal ediliyor. Öyle bir yapıya sahipsinizki kimseye hayır diyemiyorsunuz bu da maddi ve manevi sizi yıpratıyor. Bu sıkıntınızı anlattıktan sonra theta terapist gerçektende böyle bir sorununuz varmı yokmu diye size bir kas testi uygular. İşaret parmanığınızı baş parmağınız ile bir araya getirmenizi ister ve bunu yaparken şunu söylemenizi ister; ben insanlar tarafından kullanılıyorum. Siz bunu söylerkende işaret ve baş parmağınızı açmaya çalışır. Rahat açarsa o inanç bilinçaltınıza tam yerleşmemiş yani öyle bir inanç sizde yok, zor açılırsa evet o inanç sizde var. Bu tespiti yaptıktan sonra sorular boyutuna geçilir. Olayın özüne inmek içinde hep şu soruyu sorar; bu sizi neden rahatsız ediyor veya korkutuyor? Örneğin; birilerin sizi kullandığını düşünüyorsunuz. Terapist şunu sorar; eğer isteklerini yapmazsan ne olacağından korkuyorsunuz? Cevabınız dışlanmaktan korkuyorum olur. Terapist bu sefer; dışlanmak neden korkutuyor sizi? Cevabınız yalnız kalmaktan korkuyorum olur. Terapist bu sefer; yalnız olmak neden korkutuyor sizi? Cevabınız bir hiç olmaktan korkuyorum olur.

Ne yaptık şimdi, soru sora sora ana korkuya indik. Hiçlik en temel histir, bundan aşağıya inemezsiniz. Bu noktada terapist yine bir kas testi uygular, gerçektende o hiç olma duygusuna sahip olup olmadığınıza yönelik. Soru sora sora en temel hisse indikmi, şimdi terapi boyutuna geçilir. Gizemde burada başlar. Terapist hastanın elini tutar ve o negatif düşüncelerin yerine güzel düşünceler ekeceğini söyler ve hastadan izin ister. Hiçlik duygusunu alıp, yerine güzel düşünce yerleştirmeme izin veriyormusun der. İzin aldıktan sonra o düşünceye odaklanır ve onu pozitif bir düşünceye dönüştürür. Nasıl dönüştürüyor, gizemde burada. Bunu biyoenerji ile yapmadığı kesin. İnsanın ürettiği enerji ile başkaların düşüncelerine müdahale edemezsiniz. Bir iki dakikalık odaklanma sonrası yine bir kas testi yapılır. O olumsuz düşüncelerin beyninizde değişip değişmediğine bakar. Değişinceye kadarda o enerji yüklemesine devam eder. Bu belki bir seans belki 10 seans alır.


Not: theta terapisi uygulaması biyoenerji ile açıklanabilecek bir uygulama değil. Terapi esnasında tanrıyı devreye sokarak olayı tümüyle metafizik ve ezoterik bir boyuta taşıyorlar. Bu da değerli okurlarımız bizim bilimsel yaklaşımlarımızı aşıyor. Kafamıza takılan onca soruyu açığa çıkartıyor; theta dalgalarını kullandıklarını nereden biliyorlar? Tanrı ile nasıl iletişime geçiyorlar? Bahsettikleri tanrı kim? İnancın merkezi bilinçaltı olduğunu nereden biliyorlar? DNA'nın his ve inanç kodlarını içerdiğini hangi bilimsel araştırmadan öğrendiler? O an DNA 'ya bir yükleme yaptıklarını nereden biliyorlar? Bakınız, biyoenejistler kadar enerji konusunda uzman kişiler yoktur ama, onlar bile bir enerji yüklemesi yaptığında o enerjinin DNA 'ya yüklenip yüklenmediğini bilemez. Theta terapistler ise bundanda ötesi giderek bir chrosomen içinde hangi DNA 'ya, o DNA 'nın içinde hangi gene yükleme yapacaklarını biliyor. Bu mikro cerrahi vari enerji yüklemeside bizlerin bilimsel ve mantık bakış açısını aşıyor.

Theta terapisi ve bilim: yazılarımızda her daim bilime işaret ediyoruz. Bir işe kalkışıyorsanız mutlaka ve mutlaka işinizin bilimsel altyapısını bileceksiniz. Örneğin; beyin ve hafıza ile uğraşıyorsunuz, beynin fizyolojik yapısını ve anatomisini çok iyi bileceksiniz. Eğer bilmeden bu tür işlere kalkışırsanız saçmalar kendinizi hurafe ve sakıncalı işlerin içine sürüklersiniz. Örneğin; theta terapisi. Theta terapistler saç rengimiz, boyumuz ve fiziki görünümümüz gibi duygularımızında DNA tarafından belirlendiğine inanıyor. Bu da doğru değil! İnsan DNA 'sı insanın fiziki yapısını ve hücrelerin çalışma ritmini, vazifesini belirler yani anatomisini ve fizyolojisini belirler, insan DNA 'sında his ve duygu yüklemesi bulunmaz. En azından bugünün bilim dünyasının böyle bir tespiti yok. Yarın belki olabilir, biz ama bugünden konuşuyoruz. Bugün böyle bir bilgi ortalıkta yoksa bu kişiler bugün nasıl böyle bir iddiada bulunabiliyor?

Theta terapisi ve kader: theta terapi gibi uygulamalar İslami realiteden uzak uygulamalar. Örneğin; İslami açıdan biyoenerji makul bir uygulama çünkü ruh, zihin ve maneviyatla ilgilenmiyor. Tıbbi bir müdahale gibi bedensel bir soruna odaklanıyor. Theta terapi ise zihin kodlarınıza hafızanıza odaklanıyor. Nasıl algılıyorsunuz dünyayı, bunu değiştirebilirim diyor. Değerli dostlar hayatta bu kadar basit ve kolay değil işte. İmanın altı şartından birisi kadere inanmaktır. Kader nedir? Size inen hayır veya musibetlerdir. Bunlar neye göre size iniyor? Sizin ve atalarınızın yaşantısına bakarak. Hafızanızdan silmek istediğiniz geçmişte yaşanan bir musibet sizin veya atalarınızın yaşantısı sonucu ortaya çıktı. Varsayalımki o negatif olayı hafızanızdan sildiniz, o negatif olayı size yaşatan kadere nasıl engel olacaksınız? Siz yaşantınızı değiştirmediğiniz müddet kader çünkü size o negatif olayları yaşatmaya devam edecek. Bir olumsuz hafızayı sileceksiniz bir olumsuz bakış açınızı değiştireceksiniz, bir sonraki gün kader size beş olumsuz hadise daha yaşatacak. O sorunları başınıza musallat eden yaşantıyı terk etmediğiniz müddet başınız olumsuzluklardan kurtulmayacak. Theta terapi ile karşılaştığımız ikinci sorun burada; bu tür terapiler size kalıcı çözüm üretemez çünkü sorununuz dünyayı nasıl algıladığınızla ilgili değil, yaşantınızla ilgili. Yaşantınızıda ne hocalarınız ne bilim adamlarınız ne de theta terapistleriniz değiştirebilir. Onu ancak siz kendiniz, yaşantınızla değiştirebilirsiniz. Örneğin; kader size sorun arkasına sorun indirmeye karar verdiyse, bir yere kadar theta terapisi veya şununla bununla bardağın dolu tarafına bakabilirsiniz, bir müddet sonra yeter yahu dersiniz. Anlayacağınız sorunlarınızın kaynağı birşeyi nasıl algıladığınız değil, yaşantınızla ilgili. Hafızanıza odaklanma yerine yaşantınıza odaklamanızı tavsiye ederiz.

Not: bu tür teknikler batı kaynaklı teknikler ve bunu ortaya atan insanlar rızkın gökten indirildiğine, herşeyin Allahın tasarrufu altında olduğuna inanmaz. Onların hayat felsefesi, sen istersen yaparsın senin sınırların senin hayal dünyan kadar gibi söylemler içerir. Kaderde o kadar basit işlemiyor işte. Siz omuzunuzda sadece kendi yükünüzü değil dört neslin yükünü taşıyorsunuz (on emrin ikinci emri). Kaderiniz sadece sizin bakış açınız doğrultusunda belirlenmiş olsa, görüşünüzde bir haklılık payı olurdu. Pozitif düşünerek pozitif bir hayat sürdürebilirdiniz. Kader ama rızkınızı hesaplarken atalarınızıda hesaba katıyor. İşlerde burada karışıyor. Ne kadar çok ailenizden maddi ve manevi besleniyorsanız, "göbek bağı" ile onlara bağlıysanız o kadar çok onların yanlışları size kader olarak yansıyor. Bu konuda batı dünyası kaynaklı hayat hikayeleri sizi yanıltmasın. Orada 16 yaşından itibaren çocukların kendi ayakları üzerinde durması bekleniyor. Batı dünyasının bireyleri ne ekerse onu biçiyor olabilir. Orada ben hayata pozitif bakmaya başladım ve hayatım değişti hikayelerini çok duyabilirsiniz. Bizim gibi 40 yaşına kadar, ölüme kadar atalarından beslenen topluluklarda ama bilinki olay kendi bakış açımızla bitmiyor. Ebeveynlerimizin bizi okutmasını, evlendirmesini araba ve evimizi almasını, bunlarla yetinmeyip birde biz çalışırken çocuklarımıza bakmalarını bi' nevi onlarıda büyütmelerini bekliyoruz. Bu hak hiç ödenirmi? Varsayalımki ebeveynlerinizin üzerinizde fazla bir emeği yok, yinede onların işlediği haltlardan kaçışınız yok, en geç mirastan payınızı aldığınızda ataların o negatif enerjileri size bulaşıyor. O mirasta zerre kadar lanet ve beddua varsa o mirası yediğiniz an, o lanet ve beddua hayatınızı allak bullak edecek. Hayata pozitif bakış açınızda buna engel olamıyacak.

Miras olayı batı dünyasında yokmu, elbette var ancak batı kültüründe "yediğin zıkkım olsun", "sütüm haram olsun" gibisine bizde olduğu derinlikte bir lanet ve beddua kültürü yok. Atalarından kalan mirasta birilerin hakkı olsada, lanet ve beddua içermediği için o miras o kişilerin hayatını bizde olduğu kadar etkilemiyor. O hakkın hesabı öbür dünyaya kalıyor. Bu vesileyle şunuda biliniz, kişinin arkasından lanet ve beddua okursanız bilinki o haksızlığın bedelini bu dünyada ödetiyor, ahiret hayatına hesap bırakmıyorsunuz. Yani ne ekersem onu biçerim değil, topluca ne ekersek onu biçeriz. Kaderiniz sadece sizin bakış açınıza göre değil, bağlı olduğunuz tüm canlılara göre belirleniyor. Doğanın kendiside öyle değilmi, içinden birşeye dokunduğunuzda bakıyorsunuzki tüm ekosistemin dengesi bozulmuş.


Theta terapisi ve şeytan: beyinde kayıtlı negatif bir hissi aldınız ve bunu pozitif bir hisse dönüştürdüğünüzü varsayalım, bu yine sorunlarınızı gidermiyor çünkü sorununuz bir hadiseyı nasıl algıladığınız değil, o kaydın sürekli size hatırlatılması! Farkı anladınızmı? Bu ikisi aynı şey değil. Örneğin; bilgisayarınızda bir müzik parçası yüklü. O müzik parçasını dinlediğinizde onun sizde belirli duyguları canlandırması ayrı, o parçayı çalan mp3 çalar ayrı birşey. Bu tür terapilere başvurmadan kendinize şu soruyu sorun, bir olay aklınıza geldiğinde onun sizde canlandırdığı duygularmı sizi rahatsız ediyor, yoksa o olayın size sürekli hatırlatılmasımı? Bu ikisi aynı şey değil. Birisi bir algı diğer ise onu sürekli beyinde çalan bir aygıt. Benim sorunum olayları algılamada diyorsanız bunun tedavisini theta terapisi ile yapabilirsiniz. En azından onlar yapabildiklerini iddia ediyor. Benim hatıralarımla bir derdim yok, yaşamam gerekenleri yaşadım diyor ve asıl sorununuz olarak o hatıraların sürekli beyninizde canlanmasını görüyorsanız, o zaman bunun tedavisini theta terapisi ile yapamazsınız. Bunun tek bir tedavisi var o da İslam. Theta terapisi ile yaşanan bir diğer sıkıntıda bu; theta terapisi ile siz hafızaya dokunuyorsunuz, bozuk bant gibi o hadiseyi beyninizde sürekli oynatana değil. O olumsuz düşünceleri beyninizde canlandırana (şeytan) dokunmadığınız müddette, siz o travmayı sileceksiniz o başka bir gün başka bir travmayı size hatırlatacak. Siz siliyorsunuz, o yenilerini hatırlatmaya devam ediyor ve bu döngü hiç son bulmayacak. Duygularınıza müdahale ettire ettirede ne olur size ve kişiliğinize? Allak bullak olur. Örneğin; temizlik takıntısını yendiniz. Bir sonraki gün sizi simetri ile vuracak. Onu yendiniz bir başka gün panik atakla sizi vuracak. İçinden çıkmanız mümkün olmayan bir gırdabın içine sürükleneceksiniz. Ömrünüzü sebeple değil, sonuçla uğraşmakla geçireceksiniz ve bu hiç son bulmayacak. Hafınızınızın mahremiyetini sürekli yabancı kişilere açacak, o hafızaları akla düşüren şeytana dokunmak hiç aklınıza gelmeyecek.

Not: hafızınızda kayıtlı bir hatırayı o an sizmi bilince taşıdınız yoksa şeytanmı, nasıl anlarsınız? Konuya odaklandığınızda konu hafızanıza düşüyorsa teyip çalar sizsiniz, konuyu düşünmeden o hatıralar kendiliğinden aklınıza düşüyorsa o zaman teyip çalar başkası (şeytan). Eğer bir konuya odaklanmadan o bir düşünce olarak aklınıza doğuyorsa bilinki o an hafızanıza siz değil başka birisi erişim sağlıyor. O erişim sağlayanıda yok etmediğiniz müddet olumsuz düşüncelerden kurtulamazsınız. Birisini yok eder, on tane yenisi gelir. 

Şeytan neden bu tür tekniklere cevap versin, bu oyuna dahil olsun? Şeytan kişiyi İslamdan uzak tutmak ister. Şeytan eğer sizde bir kararlılık görürse o rahatsızlığı daha fazla kabul edemeyeceğiniz kararlılığını, o zaman şeytanlar çözüm arayışlarınızın sizi Allah kelamı okunan bir yere götürmesinden korkar. Önlem adına kendi çözüm yerlerini kurarlar. Şeytanlar bedensel sıkıntılara sebep olur, çözümüde yine kendisinin işlettiği mekanlarda aransın ister. İnsan üzerindeki total kontrol. İslama altenatif şifa merkezleri kurar. Theta terapistler böyle yerler. Theta terapistler şeytanlar için biçilmiş kaftan. Arınmak için tövbe yok, namaz yok, oruç yok, Kur'an-ı Kerim yok, Allah yok, içki ve zina gibi zevklerden vazgeçme yok. Şeytanlar açısından ne güzel bir arınma yolu.

Theta terapisi ve hayat tecrübesi: bir duyguyu pozitife dönüştürmek mümkünmü? Bunun cevabını vermek için ilk önce duygular nasıl oluşur bunu anlamalısınız. Örneğin; özgüven. Özgüven zamanla ve pozitif hadiselerin tekrarı sonucu ortaya çıkar. Her başarınız taşa oymak gibi beyin hücrelerine kazınır. Otuz veya kırk yıllık bir hayat sonrasıda karşınızda sportif, okul ve iş dünyasında başarılı bir insan profili çıkar. Bir de hayatı başarısızlıklar ve ezilmişlikler ile dolu bir insanı düşünün. Özgüven ile ilgili fazla bir yükleme yapılmayan bir beyini düşünün. Siz o beyine yapay bir özgüven yüklemesi yapmaya kalkıştığınızda ne olur biliyormusunuz; hayatın ilk zorluğunda beynin o bölgesi iflas eder. Hayatta elde edilen pozitif hisler taşa yazmak gibidir, en zor günlerinizde bile sizi taşır, kalıcıdır ve size güçlü bir benlik kazandırır. Bir iki seansta yüklenen hisler ise kuma yazmak gibidir, hayatın ilk fırtınasında kaybolur gider. En zor günlerinizde sizi yapayalnız bırakır. Şimdi, varsayalımki bu hisler doğuştan itibaren zaten var ve sizde sadece duyguları fabrika ayarlarına geri getirdiniz, bu durumda dahi düşünemediğiniz bir nokta var ama, ha bize göre düşünmediğiniz onlarca nokta varda; siz bir kişiye reset yaptığınızda karşınızda artık 30 yaşında ve 40 yaşında bir hasta olmayacak, bir günlük bebek olacak, siz olayın bu boyutunu hiç düşündünüzmü? Sizin teziniz doğru ise, gerçektende ilk günki duyguları geri getirebiliyorsanız o zaman siz kişiye bir reset attığınızda karşınızda bir günlük bebeğin hislerine sahip bir varlık olacak. Olayın bu yönünü hiç düşündünüzmü? Varsayalımki reset yaptınız, açığa çıkardığınız yeni hislerin olgunlaşması ve filizlenmesi için ne tür bir program izleyeceksiniz? Siz o bir günlük duygulara sahip bir bireyi dünyaya saldığınızda ne olur biliyormusunuz?

Duygusal çöküntüler yaşayan, duygularını kontrol edemeyen bir birey olur. Değerli dostlar duygular hayat tecrübeleri ile ortaya çıkar ve olgunlaşması için zamana ihtiyaç duyar. Örneğin; pozitif duygular ile seanstan çıktınız, bunların sizde kalıcı olabilmesi büyümesi için bu hisler sürekli pozitif olaylar ile beslenmesi gerek. Bunun içinde kişi günlük hayatında sürekli pozitif olaylar yaşaması gerek. Kişinin hayatı ama pozitif gitmiyorsa ne yapacaksınız? Geldikmi tekrar olayın kader boyutuna? Muayenehanenizde istediğiniz seansı yapın, hasta dışarıya adım attığında yine kaderiyle baş başa. O kaderide sizin değiştirme gücünüz yoksa, insanlara mutlu ve huzurlu yaşam felsefeleri ile kandırmayın. Okurlarımıza tavsiyemiz şu; gerçektende huzur ve mutluluk peşindeysiniz beyninizdeki olumsuzlukları silerim diyenlerin peşinden değil kaderi kontrol edenin peşinden koşun. Kaderi kontrol eden ancak mutluluğun garantisini size verebilir. Kaderide kim kontrol ediyor; ALLAH. "Doğrusu güldüren de ağlatan da o'dur" (Necm Süresi; 43). Yani, öyle veya böyle olay yaşantınızda bitiyor. Siz yaşantınızı değiştirmediğiniz müddet o yaşantı karşınıza yine olumsuz olaylar savuracak beyninizde yine olumsuz hisler doğacak. Sizde ömrünüzü onları sildirmekle geçireceksiniz.


Theta terapisi ve duygular: benliğimizi oluşturan şey hayat tecrübelerimiz ve zamandır. Bir yemek düşünün, hayat tecrübeleriniz malzemeleri sunar zamanda ateşi. Birilerin sürekli benliğinize yani duygularınıza müdahale ettiğini, sürekli birşeyleri oradan çıkarıp başka şeyleri koyduğunu varsayın. Hayat tecrübeleri ile desteklenmeden zaman ile olgunlaşmasına müsade edilmeden, sürekli birşeylerin benliğinizden çıkarılıp eklendiğini düşünün, bir müddet sonra ne olur size biliyormusunuz; benliğinizi kaybeder, büyük ruhsal ve duygusal çalkantılar yaşarsınız. O yüzden his ve inançlarınıza lütfen dışarıdan müdahale ettirmeyin. İnançların oluşumu zaman ister ve hayat tecrübesi ister. Herhangi bir hayat tecrübesi yaşamadan, bir iki seans ile o hisleri beyninize yüklerseniz bu sizin hayrınıza olmaz.

Theta terapisi ve aynaya bakmak: bir Müslüman theta terapisini uygulamaz çünkü, ruhsal sorunların şeytan kaynaklı olduğu ve bu şeytanlarında terapi ile giderilemeyeceğini bilir. Ruhsal sorunların kaynağı kişinin yaşantısı ve günahları olduğu ve kişi o yaşantıdan vazgeçmediği müddet o sıkıntıların kalkmayacağını bilir. Kim bu tekniklere yönelir? Kendi yaşantısında bir sorun görmeyen kişi yönelir. Yaşantısını değiştirmek istemeyen yönelir. Başına gelenlerin kendisinden değil, başkalarından kaynaklandığına inanan kişiler gider. Bu kişiler kendi yaşantılarında bir kusur görmez, başkalarından gelen kusurlarıda (travmalar) bu tür teknikler ile giderip lekesiz kusursuz bir yaşantı sürdüreceklerine inanır.

Biyoenerji ile theta terapisi arasındaki en temel fark: insan bedeni iki tür enerjiyi içinde barındırır, birisi kendi üretimidir (ısı ve elektromanyetik), diğeri ise dıştan gelen günahlarımız üzerinden bize bulaşan enerjiler (şeytan). Biyoenerjistler bedenin kendisine has enerjisi ile, theta terapistler ise bedenlerimize dıştan bulaşan enerji ile uğraşır.

İslamın ayrıcalığı: modern tıp birşeylerin atalardan bizlere geçtiğini kabul ediyor. Ne kadar çok bunu tam bir yere koyduramasada buna genetik diyor ve bu gerçeği kabul ediyor. Uzak doğu uygulayıcılarıda belirli enerjilerin atalardan nesillere geçtiğine inanıyor ve buna yin ve yang diyor. İslam dini bu gerçeği kabullenmektende ötesi, buna bir ad koyuyor günahlar ve şeytanlar diyor. Diğerleri atalardan ve hatalarımızdan birşeylerin bedenlerimize sindiğini kabul ediyor, İslam ise bundanda öte bunun ne olduğunu bize söylüyor. Diğer inançlar hastalıkların negatif enerjilerden negatif enerjilerinde hatalarımızdan bize bulaştığını kabul ediyor, İslam dini ise bundanda ötesine giderek o negatif enerjilere isim koyuyor (şeytan). Eğer theta terapisinde olduğu gibi bir kişinin geçmiş yanlış ve hatalarını açığa çıkarmaya çalışıyorsanız, bilinki şeytanlar ile uğraşıyorsunuz. Eğer şeytanlar ile uğraşacaksanız o zaman neden uzak doğu felsefelerinden esinlenmiş theta tekniğini kullanıyorsunuz? Müslümansanız, İslamın oruç tekniğini kullanın. Seanslarınızda tanrı kelimesini kullanma yerine, yaratıcıyı kendi ismiyle anın (Allah).

Biyoenerji vs theta terapisi
  • biyoenerji bedene has enerji ile uğraşır, theta terapi ise bedene yabani enerji ile uğraşır (şeytan).
  • biyoenerji bedenin içindeki enerji yollarına, theta terapisi hislere odaklanır
  • biyoenerji seansında hasta ile konuşmazsınız, theta terapistler ise konuşarak terapi yapar.
  • biyoenerji bedenle ilgilenir, theta terapi ise beyinle
  • biyoenerji bugünle ilgilenir, theta terapisi ise geçmişle ilgilenir
  • biyoenerji hastanın inancına ihtiyaç duymaz, theta terapisi ise hastanın inancına ve teslimiyatına muhtaç.
  • biyoenerjide kontrol terapistte, theta terapide ise şeytanda.
  • biyoenerji beşeri güç ile seans yapar, theta terapistler ulvi güçle yaptıklarına inanır
Not: bazı theta terapistler tedavilerine biyoenerji tekniklerinide entegre etmiş. Bizim burada kıyasladığımız şey bu karma teknikler değil, biyoenerji ile theta terapinin ana yöntemi arasındaki fark.

Özetlersek: theta terapisinin biyoenerji ve reiki gibi uygulamalardan farkı hislerinize müdahale etmeye kalkışması. Biyoenerji gibi uygulamalar bedeninizle ilgilenir, theta terapisi ise bilincinizle. Neyi kafanıza takıyorsunuz o hissi değiştirebileceklerine inanırlar. Teknik olarak bu mükünmü? Mümkün değil. Theta terapisi ile organları tedavi edebilirsiniz, hisleri ama değil. Fark? Birisi somut boyutta, diğer ise değil. Var olmayan ve sadece kişinin beyinde canlandırdığı bir hisse nasıl müdahale edeceksiniz? Edemezsiniz. Sonuçlar ama ortada hocam diyorsanız; sonuç sizi kandırıyor. Sonuç olarak gördüğünüz vakalarda siz bir hissi silmediniz, siz sadece şeytanın onu gündeme getirmesine engel oldunuz. Farkı anladınız! Örneğin; hasta bir organınız var. O organı güzel bir bahçe gibi hayal ederek onu parlayan bir yıldız gibi hayal ederek onun her gün büyüdüğünü filizlendiğini ve çiçek açtığını hayal ederek organla sürekli konuşup sen iyileşeceksin telkinlerinde bulunarak o hastalıklı organı tekrar iyileştirebilirsiniz. Bu bir biyoenerji tekniğidir ve bilimsel açıdanda mümkündür. Siz theta terapisi ile bir organa odaklanıp onu iyileştirebilirsiniz. Örneğin; bu tekniği piyasaya süren kadın bu teknik ile kendi kanserini yendiğini söylüyor. Bunu yapmak mümkün ama o zaman buna theta tekniği denilmez biyoenerji denilir.

Not: theta terapisini piyasaya yayan kadına baktığınızda karşınıza ezik bir insan tipografisi çıkıyor. Ruhuna indiğinizde çok sorunlu bir kadın profili çıkıyor. Size iç huzurdan bahsediyor ancak, bu kadının içi hiçte huzurlu değil bunu biliniz. Bu analizi neden yaptık? Bu kadının özgeçmişinde scientology tahrikatına üyelik yatıyor. Bize göre bu kadın bir proje ve bu tekniğin temelleri bize göre burada atıldı. Bu tür bir tekniği bu kadının kendi başına çıkaracağı ve yayacağı kanaatinde değiliz. Bu kadın beyin yıkama merkezine (secientology) üye oluyor, oradan ayrıldıktan sonrada ben hafızalarınızı değiştirebilirim demeye başlıyor. Biz burada bir tuzak kokuyoruz. Yani bu olaylar bu kadının boyunu aşan olaylar.

Tuzak: olumsuz bir düşünceyi olumlu bir düşünmeye dönüştürmek neden kötü olsun diyorsanız, hayata daha pozitif bakmanız için terapi almanız neden kötü olsun diyorsanız, evrende var olan olumsuz düşünceleri pozitife çevirmede ne var diyorsanız, sıkıntı yok bizde buna varız. Bunların her birin altına imza atarız. Ancak her olayın bir görünen birde görünmeyen boyutu var, tehlikede görünmeyen boyutta yatıyor. Şeytan detayda gizlenir. İyi birşey yapıyorsunuz izlenimi verir ve detaylarda sizi saptırır. Bu uygulamada detayda sizi saptırıyor. Bu uyguluma tanrısal dokunuştan bahseder. Terapistlerin hangi tanrı ile iletişime geçtiklerini bunlara hiç sordunuzmu? Tanrının enerjisi ile tedavi edeceğim sizi, buna izin veriyormusunuz diye size sorduklarında, siz eğer bir dakika beklermisiniz bana enerji yüklemesi yapmadan önce bahsettiğiniz tanrı kim diye sormazsınız İslami açıdan hapı yutuyorsunuz! Onun bahsettiği tanrı buddha ise ve sizde buna onay veriyorsanız hapı yutuyorsunuz. Tek bir tanrı var o da Allah. Allahtan başka bir tanrıya odaklandığınızda Allahtan başka bir tanrıdan medet umduğunuzda bu sizi şirke götürür. Theta terapistler tanrısal bir dokunuşla hislerinizi değiştirebileceklerine inanırlar. Soru şu; bahsettikleri tanrı kim? Bir hasta olarak sizin kime inandığınız burada önem arz etmiyor, gökten enerjiyi aldığını iddia eden terapist olduğu için onun tanrı ile ne anladığı önemli. Buddhamı, evrensel enerjimi, isa mesihmi, ne? Hastanın neye inandığı önemli değil, terapistin neye inandığı tedavinin şirk olup olmadığını belirliyor. Eğer terapistin kalbinde Allah inancı varsa, o zaman seans esnasında neden tanrı kelimesini kullanıyor? Terapiye başlamadan bu soruları kendinize ve terapistinize sormalısınız. Kastettiği tanrı kim bunu terapistinize sorunuz. Allahtan başka bir tanrıdan bahsediyorsa, terapiniz sizde kalsın deyip odadan çıkınız. İki; theta terapisi batı kaynaklı bir terapi yöntemi? Soru şu; bunların kalbinde Allah inancı yok, bunlar tanrısal dokunuştan bahsettiğinde bunların çağrılarına kim cevap veriyor? Bu Allah olamaz. Allah müslümanın davetine icap eder. Bu seanslarda Allahın bir parmağı yoksa kimin parmağı var? İşte burada da şeytanlar devreye giriyor.

Not: varsayalımki Müslüman bir uygulayıcısınız ve Allah ismini anarak bu tedaviyi yapıyorsunuz, yinede Allah size yardım etmez. Neden? İslam dini bizlere sıkıntılardan arınmanın yollarını anlatmış, bu yolların hiçbiride kişinin beynin içine girip orasına his veya inanç yüklemesi içermiyor. Tövbe etmeyeceksiniz, günahkar yaşantınıza devam edeceksiniz sonrada Allah sizlere gökten yardım indirecek öylemi? O yüzden lütfen beyine erişim isteyen teknoloji ve insani uygulamalardan uzak durun. Varsayalımki 30-40 yıllık hayat tecrübeleri sonucu oluşmuş duyguları terapi ile sildirdiniz ve kendinize yeni duygular yüklettirdiniz, hayatın ilk fırtınasında ne olur biliyormusunuz? Kök salmamış olgunlaşmamış o duygular hayatın ilk fırtınasında sizi yalnız bırakır. Eskilerde artık ortalıkta olmadığı için hayatın ilk fırtınasında sudan çıkmış balığın durumuna düşersiniz. Bir maymun gibi gün içinde bir duygu modundan diğerine zıplar durursunuz. Akıllı olun. İslam dini bizlere arınmanın yollarını belirtmiş; tövbe edin, günah içeren hayatınızdan uzak durun, helalleşmeniz gereken insanlar ile helalleşin, atalarınızdan size gelen haklar varsa bunlar içinde 40 gün arka arkaya oruç tutun. Sonsuz huzura kavuşmanın yolu bu kadar basitken neden ikide bir beyninizin mahremiyetine tecavüz ettiriyorsunuz? Bundanda ötesi bu tür terapi teknikleri günahlarınızla yaşantınızla yüzleşmenize mani oluyor. Terapistler sizi oyalaya oyalaya tövbe etmeden öbür dünyayı boyluyorsunuz. Yazık etmeyin kendinize!

Sonuç: theta terapisi, energy medicine, energy therapy, energy healing, psychic healing, spiritual medicine or spiritual healing, recall healing gibi batı kaynaklı tekniklerin inanç ile mayalaştırıp bize sunulmasının hali. Biraz meditasyon biraz hipnoz biraz inanç bir kinesioloji biraz psikoterapi ve sonuç olarak ortaya çıkan theta terapisi. Theta terapisi inanç merkezli bir uygulama. Müslümansanız bu uygulamadan uzak durunuz. Tövbe edin, yaşantınızı İslama uygun hale dönüştürün. Hakkını yedikleriniz insanlar ile helalleşin. Atalardan size gelen negatif enerjiler varsa bunlar adınada 40 gün arka arkaya oruç tutun. Üzerinizdeki o hakların kalkması, mağdur ettiklerinizin ruhlarına bağışlanması niyetine arka arkaya oruç tutun. Allahın izniyle huzura kavuşmanız için bunlar size yeterli olur. İslam dini bize arınmanın çerçevesini çizmiş, huzurlu yaşamanın formülünü bildirmiş, bunun dışına çıkarsanız şeytanların tuzağına düşersiniz. Bir sorunuz çözülür, on tane yenisi sizi bulur. Dikkat ederseniz bu tür tekniklere yönelen ve merak salanlar İslami yaşantısı olmayan kişilerin arasından çıkar. Bizim ulusalcı ve aydın dediğimiz tayfa varya, genelde bu tür tayfa bu tür tekniklere merak salar. Neden? İnsanoğlu beden ve ruhtan oluşuyor, bedeniniz için spor yapıyorsunuz ruhunuzu ne ile besleyeceksiniz? Bu insanların ruhsal sorunlarını giderecek, ruhlarına hitap edecek birşey yok ellerinde. Biz bir yasin-i şerif dinlediğimizde kalbimiz eriyor, bir namaz kıldığımızda huzura kavuşuyoruz, bir oruç tuttuğumuzda üzerimizde manevi bir hafiflik hissediyoruz. Ya bu kişiler? Bunların hayatında ruhlarını maneviyatlarını besleyecek hiçbir şey yok. Bunlar bu eksiği bu tür terapilerde arar. Ruhsal ve manevi huzuru bu tür tekniklerde arar. Günlük yaşantılarında Allaha sırtını dönen bu tayfayı, kader bi'nevi dahada çok Allahtan uzaklaştırır, Allaha şirk içeren yöntemlerin içine savurur. Biyoenerji gibi yöntemler İslamla çatışmaz çünkü seans esnasında ulvi güçleri çağırmazsınız. Theta terapi gibi uygulamalar ise çatışır çünkü ulvi güçleri çağırırlar onlardan medet ve şifa umarlar. Bu da sizi şirke götürür. O yüzden lütfen theta terapisi gibi tekniklerden uzak durunuz.

Dikkat: olumsuz bir düşüncenizi bir hissinizi bir hatıranızı pozitife dönüştürebiliriz derler, sonrası beyininize girebilmek için izin isterler, ya sonrası? Birilerin beyinlerinizin içine girip hatıralarınız ve duygularınız ile oynaması beyniniz üzerinde kontrolü ele geçirmesi, o mahrem alana giriş sağlayabilmesi sizi korkutmuyormu? Bu tür teknikler size singularity diye adlandırdıkları yeni nesil insan projesinin bir ön ayağı gibi gelmiyormu? Küresel akıl teknoloji üzerinden hafıza ve düşüncelerinizi bir merkezden kontrol etmeyi amaçlıyor. Buda onun ön ayak sesleri gibi gelmiyormu? Örneğin; theta terapisi. Bu tür teknikler siz yetersizsiniz, ancak benle huzur bulursunuz inancını yayar. Siz kendiniz adına yanlış kararlar veriyor, kendinizi sürekli olumsuz olayların içine sürüklüyorsunuz sizin için biz düşünelim der. Sonrası hafızanıza erişim isterler. Ya sonrası, tanrı adını kullanarak bunları silme iznini. Ne yaptılar şimdi? Hafızayı silme ve beyninizi yıkamayı günlük hayatımızın içine soktular. Rutin ve olağan hale getirdiler. Yirmi ve otuz yıl sonra birileri gelin sizleri makinalara bağlayalım ve size güzel düşünceler yükleyelim dediğinde, bu size garip gelmeyecek neden çünkü mahallenizdeki theta terapist çoktan bunu sizlere alıştırmış olacak. Üst aklın öncü elemanları gibi çoktan piyasayı hazırlamış olacaklar. Bizim mahallede de bir kadın vardı, o da yapıyordu diyeceksiniz. Bir çok insan fayda görmüş diyeceksiniz. Birilerin gelip makinalar ile hafızalarınızı silmesi size hiçte garip ve tuhaf gelmeyecek. Masumane gibi görünen teknikler üzerinden bir üst aklın bizleri nasıl bir geleceğe hazırladığını görüyormusunuz? Bu tür tekniklerin ne tür sakıncalar barındırdığını görüyormusunuz? İnanın, bu uygulamayı yapan terapistlerin bile bundan haberi yok. Neye hizmet ettiklerinden bi' haberdar değiller.

Özeleştiri: neden diyanet ve ilahiyat fakülteleri bu tür arınma teknikleri üzerinde çalışmaz? İslam dini doğrultusunda bir teknik neden çıkaramıyoruz? Toplumumuzu neden bu tür baatıl tekniklere mahkum kılıyoruz?










kelimelerden türemiş hurafeler