bilinmeyenler ve bilinmesi gerekenler............     

 





 

levh-i mahfuz


Levh-i mahfuz nedir? Yazılımla çalışan akıllı bir kitap.

Nerede? Gökte.

Diğer kitaplardan ayrıcalığı ne, örneğin; Kur'an-ı Kerim? Tüm Kitapların anası olması. Kur'an-ı Kerim dahil. "Doğrusu sana vahyedilen bu Kitap, Levhi Mahfuz'da bulunan şanlı bir Kuran'dır" (Buruc Süesi; 21-22). Yeryüzünde olan ve sonradan yeryüzüne inen canlı cansız herşeyin kütüğü, ameli ve geleceği bu Kitapta yazılı ve bu Kitaptan hesaplanıyor. "O Kur'ân, katımızda bulunan ana kitapta mevcut olup şanı büyüktür ve hikmetle doludu" (Zuhruf Süresi; 4). Neden Kitapların anası deniliyor, çünkü yeryüzünde yazılan her kitap her sayfa her cümle her twit her mesaj, her düşünce ve her eylem var olmadan, levh-i mahfuzda sizin adınıza hesaplanıyor, kayıt altına alınıyor sonrası size iniyor. ".. Göklerde olsun, yeryüzünde bulunsun, bundan da küçük olsun, bundan da büyük olsun, hepsi de apaçık kitaptadır" (Sebe Süresi; 3). Bu noktada anlamanız gereken ilk şey, birşey kayıt alınmadan yeryüzüne inmiyor. "Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır" (Hadid Süresi; 22). Siz nasıl yeni doğanları, ülkenize iltica eden her bireyi kayıt altına alıyorsanız, yeryüzüne inen, yeryüzünde var olan herşeyinde kayıtı tutuluyor. Kaderinizde bir değişiklik dahil herşey kayıt altına alınıyor. "Canlıların ömürlerinin uzatılması ve ömürlerinin eksiltilmesi, mutlaka bir kitapta yazılıdır" (Fatır Süresi; 11). Bu kayıt neden önemli, çünkü bu kayıt üzerine herkesin rızkı indiriliyor. Kimse rızıktan mahrum kalmaması için, her bir atom parçacığı ve ondan da küçük parçacıkların hesabı tutuluyor. Buradan da bu kitabın büyüklüğü ve ebatını siz düşünün. Ne yazacağımız, düşüneceğimiz ve yapacağımız baştan levh-i mahfuz tarafından belirleniyorsa, özgür irade nerede diye soruyorsanız, kaderle ilgili yazımızı okuyunuz, bunun cevabınıda o yazımızda vereceğiz inşallah.

Levh-i mahfuz tamda nasıl çalışıyor? Levh-i mahfuz Allah katında olan akıllı bir kitap ve kitap sizin rızkınızı hesaplıyor. Bunun işleyişini bizim bilmemiz mümkünmü? Mümkün. Nasıl? Kendimizi çok lütufta hissetmeliyiz, çünkü Allahu Teala yarattığı düzenin muadillerini yeryüzüne indirmiş. Yeryüzündeki muadiline bakarsak, gökte olanın nasıl çalıştığınıda çözebiliriz. Örneğin; insanı canlandıran ne? Ruh. Yeryüzünde eşyayı canlandıran birşey varmı? Var; elektrik. Dolayısıyla, elektriğe bakarak ruhun elektrik vari, benliği olmayan bir enerji türü olduğunu varsayabiliriz. Levh-i mahfuzun yeryüzünde muadili varmı? Var. Hiç aklınıza gelmeyecek birşey hemde, o da kalbiniz. İlahi düzende kalbiniz levh-i mahfuzu temsil eder. Kalbiniz bedeninizde ne görevi yapıyorsa, ilahi düzende levh-i mahfuzda onu yapıyor. Kalbiniz sizi rızıkla besliyor, levh-i mahfuzda bunu yapıyor, canlıları rızıkla besliyor. Birisinin işleyişini çözdüğümüz zamanda diğerini çözeriz. Bir hekim olarak kalp bize yabancı olmadığı için, birisine bakarak diğeri hakkında da size bilgiler verebileceğimizi düşünüyoruz, size şimdiden hayrlı ve aydınlatıcı okumalar.

Kalp örneği: amelleriniz (mavi kan) levh-i mahfuza doğru akıyor. Bu akış göbek bağınız üzerinden, wifi, kablosuz iletişim vari bir ağ üzerinden gerçekleşiyor. Göbek bağı üzerinden tüm canlılar levh-i mahfuza bağlı. Ana rahminde sizler nasıl göbek bağı üzerinden annenizden beslendiyseniz, doğum sonrasıda göbek bağı üzerinden rızıklandırılmaya devam ediliyorsunuz. Doğum sonrası rızkınız annenizden koparılıyor, levh-i mahfuza bağlanılıyor. Bu hatta iki yönlü işliyor. Amelleriniz göğe çıkıyor (mavi kan), rızık olarakta size geri dönüyor (kırmızı kan). Şimdi; amelleriniz ilk önce levh-i mahfuzun sağ üst odasına akıyor. Kalpte bunun muadili sağ kulakcık (atrium). Orada yıllık ameliniz ve üzerinizde atalardan gelen haklar (siz dahil 4 nesil) hesaplanıyor, sonrası sonuçları kayıt altına almak için, levh-i mahfuzun bir sonraki bölümüne akıyor. Bunun kalpte muadili sağ karıncık (ventricle). Bir üst bölümde hesaplanan kaderiniz, burada kağıda dökülüyor ve buradan göğe (cennete) ışınlanıyor. Bunun insan bedenindeki karşılığı akçiğer atardamar. Cennetin insan bedenindeki muadilide akçiğer.

Levh-i mahfuzun hesapladığı rızık neden göğe ışınlanıyor? İnsan bedeninde kanınız neden akçiğere akıyorsa, oksijenle buluşup hayat bulmak, kaderinizin göğe gönderilmesinin nedenide bu, Allahın hayat nefesini alıp hayat bulmak için. Artı, Allahu Teala arzu ettiği değişiklikleri yapabilmesi ve meleklere yeryüzünde yaşanılacak olayları görme fırsatı vermek için. Siz nasıl nefesiniz üzerinden bedeninize can veriyorsanız, levh-i mahfuzun hesapladığı kaderin hayat bulabilmesi içinde Allahın hayat verici nefesine, onayına muhtaç. O yüzden hayr ve şer Allahtan gelir diyoruz. “..Onlara bir iyilik gelirse, “Bu, Allah’tandır” derler. Onlara bir kötülük gelirse, “Bu, senin yüzündendir” derler. (Ey Muhammed!) De ki: “Hepsi Allah’tandır.” Bu topluma ne oluyor ki, neredeyse hiçbir sözü anlamıyorlar!” (Nisa Süresi; 78). "Onlara bir iyilik (bolluk) gelince, «Bu bizim hakkımızdır» derler; eğer kendilerine bir fenalık gelirse Musa ve onunla beraber olanları uğursuz sayarlardı. Bilesiniz ki, onlara gelen uğursuzluk Allah katındandır, fakat onların çoğu bunu bilmezler" (Araf Süresi; 131).

Kaderinize o kötülüğü Allah yazdığından değil, hayr veya şer farketmez, herhangi birşeyin yeryüzünde hayat bulabilmesi için Allahın onayına, can verici nefesine muhtaç duyduğu için. Onay vermek dışında, Allahu Teala birşey daha yapıyor, kullarına merhametini indiriyor. Kaderiniz hesaplandıktan sonrası göğe çıkmasının bir nedenide bu, kaderinize Allahın merhametinin tecelli etmesi. Allahu Teala, o yıl ona gösterdiğiniz dua ve muhabbet oranında kaderinizde bazı olumsuzlukları ya siliyor ya da azaltıyor. Allahın merhameti kaderinize tecelli ettikten ve kaderiniz o şekilde yeryüzüne inebilir onayını aldıktan sonrada, kaderiniz hayat bulmuş şekilde (oksijenle dolan kırmızı kan gibi) levh-i mahfuza geri dönüyor. Bunun insan bedenindeki karşılığıda akçiğer toplardamar. Şimdi; gökte rızkınıza belirli eklemeler ve düzeltmeler yapıldığı için, levh-i mahfuzun sol üst odasında, kaderiniz yeniden bir hesaplamaya tabi tutuluyor, gereken düzeltmeler yapıldıktan sonrası, levh-i mahfuzun alt bölümüne iniyor, burada da değişiklikler kayıt altına alınıp yıldızlara iniyor. Oradan da güneşin döngüsü doğrultusunda günlük bize iniyor. Bilginize, Allah nezdinde herşey kayıt altına alınıyor. Hesap gününde herkes ne yaptığını görsün diye, herşey kayıt altına alınıyor. Sadece sağ ve sol omuzunudaki melekler değil, seher vaktinde gelen şahit melekte, levh-i mahfuzda herşeyi kayıt altına alıyor. İşlediğiniz ameller kayıt altına alınmadan göğe çıkmıyor, kayıt altına alınmadanda size inmiyor size yüklenmiyor. "Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz'da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır" (Hadid Süresi; 22).   


Kalbinizin levh-i mahfuz, akçiğerinde cennet olduğunu düşünün, amelleriniz sizden levh-i mahfuza, orada hesaplanıp cennete, cennette hayat bulup tekrar levh-i mahfuza ve oradanda kader olarak size nasıl iniyor, bunun kısa ve çok güzel özeti bu görüntü

                   
Kaderiniz yeryüzüne inmeden, levh-i mahfuzdan göğe aktığını başka nereden biliyoruz?
Cinlerin göğe çıkıp gelecek hakkında meleklerin sohbetlerine kulak misafiri olmasından.
"Hâlbuki biz, (daha önce) göğün bazı yerlerinde gayb haberlerini dinlemek için otururduk. Fakat şimdi her kim dinlemeye kalkacak olursa, kendini gözetleyen yakıcı bir ışık bulur" (Cin Süresi; 9). Peygamberimiz sav öncesi cinler göğe çıkıp meleklerin sohbetlerine kulak misafiri oluyor, insanlar yeryüzünde neler yaşayacak bunu öğreniyor sonrada bunu bağlı oldukları kahinlere aktarıyordu. Nasıl göğe çıkıyor nasıl kulak misafiri oluyorlardı diye merak ediyorsanız, akçiğere bakınız. Akçiğeri saran kaburga kemikleri var, bunlar cennetin sınırlarını temsil ediyor. İşte oralara oturuyor ve kulak misafir oluyorlardı. Bu arada, göğüs kemiğinden yedi kaburga kemiği çıkıyor, bu da 7 kat cenneti temsil eder. Peygamberimizin doğuşuyla birlikte ama, cinlerin melekleri dinleme izni kalktı. Meleklerin bu sohbetlerinden ama anlıyoruzki, kendilerine gelecek gösteriliyor. Melekler geleceği bilmediğine göre, eğer onlar gelecekle ilgili sohbetler içinde bulunabiliyorlarsa demek kendilerine gelecek gösteriliyor. Nasıl gösteriliyor, kaderimiz nasıl cennete akıyor? Bunu çözmeniz için bunların yeryüzündeki muadillerine bakınız. Cennetin yeryüzünde bir muadili varmı? Var; akçiğerler. İnsan bedeninde kalp levh-i mahfuzu, akçiğerde cenneti temsil ediyor. Kalpten akçiğere kanın nasıl aktığını çözdüğünüz zamanda, levh-i mahfuzdan cennete amellerin nasıl aktığını çıkarırsınız.






kelimelerden türemiş hurafeler