bilinmeyenler ve bilinmesi gerekenler............     

 





 

retroya giren gezegenlerin altındaki hikmet


Son dönemlerde gezegenlerin ardarda retroya girdiğini görüyoruz, gezegenlerin retroya girmesi ne anlama geliyor, bu yoğun retro süreci sizin için ne anlamı taşıyor, hayrmı şermi, bu haftaki yazımızda dilimiz kalemimiz döndüğü kadar bunu sizin için açıklamaya çalışacağız, umarız arzu ettiğiniz ilhamı alırsınız umarız sizin için aydınlatıcı ve hayrlı bir yazı olur.

Değerli dostlar; astroloji bizim alanımız değil, dolayısıyla ömrünü bu alana veren kişilere saygısızlık etmeden, haddimizi bilerek bu yazıyı kaleme almaya çalışacağız. Fakat şunuda belirtelim, bu konuya biraz kafa yormaya başladığımızda astrologların ne kadar az anladığını farkettik. Konulara kafa yordukça o kadar kompleks bir düzenle karşılaştık ki, günümüz astrologların medyumculuktan, sizin aylık geleceğinizi tahmin etmekten ötesi bir iş yapmadıklarını anladık. Karşımızda müthiş bir eser var, mevzuların birazcık derinine girmeye başladığınızda da aklınız soru bombardımanına tutuluyor. Örneğin; venus ve uranus yörüngelerinde ilerlerken kendi etrafında saat yönünde dönüyor, diğer gezegenler ise saat yönü tersi dönüyor; neden, bunun bize etkisi ne? Retrolarda göğe baktığınızda o gezegenin geriye doğru hareket ettiği gözlemleniyor, halbuki geriye doğru hareket etme yok, kendi yörüngesinde ilerlemeye devam ediyor, göğe baktığımızda ama Rabbimiz geriye doğru gittiği izlenimini almamızı istiyor; neden, Allah bize ne mesajı vermeye çalışıyor? Retrolarda bizden hızlı olan gezegenler (merkür ve venus) bizi solluyor, diğer gezegenleri ise biz solluyoruz, birisinin bizi sollaması ile bizim sollamamız arasındaki fark, bize olan etkisi ne? İki gezegen güneş ile bizim aramızda kalıyor (merkür ve venus), diğer gezegenlerde ise güneş ile onlar arasında biz varız, yeni ay ve dolunay gibi düşünün, biz diğer gezegenlerin gölgesinde kaldığımızda (örneğin dolunay) bunun bize etkisi ne, diğer gezegenler bizim gölgemizde kaldığında (örneğin yeni ay) bunun üzerimizdeki etkisi ne? Güneş sistemimizi incelediğinizde dört gezegenin iç halkada (Ceres Asteroit Kuşağı), diğer gezegenlerin ise bu kuşağın dışında kaldığını görüyoruz, meyve sebzeler gibi güneş sistemimizde çekirdek (güneş), iç kısım ve dış kısım olarak üçe ayırılmış, bunun hikmeti ve bize olan etkisi ne? Gördüğünüz gibi, nereye baksanız hangi taşın altını kurcalasanız onlarca soru ve müthiş bir derinlik görüyorsunuz. Bu soruları astrologlar
neden sormaz neden merak etmez ve araştırmaz, neden fal bakıcısı gibi insanların yaşayacaklarını anlatmakla yetinirler bunuda anlamış değiliz.

Biz bu yazımızla onların bu eksiğini bir nebze gidermeye çalışalım inşallah. B
izim uzmanlık alanımız belli; görünür boyuttaki uzmanlık alanlarımız uzak doğu sporları, Kur'an-ı Kerim, tıp ve alternatif tıp, görünmeyen boyutta ise gayp, metafizik alem. Dolayısıyla bu yazımızla sizleri olayların görünür boyutuna değil görünmeyen boyutuna taşıyacağız. Konumuzun görünür boyutunu astroloji uzmanları zaten anlatıyor, o alanı onlara bırakalım, biz olayların perde arkasına ışık tutalım inşallah. Gökte yaşanılanların görünür boyutu var, bunuda size astroloji uzmanları bize göre azda olsa anlatıyor, olayların birde görünmeyen boyutu var, bizde bu yazımızda görünmeyen boyutta yaşanılanlara kısaca değinmek istiyoruz. Astroloji uzmanların bilgilerine gaybi bilgiler ekleyerek onların çalışma ve açıklamalarına katkıda bulunmaya, olayların perde arkasında ne yaşanıyor onu size aktarmaya çalışacağız inşallah.

Bu konular nereden çıktı? Bizde sizler gibi gökten birşeyler bekliyoruz, hayatımızın bir sonraki aşamasına geçmek için vakit saatin yaklaştığını hissediyoruz, dolayısıyla göğü yakından takip ediyoruz, belirli işaretlere bakıyoruz. Örneğin; biz 18.04 doğduk, koçla ilgili gökyüzü işaretlerine bakıyoruz. Göğü yakından takip ederkende bu alanda uzman kişileri (astrologlar) dinliyor ve bunlarında sürekli retrolardan bahsettiğini, ama hiçbirinin retrolarda tamda ne oluyor bunu anlatmadığını görüyoruz, bizde istedik ki siz değerli okurlarımız için buna bir açıklama getirelim. Dileğimiz, bu yazıyı okuduktan sonrası retroları bir fırsat penceresi olarak görmeniz ve o süreci çok iyi değerlendirmeniz.

Neden bu konuları kaleme döküyoruz? İlahi düzeni anlamanız için. Yazılarımızla hep, sorularınıza cevap vermek veya bir konuya açıklama getirmekten ziyade, sizlere hep ilahi düzeni aktarmaya çalıştık. Neden? Sorularınıza cevap vermekle yetinirsek, vereceğimiz her cevap beyinlerinizde yeni sorular oluşturacak, belki bir sorunuzu cevaplamış olacağız, ama o bir cevap sizde on tane yeni soruya sebep olacak. Eğer ama ilahi düzeni size anlaşılır kılarsak, o zaman beyninizde oluşacak her yeni soruya kendiniz cevap getirebilir, kendi sorularınızı kendiniz çözümleyebilirsiniz. Örneğin; tarikatlar düzenden bahsetmez, sadece sorulara cevap getirir. Neden düzenden bahsetmezler? Birincisi; bilmiyorlar. İkincisi; sadece soruları cevaplamakla yetinirlerse, biliyorlarki o cevaplar o kişilerde yeni sorulara sebep olacak, yeni sorularda o kişileri kendilerine bağımlı kılacak. Biz sizlere yemek vermekten ziyade avlanmayı öğretmek istiyoruz, sizleri kendimize bağlama yerine sizleri özgürleştirmek, kendi inancını kendisi yaşayan, dıştan bağımsız sağlam ve doğru bir inanç üzerinde yaşam sürdüren bireylere dönüştürmek istiyoruz. Örneğin; bugün ettiğiniz dua, ibadet veya zikrin karşılığını bugün alma şansınız varmı? Yok. Neden yok, çünkü birşeyin karşılığı size inebilmesi için o gökte levh-i mahfuza işlenmesi gerekiyor ve buda belirli bir süreç alıyor. "Gerek yeryüzünde vuku bulan ve gerek başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan evvel kitapta (Levh-i Mahfuz'da) yazılı olmasın" (Hadid Süresi; 22). Örneğin; bugün ettiğiniz dua, zikir veya ibadetin karşılığını gün içinde alma şansınız varmı? Yok. Neden yok, çünkü günlük rızkınız seher vaktinde size iniyor, dolayısıyla günün içinde gökten rızık inme diye birşey yok. Yeryüzünün görünür boyutunu fizik kanunları
nasıl ayakta tutuyorsa, görünmeyen boyutu ayakta tutanda yasalar ve kanunlar var. Örneğin bu iki basit yasa; günlük rızkınız güneş doğmadan öncesi iner ve inmeden öncesi levh-i mahfuzda kayıda geçirilir. Bu iki basit ilahi kuralı bildiğiniz anda kendi sorularınıza kendiniz cevap getirebilirsiniz. Size anlatılan konularda uzman olmanız gerekmiyor, çok basit temel bilgilere sahip olarak size anlatılanların doğru olup olmayacağını kendiniz çok rahat tespit edebilirsiniz.

Tıp fakültesinde bizlere kalp sesleri öğretilirken, profesörümüz; siz kalp uzmanı olmayacaksınız, normal kalp seslerini bilmeniz yeterli, normalin ne olduğunu bilirseniz, normalin dışında olanları kulağınız hemen algılar. O anormal sese ne sebep oldu, bu sizin sorumluluk alanınız değil, sizin sorumluluğunuz anormal olanı tespit etmek, ettiğiniz zamanda kalp uzmanına yönlendirirsiniz nasihatını bize vermişti. Bu nasihattan yola çıkarsak, konuların detaylarına vakıf olmak zorunda değilsiniz, bir yanlışı tespit edebilecek kadar,
yanlış yola sapmayacak kadar ama temel bilgilere sahip olmak zorundasınız. Neden temel bilgileri bilmek zorundasınız; çünkü o temel bilgiler sizleri tonlarca yanlış ve hurafe inançtan uzak tutmak için yetiyor ve artıyor.

Youtube'da fırsat buldukça bir çok kişiyi dinliyoruz (örneğin; sebep? sonuç?, ne var ne yok, haluk özdil, beyza hakan, ferda yıldırım, haluk özdil, engin avcı, kürşad berkkan, hakan demir vs), bu kişiler veya bu programlara konuk olan kişilerde bir doğruyu anlatırken bunu bir kaç yanlış eşliğinde anlatıyor. Nasıl bu hale düştüler? Farklı nedenleri var, bu yazımızı ilgilendiren nokta ise ilahi düzeni anlamamaları. Örneğin; rızıktan bahsediyorsanız, ilahi rızık üretimi, hesaplaması, dağıtımı yani baştan sona o çarkın nasıl döndüğünü bilmeniz gerek. Örneğin; motorun bir parçasıyla ilgili bilgi veriyorsanız, motorun kaç parçadan oluştuğu ve nasıl çalıştığını bilmeniz gerekiyor. Eğer bahsettiğiniz konunun tüm parçalarını bilmiyorsanız, o zaman o parçayla ilgili verdiğiniz bilgiler her zaman yanılmalara açık olur. Bu uzmanlarda yaşadığımız sorunlardan birisi bu, kendilerini ve
söylemlerini samimi bulmamıza rağmen bilmedikleri çarklar hakkında fetva veriyorlar, bu da maalesef bir ton yanlışı beraberinde getiriyor. "Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur" (İsra Süresi; 36). Birşeyleri anlatıyorsanız, olayı çözdüğünüze emin olun çünkü göz ve kulak, kalp bunların her biri anlattıklarınızdan sorumlu tutulacak. Biz sizlerin böylesine ağır veballer altına girmenizi istemiyoruz, dolayısıyla sizlere sürekli ilahi düzen ve kurallardan bahsediyoruz. Olayların detaylarına takılı kalmayın, genel çarkı, genel çalışma prensibini anlayın bu sizin için daha hayrlı diyoruz. Dikkat ederseniz, ekranlara çıkan uzmanlar detaylarda takılı kalıyor, hatta takıntılı bir halde detayın dahada detayına inmeye çalışıyor. Bir noktaya takılı kalanlarda o büyük fotoğrafı kaçırıyor. Siz lütfen bu tuzağa düşmeyin, her zaman o büyük fotoğrafa odaklanın, detaydan ziyade ana hatlara odaklanın. Örneğin; arabanız çalışıyor, ama öylesine rastgelemi çalışıyor? Hayr, görünenin arkasında bir düzen var, her bir parçanın çalışmasını sağlayan, o parçaların diğer parçalar ile uyumlu çalışmasını sağlayan, arabayı kullanan kişiyle uyumlu çalışmasını sağlayan, üzerinde yol aldığı zeminle uyumlu çalışmasını sağlayan, yağmur veya kar, sıcak gibi çevre etkileriyle uyumlu çalışmasını sağlayan müthiş bir hesap ve düzen var. İşte yeryüzü yaşantımızın arkasında da böylesine bir hesap ve düzen var. Bu düzeni anladığınız zamanda hayatınızı anlarsınız, hurafelere kanmazsınız ve kendi sorularınıza kendiniz cevap getirirsiniz. Örneğin gezegenlerin retrosu.

Güneş sistemimiz: ilk önce sizlere temel bilgileri aktaralım inşallah. Güneş sistemimizde 9 gezegen var. Bu 9 gezegen ic ve dış kuşak olarak ikiye ayrılmış. İç kuşak Ceres Asteroid Kuşağına kadar, dış kuşak ise Kuiper Kuşağına kadar gidiyor. Pluto çok küçük olduğu için Pluto'yu saymazsak, 4 gezegen iç kuşakta 4 gezegende dış kuşakta kalıyor.


 


- Bunların her biri kendine has bir yörünge üzerinde güneşin etrafında dönüyor. Bazı gezegenlerin kendilerine has ayları var, o aylarda bir yörünge üzerinde o gezegenin etrafında dönüyor.

         

- Bu gezegenlerin her birinin bir hızı var, güneşin etrafında dönme hızı. Bu hızıda güneşe yakınlıkları belirliyor. Örneğin güneşten uzaklaştıkça hız yavaşlıyor. Güneşimize en yakın gezegen merkür saniyede 47.87 km yol katederken, güneşimizden en uzak gezegen pluto saniyede 4.64 km yol alıyor.
   

Gezegenlerin retrosu nasıl oluşuyor? Bir yörüngede hareket eden bir gezegenin hızı diğerlerinden farklı, farklı olduğu içinde bunların bazıları diğerini sürekli solluyor, o sollama esnasında sollanan gezegenin geride kalmasına, sanki geriye doğru gidiyormuş görüntüsünede retro deniliyor. Örneğin dünyamız mars'tan daha hızlı hareket ediyor, dünyamızın mars'ı solladığı anda da biz yeryüzünden göğe baktığımızda mars'ın sanki geriye doğru gittiğini görüyoruz. Halbuki mars geriye doğru gitmiyor, yörüngesinde ileriye doğru ilerlemeye devam ediyor, fakat biz onu sollarken, o sollama anında yeryüzünden göğe baktığımızda mars'ın geriye doğru gittiği izlenimini alıyoruz. Kırmızı ışıkta beklerken yanınızdaki arabanın bir anda öne doğru hareket etmesi, sizinde o an sanki arkaya doğru gidiyormuş hissini yaşamanız gibi. Gezegenler geriye doğru hareket etmez, bir yörüngede ilerler. Bizler ama göğe baktığımızda bazen gezegenlerin geriye doğru gittiğini görüyoruz, bununda sebebi birisinin diğerini sollamasıyla ilgili. Birisi diğerini yakaladığında, yakalanan gezegen sanki olduğu yerde duruyor (buna durağan deniliyor), diğeri hızla mesafeyi açıncada sanki geriye doğru gidiyormuş görüntüsünü veriyor, bunada retro deniliyor.

              

Gelelim olayın gayp boyutuna: retrolar hayat dediğimiz bu otobüs yolculuğunda sizlerin lavobaya gidip temizlendiği, uzun bir müddet üzerinizde taşıdığınız atıklardan kurtulmanızı sağlayan birer dinlenme tesisi. Astrologlar size retrolar hakkında ne diyor; her bir gezegen bir rızık taşır, o gezegen retroya girdiği zamanda o rızıkla ilgili gerilim yaşarsınız, ama retrolar aynı zamanda sizin için bir fırsat penceresi olabilir diyorlar. Bu fırsat penceresini biraz açalım inşallah; Rabbimiz yeryüzüne indireceği rızıkları gezegenlere dağıtmış, her birinin omuzuna bir yük bindirmiş, o rızkı yeryüzüne taşıyanda güneşimiz. Güneş ışınları o gezegenlere çarpıyor, belirli ışınlar o gezegenler tarafından absorbe ediliyor belirli ışınlar ise geri yansıyor, yansıyanlarda o gezegendeki rızıkları alıyor ve bunu bizim güneş sistemimizdeki diğer canlılara taşıyor. Güneş o yüklemeyi bize ne zaman yapıyor? Seher vaktinde. Gezegenler retro konumuna girdiğinde ne oluyor? Kendilerinden yeryüzüne inen rızıkları geri alıyorlar. Gezegenler gökte ileriye doğru hareket ederken bizlere o rızıklar yükleniyor, geriye doğru giderkende o rızıklar bizden geri alınıyor. Ne kadar muhteşem değilmi. Gezegenler geriye doğru gitmez, fakat ortalıkta NASA adında bir kurumun olmadığı çağlarda, en ilkel insanların dahi rızık ne zaman iniyor ne zaman alınıyor bunu anlasınlar, o süreci en iyi şekilde değerlendirsinler diye Rabbimiz gökte müthiş bir mucize ortaya çıkarmış, o da ileriye giden gezegenlerin geriye doğru gittiği izlenimini vermek. İleriye giden gezegenler yılın belirli dönemlerinde belirli bir süreliğine geriye doğru gidiyor gibi hareket ediyor, bu ilahi mucizeylede Rabbimiz bizlere, yeryüzünde bir arınma süreci yaşanacak, sizden birşeyler söküp alınacak, burada bir fırsat penceresi var bunu iyi değerlendirin mesajını veriyor. Yani, gezegenlerin retroya girdiği bir zamanda ileriye yönelik adımlar atmayın, çünkü dönem rızık indirme değil rızığı göğe çekme dönemi. Bu süre içinde geçmişinize odaklanın, geçmiş hesapları kapatmaya, geçmişin yüklerinden kurtulmaya çalışın. O yüzden retrolarda insanlar gerilim ve gergin hissediyor, çünkü kendilerinden birşeyler sökülüp alınıyor. Örneğin merkür neyle ilgili; iletişimle ilgili. Merkür retroya girdiği anda sizin için hangi fırsat doğmuş oluyor; iletişimle ilgili sıkıntılarınızdan kurtulma şansınız doğmuş oluyor. O yüzden astrologlar retroları bir fırsat penceresi olarak değerlendiriyor, nedenini bilmeselerde, tecrübeleri onlara bunu söylüyor.

Geri yükleme nasıl oluyor? Retrolar ne zaman oluyor demiştik; retroya giren gezegen, güneş ve yeryüzü aynı hizaya geldiği ve, ya siz o gezegeni ya da o gezegen sizi sollarken oluyor demiştik. Retrolarda hem retroya giren gezegenle dirsek teması içindesiniz yani onun çekim alanına giriyorsunuz hem doğrudan rızkı taşıyıcı güneş ışınlarına maruz kalıyorsunuz. Rızık değiş dokuşu için müthiş bir zamanlama ortaya çıkmış oluyor. Bize bu nasıl yansıyor? Retroda olan gezegen bize daha önce hangi emanetleri yüklediyse onları geri almak için kendisine çekmeye başlıyor, o emanetler bizden sökülüp alınırkende o emanetler hayatımızda ne tür sıkıntılara sebep olduysa, arınma sürecinde de benzer sıkıntılar yaşatıyor.
O rızıkları göğe çekerken, derinliklerimizden yüzeye çıktıkça o rızıklar aktifleşiyor ve neyle ilgiliyse o alanda hayatımızda bedenimizde ve ruhumuzda bir gerilim yaşatıyor. O yüzden retro sürecinde yıllardır halının veya bilinçaltımızın derinliklerine süpürdüğümüz sorunlar bir anda yüzeye çıkıyor. Buradaki amaç hayatımızı felç etmek değil, bize indirdiği bir sıkıntıyı geri almak bizi arındırmak. Retro esnasında dünyamız üzerinde stop yapan gezegenler bizdeki atıkları temizlemek istiyor ve yeryüzüne müthiş bir çekim gücü uyguluyor. O emanet rızık bizden çekilirkende o rızık hangi olayları tetiklemekle sorumluysa, çekilme sürecinde de o olayları tetikliyor. Bazılarında daha fazla bazılarında daha az. O rızıkla ilgili nasibini tamamlayanlar daha az, tamamlamayanlarsa daha çok yaşıyor.

Retroya giren gezegenler emaneti bizden söküp alabiliyormu? Hayır, maalesef çoğumuzdan söküp alamıyorlar. Bir ömür üzerimizde taşıdığımız o sıkıntıları taşımaya devam ediyoruz. 7 yıl veya 20 yıl o gezegen bir sonraki retroya ne zaman girecekse o zamana kadar beklemek zorunda kalıyoruz. Demek imtihanımız tamamlanmadı diyor ve bir sonraki retroya kadar o sıkıntılarla boğuşmaya devam ediyoruz. Neden söküp atamıyoruz? Günahlarımızdan ötürü. Günahlar birer yapışkan, o kötü rızıkların dokularımızdan kopmasına izin vermiyor. Retroya giren gezegen geri vites atıp bizden birşeyi söküp almak için ne kadar zorlasa, söküp atmak için
bize ne kadar acı yaşatsada, o kötü rızıkları dokularımızdan bir türlü söküp alamıyor. Derinliğimizde saklı özellikleri açığa çıkarıyor, hayatımızı felç ediyor, ama o rızkı bedenimizden söküp çıkarmayı bir türlü başaramıyor. Ağda yaptığınızı ve ağda kağıdıyla çektiğinizi ve müthiş acı yaşadığınızı, ama her çekişinizde hiçbir kılı sökemediğinizi varsayın, retrolarda yaşanan tamda bu. Retroya giren gezegenler göğümüzde stop yapıyor, benden emanet birşeyler indi buraya bunları alma vakti geldi diyor. Birşeylerin bizden söküp alma vakti geldiğini anlamamız içinde Rabbimiz o gezegeni gök kubbemizde durduruyor (durağan pozisyon), o gezegeni gökte geriye doğru hareket ettiriyor, halbuki gezegenler geriye doğru gitmez, o gezegende; ben sizde hangi sıkıntılara sebep olduysam bunu sizden geri almam için Allahtan emir aldım, geriye doğru ne varsa bana verin diyor. Yani göğe baktığımızda gezegenlerin geriye doğru hareket ettiğini görüyor olmamızın altında ilahi bir mesaj var, geriye dönük ne sıkıntısına sebep olduysam bana iade edin mesajı. O iade sürecide bizim için sıkıntılı ve maalesef başarısız geçiyor. Üzerimizdeki yükü retroya giren gezegenlere bir türlü iade etmeyi başaramıyoruz.

Çözüm; hangi gezegen retroya girdiyse, bilinki bu bir fırsat, bilinki göğe bir tane gezegen kamp kurdu ve bizi temizlemek için hazır bekliyor. Bataklığa saplandığınızı, hayrsever birisininde traktörle geldiği ve geri vitesi atıp sizi o çamurdan çıkardığını varsayın, işte retroya giren gezegenler sizi bataklıktan kurtarmak için gelen hayrseverler. G
ök tepemizde kamp kuran o hayrsever gezegenlerden yararlanabilmek içinde, hangi gezegen hangi soruna sebep oluyor bunu araştırın, anahtar ve yuvası gibi, o gezegen gök kubbemizde durduğu anda o sıkıntınızla ilgili kefaret sürecini başlatın. Bu sayede o gezegen sizden birşeyleri çekmeye çalışırken ona yardımcı olmuş olursunuz. Rızıklar bizlere rastgele inmiyor, kalktığı zamanda rastgele üzerimizden kalkmıyor. Geldiği bir yer var, bizden kalktığı zamanda geldiği yere gitmek zorunda. O sıkıntılarınızdan yılın başka zamanında kurtulamıyorsunuz, o vasıftan hangi gezegen sorumluysa onun gök tepemizde kamp kurmasını, retroya girmesini beklemek zorundasınız. O gezegen sizde ne sıkıntılarına sebep oldu bunu tespit edin, o gezegen gök kubbemize kamp kurduğu anda emaneti iade edin. Teşekkür ederim, bana indirdiğin şu rızıkla beni çok zorladın bu hayatta, çok acı yaşattın, biliyorum bu acıların müsebbibi benim, o rızkı kaderime yazan benim, beni olgunlaştırdın bana hayat dersi verdin, artık o rızkı sana iade etme vakti geldi deyin ve iade edin. O vakit geldiği ve retroya giren gezegen geri vites atıp geriye doğru gitmeye başladığında yani artık sizi bataklıktan çekmeye başladığında da, bilinki o gezegen kendi başına sizi bataklıktan çıkaramayacak çünkü günahlarınız bir el freni gibi sizi bataklıkta tutmak için size yapışacak, o rızkı serbest bırakmayacak. Çözüm; hangi sıkıntınız için o gezegenin retroya girmesini beklediyseniz o sıkıntınız için kefaret süreci başlatın. Retro sürecinde ibadetlere tövbe ve kefaretlere yönelirseniz, el frenini indirir ve içinde bulunduğunuz bataklıktan rahatça çıkabilir, sizde yıllardır sıkıntılara sebep olan rızıkları her hangi bir acı çekmeden geldiği yere (o gezegen) iade edebilirsiniz.

Özetlersek: "Gerçekten Biz, emaneti (Kur'an-ı Kerim) göklere, yere ve dağlara arz ettik. Onu taşımaktan çekindiler ve ondan şiddetle korktular" (Ahzap Süresi; 72). Bizler gezegenlere belirli emanetlerin yüklendiğini bu Ayetten anlıyoruz, Kur'an-ı Kerimi taşımaktan korktular o ayrı, ama emanetlerin taşınması için kendilerine teklif yapıldığını bu Ayet bize net anlatıyor. Yeryüzü yaşantımızda elde ettiğimiz tecrübelerimizde bu inancımızı tasdikliyor. Gezegenlerin birer rızık taşıdığı, her birinin ayrı bir misyon taşıdığını insanlık bin yıllar içinde yaşayarak öğrenerek tecrübe edindi. Gezegenlerden yeryüzüne rızık iniyor, inende geriye çıkması gerekiyor. Gezegenlerin retro sürecide bunu sembolize ediyor, daha önceden bize inmiş emanetlerin ait olduğu yere geri dönmesi, iadesi. Prensip basit; 1) gezegenler ileri doğru hareket ederken o gezegenden bize rızık iniyor, geriye doğru hareketini gökte gözlemlediğimiz zamanda rızıkların geri alma süreci başlıyor. 2) Rızık kimden geliyorsa ona geri gitmek zorunda. 3) Rızıkların yeryüzünde kalma vakti var, süresi dolduğunda da geldiği yere gitmek zorunda. 4) Rızıkları ağırlayan gezegenler, rızkı canlılara taşıyan güneş ışınları, kime ne kadar inecek bunun hesabıda levh-i mahfuza ait. Gördüğünüz gibi, karşınızda müthiş bir düzen var. Umarız bundan sonrası retroları dört gözle bekler ve o anı çok iyi değerlendirirsiniz. Retro sürecinde büyük bir gezegenin gök kubbemize kamp kurduğu ve bizi arındırmak için harekete geçtiğini lütfen biliniz. Biz tövbe ve arınma süreciyle destek olmadığımız müddet o arınmanın gerçekleşmeyeceğinide lütfen biliniz.

Değerli dostlar; gezegenler burçlar bunlar gizem içeren ve merak uyandıran objeler ve eminim sizler bu konuda çok daha fazla bilgi almak istersiniz, ama bizim bu konulardaki bilgimiz gerçekten çok kısıtlı. Kendi sorunlarımıza çözüm aramak için, daha yeni, bu yaz ilk defa göğü gözlemeye ve bu konuları merak etmeye başladık. Dolayısıyla şimdilik bu kadar diyelim, Rabbimiz bu alanda ilmimizi artırmayı takdir ederse, o zaman başka bir zaman ve mekanda bıraktığmız yerden devam ederiz inşallah. İlmin Allahla ne ilgisi olduğunu düşünüyorsanız, okuyan ve araştıran herkes o ilme sahip olur diyorsanız, öyle olmuyor iste; sizin baktığınız fotoğraflara ve videolara başkalarıda bakıyor, google'da aradığınız kelimeleri başkalarıda arıyor ve belkide herkes aynı sayfalara yönlendiriliyor, yani okuyarak ve araştırarak yeryüzüne yeni bir bilgi ekleyemiyorsunuz, bilgi bazında diğer insanlardan bir adım öne geçemiyorsunuz. Dolayısıyla esas önemli olan okumanız veya araştırmanız değil, okuduklarınızdan ne kadar ilham alıyorsunuz yani aklınıza neler ve ne kadar düşünce iniyor. Esas olan bu ilhamlar, bu ilhamlarda Allahtan geliyor. Birşeyi okumak var, birde onu anlamak var, birşeyi anlamakta aklınıza doğan düşüncelerle oluyor, o düşüncelerde Allahtan geliyor. Rabbim muhafaza cin/şeytan kaynaklıda olabilir, bu durumda bu düşüncelere vesvese diyoruz. Örneğin; olaylara sürekli yanlış yorum getirenlerin aklına düşen bilgilerin kaynağı cinni. Örneğin; bir hafız sonradan ateist olabiliyor. Neden; çünkü yıllarca okuduğu Kur'an-ı Kerimden hiçbir ilham almamış, demek aklında sadece cinler cirit atmış. O yüzden, esas olan birşeyleri okumak veya araştırmak değil, esas önemli olan Allahın size nasip edeceği ilham. O ilhamda neyle geliyor; tabiki çaba ve gayretle, ama aynı zamanda kalbinde kötülük beslememekle doğru bir niyetle doğru bir itikad üzerinde olmakla ve Allaha yakınlıkla geliyor. Bu arada, bu konulara dalmış ve aklımızda binlerce soru oluşmuşken inşallah Rabbimiz ilmimizi artırır, bizi bir kaç aylık bilgiyle yetindirmez. Sadece şu bir kaç aylık araştırmada aklımızda tonlarca soru oluştu, Rabbimiz inşallah bu sorularla bizi baş başa bırakmaz. Örneğin; gezegenlerin retrosu ile ilgili size sunduğumuz animasyon bir teori, gerçekten öyle olup olmadığı net değil. Mesela bazı uzmanlar retro sürecin şu şeklinde gerçekleştiğine inanıyor;  https://2.bp.blogspot.com/-6fV8TnBk2eE/U5yFS9oyxEI/AAAAAAAAAnA/DL48lwmaNkc/s1600/retrograde+film.gif

- Yeryüzü ve mars hareket ederken birinden diğerine çizgi çizdiğinizde, yeryüzü daha hızlı döndüğü için bir müddet sonra mars'ın geride kaldığını görüyorsunuz. Mars'ın gök kubbemizde geriye doğru gidiyor görüntüsünün nedeni bu, bizim hızla onu geçmemiz. Bu geçişi, mars'ı geride bırakmamız ve mars'ın gök kubbemizde geriye doğru gidiyor görüntüsünede bazı uzmanlar düğüm teorisiyle değil, zik zak teorisiyle izah etmeye çalışıyor.

          

Düğüm veya zik zak farketmez, burada birşey net, o da göğe baktığımızda geriye doğru gitmesi mümkün olmayan gezegenlerin geriye gittiğini, bir müddet sonrada yeniden ilerlediğini gözlemliyoruz. Net olan, yüzde yüz emin olunan bilgileride biz aldık sizler için kaleme dökmeye çalıştık. Umarız sizin için aydınlatıcı bir yazı olmuştur, umarız arzu ettiğiniz ilhamı almışsınızdır, umarız ufkunuzu biraz açabilmişizdir umarız bundan sonrası retrolara farklı bir gözle bakarsınız. Ne zaman Rabbimiz bizlere biraz daha detay verir, o zaman bizde seve seve konuların biraz daha detayını iner, bıraktığımız yerden devam ederiz inşallah. Kendinize, devletimize, dinimize, ailenize ve sevdiklerinize çok iyi bakınız. Allaha emanetsiniz.














kelimelerden türemiş hurafeler