gazi özdemir adındaki zavallı
Bir çok okurumuz prof. gazi özdemir hakkında da bir yazı yazmamızı talep etti, adamın çok sakıncalı düşünceleri var bu konu hakkında da bir yazı yazarmısınız hocam diye bizden rica etti. Bu okurlarımıza cevaben bu kısa bilgi notunu düşmeye karar verdik, sizlere hayrlı ve aydınlatıcı okumalar dileriz. Evet, bu adamdan bizde haberdarız, çünkü dediğimiz gibi, bir yerde sapkın bir fikir varsa, küreselci satanistler bu fikirleri ana akıma sokmak için tüm imkanlarını seferber ediyor, örneğin adamın videoları youtubeda sürekli karşınıza çıkıyor. Adam böylesine sakıncalı bir tipse, neden onu akaya almıyoruz? Cevabı basit; biz kafayı yemişlerle uğraşamayız.
Değerli dostlar; belirli kişiler hakkında sizi uyarıyoruz, çünkü bunların hiçbiri kafayı yemiş değil. Bu adam ise kafayı yemiş. Sizi uyarma ihtiyacı hissettiğimiz tiplerin bazıları art niyetli bazılarıda akılsız, yani konulara kafaları basmıyor, ama hiçbiri kafayı yemiş değil. Bu adam ise kafayı yemiş. Kafası yerinde olmayanla karşılaştığımız zamanda ne yapıyoruz, asla fikir tartışmasına girmiyoruz, onu rahat bırakıyoruz. Bu zavallı zaten kendi mahallesindeki bir kaç kişinin ekranı dışında ana akımda kendisine yer bulamıyor. Bizim mahalleye bulaşmadığı, kokuş mahallede dolaştığı içinde onu ve onu dinleyenleri rahat bırakıyor, yaşasınlar sapkınlıkları içinde diyoruz.
Ölüp tekrar dirilme iddiasına gelirsek; bu kısa bilgi notunda bu zavallının tüm iddialarını ele alma şansımız yok, çünkü adam İslam dinini resmen yeniden yazmış, kadınla hayatı başlatmış sonrası üzerine hikayeleri uydurmuş. Eğer anlattıklarının bir satırında bir yerinde yanlışı olsaydı, konuları ele alma ve bu konuda sizi bilgilendirme şansımız olurdu. Beyninde kurguladığı inanç ama baştan sona yanlış olduğu için, bunu bizlerin düzeltme şansı yok. Düğmeleri baştan yanlış iliklemek gibi birşey bu, baştan yanlış iliklerseniz yanlışlar arka arkaya gelir, başa dönüp düzeltmediğiniz müddette o iliği düzeltemezsiniz. Bunlar baştan sakat, kendileri başa dönüp inançlarının en temel noktalarını düzeltmedikleri müddette ne kendileri ne de biz onları düzeltebiliriz. Örneğin; hikaye doğrudur ama içinde bazı teknik bilgilerde hata vardır, böyle bir durumda siz o teknik hataları ele alıp düzeltebilirsiniz. Hikayenin kendisi uydurma olursa ama, o zaman neresini düzelteceksiniz? Böyle durumlarda, reptilian inancında olduğu gibi, bu insanları kendi haline bırakıyorsunuz, Allah islah etsin Allah akıl fikir versin diyorsunuz ve geçiyorsunuz. Burada ama bir iddiayı ele almak istiyoruz, o da ölme ve tekrar dirilme iddiası. Bu iddia farklı mecralarda da dile getirildiği için, buna burada bir parentez açmamız gerektiğini düşündük. Örneğin ameliyat masasında öldüğünü, perde arkasını görüp tekrar dirildiğini iddia edenler çok. Böyle birşey mümkünmü? Kısa ve net, İslam inancında böyle birşey mümkün değil. İslam inancında sadece bir defa ölmek var, bu da İslamın en temel bilgilerinden birisi. İslamın temel bir bilgisinede ben Müslümanım diyen sorgusuz sualsiz, amasız inanır. İslam dininde ikide bir ölüp dirilme diye birşey yok. Siz eğer bir profesör olmanıza rağmen İslamdaki böylesine çok temel bir bilgiyi bilmiyorsanız ya art niyetlisiniz, bu zavallıda da biz art niyet sezmedik, ya da kafayı çoktan yemişsiniz. O yüzden bu zavallıya kafayı yemiş diyoruz ya.
Örneğin; İslam dini bir defa öleceğinizi söyler, siz ama eğer birden fazla ölüme inanırsanız o zaman bir defa öleceksiniz diyen Ayetleri çöpe atmış ve inkar etmiş oluyorsunuz; "Onlar orada ilk ölümden baska bir ölüm tatmazlar" (Duhan Süresi; 56). Bu olayın bir de ölüm melekleri boyutu var; bir düşünün, ölüm melekleri size gelecek, canınızı alacaklar, sonrada ooops, hata yapmışız, bunun canını geri verelimmi diyecekler? Böylesine kaosu, yanlışları ve düzensizliği siz Allaha ve meleklerine yakıştırabiliyormusunuz; yakıştıramıyorsunuz. İkide bir ölüp dirildiğinizi iddia ederseniz ama, yakıştırmış oluyorsunuz. Siz eğer ikide bir ölüp dirilmekten bahsederseniz, ya ölüm meleklerine inanmıyorsunuz, ölümün normal fizyolojik bir olaydan ibaret olduğuna inanıyorsunuz, bu durumda geçmiş olsun imanınıza, ya da ölümünüzün arkasında bir hesap olmadığı, ölüm meleklerin kafalarına göre yeryüzüne inip insanların canını aldığı ve geri verdiğine inanıyorsunuz, bu durumda da geçmiş olsun size. Bu zavallıya neden kafayı yemiş dediğimizi şimdi daha iyi anladınızmı? Ölüm melekleri size indiğinde bilinki gereğini yapar; "Nihâyet birinize ölüm gelip çattığında elçilerimiz onun canını alırlar; vazîfelerini yerine getirirken de en küçük bir kusur ve ihmalde bulunmazlar" (En'am Süresi; 61). Canınızı aldıktan sonrada bilinki bunun geri dönüşümü yok; "Nihayet onlardan birine ölüm geldiğinde diyecek ki: «Rabbim, döndür, döndür beni, döndür! Belki yapmadan bıraktığımı tamamlar ve salih amel işlerim. Hayır, bu söylediği, sadece kendi lafıdır. Tekrar diriltilecekleri güne kadar arkalarında onları geriye dönmekten alıkoyan bir perde vardır" (Mü'minun Süresi; 99-100). İslamın ölüm olarak adlandırdığı olayı yaşadığınızda yeryüzüne geri dönmek diye birşey söz konusu olmuyor, çünkü arkanızdan yeryüzü perdeleri kapanıyor. O yüzden ölüm kavramını çok dikkatli kullanınız, çünkü öldüm dediğiniz an İslami ölümden bahsetmiş oluyorsunuz, ölümden geri döndüm dediğiniz anda Allahın Ayetlerine ters bir açıklama yapmış oluyorsunuz.
O zaman bu zavallıların yaşadığı beden dışı deneyim ne? İnsan bedeni 7 tane enerji şablonuna sahip. Buna bedeninizin enerji alemindeki avatarlarıda diyebilirsiniz. Eğer enerji aleminde size birşey yaşatılması gerekiyorsa, örneğin uykuya daldığınızda veya kabir hayatında, bilinciniz bu avatar şablonlarınızın birisinin içine süzülüyor ve orada yaşamanız gerekenleri size yaşatıyor. Fiziki bedeninizle o aleme dalamadığınız için, enerji boyutundaki avatar bedenleriniz üzerinden size olaylar yaşatılıyor. Astral seyehatta bu şekilde gerçekleşiyor, bilinciniz avatar şablonların birisinin içine süzülüyor ve size birşeyler yaşatılıyor. Bu zavallıda böylesine beden dışı bir deneyim yaşamış. Kim yaşatıyor? Ya Allah, ya da Allahın izniyle cin ve şeytanlar. Bu tamamıyla imanınıza ve üzerinizdeki günah yüküne bağlı. Bu zavallının inanç dünyasındaki sapkınlıklara bakarsak, bu işin arkasında şeytanlar olduğunu çok rahat söyleyebiliriz. Sadece bu deneyimi değil, içinde barındırdığı tüm sapkın fikirlerin ilham kaynağı içindeki şeytanlar olduğunu çok rahat söyleyebiliriz. Olayın üzücü tarafı, kendisinin gerçektende öldüğü ve tekrar dirildiğine inanması. Bakınız; lucid rüyalar nedir, avatar bedenler nedir, enerji alemi nedir bunlar hakkında bilgi sahibi olmanız gerekmiyor, ölmek ve tekrar dirilmek hakkında ama bilgi sahibi olmanız gerekiyor. Bilhassa profesör ünvanıyla ortalıkta dolaşıyor ve İslam hakkında fetvalar veriyorsanız, bu hayatta sadece bir defa ölündüğünü bilmek zorundasınız. Bunu bildiğiniz zamanda zaten, olayı yaşar yaşamaz öldüm ve tekrar dirildim iddiasına girişmez, o deneyime İslam inancının sınırları içinde farklı izahatlar ararsınız. Ne diyoruz hep, yüzde yüz emin olduğunuz en temel bilgiyi alıyorsunuz ve onun üzerine fikir yürütüyorsunuz. Burada yüzde yüz emin olduğumuz en temel bilgide insanın bir defa öldüğü. Eğer yaşadığınız deneyimi analiz edecekseniz, emin olduğunuz bilginin üzerine fikirlerinizi inşa edin, bu sayede sapkın boyutlara kaymanıza engel olursunuz.
Hocam herkes sizin gibi bir defa ölüp dirilmeye inanmak zorunda değil; belki onun hayat felsefesi farklı belki budist belki reenkarnasyon inancına sahip. Kabul, haklısınız, Müslüman olmak zorunda değil, fakat niye o zaman İslam hakkında fetvalar veriyor? Madem İslam dışı bir inanca sahip, neden İslam hakkında fetvalar veriyor, kadın hakkında açıklanmayan ve gizlenen Ayetlerden bahsediyor, ilk insan kadındır diyor, kısacası neden İslamın en temel bilgilerine aykırı fetvalar veriyor, yani niye İslamla uğraşıyor. Arkadaşlar; başka bir inancınız varsa yaşayın inancınızı, yaşayın hayatınızı. Size karışan kimsede yok. Örneğin; siz sürekli inancımızla yaşantımızla uğraşıyorsunuz, sizinle uğraşanda yok. Özgürce yaşayın hayatınızı. Evrime inanıyorsanız afrikaya veya hayvanat bahçelerine gidin ve maymunları, kökünüzü ve atalarınızı araştırın. Ne bileyim maymun muz seviyor, muzun evrimleşmedeki katkısını araştırın. Gidin ve evrimi kim ortaya attıysa onların hayatını araştırın onların eserlerini kutsayın. Gidin ve maymun tapınakları kurun. Kısacası neye inanıyorsanız, ona zaman ayırın onu öğrenmeye ve araştırmaya koyulun. Allah aşkına, ne işiniz var sizin Kur'an-ı Kerimle? Hocam ben Müslümanım diyorsanız, o zaman ne işiniz var evrimle? İslam kelimesinin anlamı; Allaha boyun eğmek ve Allaha biat etmektir. Allah ne indirdiyse sorgusuz sualsiz buna biat etmektir. Ben biat ettim dediğiniz anda iman sahibi olmuş oluyorsunuz. Örneğin; bir Müslüman inancının tüm emirlerini yerine getiremiyor olabilir, yapmıyor olması ama o emirleri sorgulamaya açtığı anlamına gelmez. Bunları yapmam gerektiğini veya yapmamam gerektiğini biliyorum, inşallah bir gün nasip olur der, ama asla inancının emirlerini sorguya açmaz. Siz ama ne yapıyorsunuz pazardan sebze alır gibi, şuna inanırım ama şuna değil, şu mantıklı ama şu değil, evrimden şunu alırım Ayetlerden ise şunu gibisine nefsinize göre bir inanç ortaya çıkarıyorsunuz. Bu mu sizin Allaha biattan anladığınız? Bir Müslüman Allahın Ayetlerine virgülüne kadar iman eder ve bunları asla sorguya açmaz. Eğer siz açıyorsanız, bilinki soruya açtığınız oranda imanınız gidiyor. Eğer iki inancıda kalbime sığdırırım, hem şeytanın uydurduğuna inanırım hem Allaha diyorsanız, sandığımızdan da salaksınız.
Örneğin caner taslaman adındaki evrimci. Bu dangalak kalkıyor ve İslam evrimle çelişmez diyor. Sorun bakalım bu dangalağa; yumurtamı daha önce vardı, yoksa tavukmu. Size yumurtanın daha önce var olduğunu söyleyecek. Bunu söylediğiniz anda ne oluyor biliyormusunuz; İslamla çelişiyorsunuz. İslamla çelişki içine girmek bu kadar basit. Kur'an- ı Kerim biz canlıları çiftler halinde yarattık sonrası yeryüzüne saldık, onlardan da nesilleri türedi diyor, evrimciler ise yok böyle birşey siz yumurtadan yani tek bir hücreden türediniz diyor. Şimdi hangisine inanacaksınız? Birisine inandığınız zaman farklı bir inanç sistemi ortaya çıkıyor, diğerine inandığınız zaman farklı. İkisinede inanırım diyorsanız, yok öyle bir dünya. İlk yaratılış anı, düğümü ilk ilikleme noktasıdır, burada yanlış iliklerseniz yani saparsanız, gerisinin doğru olması mümkün değil. En basiti; Allah ben yarattım tüm canlıları diyor, evrim inancı ise mikroplar yarattı diyor. Allahu Tela bilerek ve isteyerek yarattım diyor, evrim inancı ise yok öyle birşey, herşey tesadüfen ortaya çıktı diyor. Ne olmuş oldu şimdi; bunlara inandığınız an Allaha şirk koşmuş oldunuz. Bu da evrimcilerin zihnindeki onbinlerce sapkın düşünceden sadece bir kaç örneği. Bir de bu tarz on binlerce sapkın fikrin İslama sokulduğunu varsayın, günün sonunda kalbinizde İslam diye bir din kalırmı; kalmaz. Değermi buna? Bundan 200-300 yıl öncesi bir ingilizin bir almanın uydurduğu hikayelere Allahı satmaya değermi? Arkadaşlar, her yere oynamayın, ya bizdensiniz ya onlardan, bunun orta yolu yok. Bu tür sapkın inanç türleri Kur'an-ı Kerime aykırı onbinlerce iddia içeriyor, eğer kendinizi bu akımlara kaptırırsanız bilinki orta yolu tutturmak diye birşey söz konusu olmayacak, imanınızı parça parça sizden söküp alacaklar. Kaldıki İslam kelimesi biat etmek boyun eğmek anlamına geliyor. Ben boyun eğdim dediğiniz anda Müslüman oluyorsunuz. Boyun eğdiğiniz oranda da iman sahibi oluyorsunuz. Şimdi; sizce bu arızalı tipler ne kadar Allaha boyun eğiyor ne kadar bir imana sahipler? Bize göre çok az. Şimdide bunlar sizin imanınızın peşinde. Karar sizde; ya sorgusuz sualsiz Allaha biat edeceksiniz ya da bu tipler gibi marketten eşya alır gibi, Kur'an-ı Kerimden keyfinize göre Ayet seçecek, şuna inanırım şuna inanmam diyeceksiniz. Biz bu yazılarımızla sizi uyarıyor, bu sapkın akımlara karşı sizi ve gençliğimizi aydınlatmaya çalışıyoruz, dinleyen uyarımızı alır dinlemeyeninse yolu açık olsun. Değerli dostlar; Allaha ve dinine her yerden saldırı var, lütfen biricik Rabbimize ve dinimize sahip çıkalım. Siz eğer Allaha sahip çıkarsanız bilinki Allahta size sahip çıkar. Allaha emanetsiniz.