• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

bilinmeyenler ve bilinmesi gerekenler............     

 

Bilgi Notu: istanbul depremiyle ilgili, papa'nın ölümüyle ilgili vs yorumlarımızı merak ediyorsunuz; eski okurlarımız bilir, biz her konuya yorum getirmiyoruz,
çünkü websitemizin amacı size günlük haber sunmak değil, amacımız hayatı ve Allahı size daha anlaşılır kılmak. Günümüz çağında insanlar bir sorundan diğerine sürükleniyor ve yaşadıklarını neden yaşadıklarını anlamlandıramıyor, anlamlandıramayınca çözüm bulamıyor, çözüm bulamayıncada bir baatıl uygulamadan diğerine sürükleniyor ve sonunda Allaha isyan ediyor. Biz sizleri o bataklıklardan korumak, hayatınızı anlamlandırmak istiyoruz. Yaşadıklarınızı neden yaşadığınızı bilirseniz çözümü bulur, hurafe inançlara kaymaz ve o sıkıntılı sürecinizi Allaha isyanla değil, şükür secdesiyle kapatırsınız.

Yazılarımızın merkezi sizi eğitmek olduğu içinde, bir konuyu ele alabilmemiz için sizi, devletimizi ve milletimizi ilgilendiren acil bir durum olması gerekiyor. D
evletimizi ve milletimizi ilgilendiren bir konu varsa, örneğin aşılar, o zaman yorumumuzu yapıyoruz, diğer araştırmacı yazarlar gibi ama, onbinlerce takipçiyi hergün tatmin etme baskısını kendimize yaşatmıyoruz, öylesine boş işlere kendimizi sürüklemiyoruzda. Örneğin; dün yaşanan deprem devletimizi etkilemedi, dolayısıyla konuyu anmamıza bile gerek yok. Evet, dıştan tetiklendi, ama o tetikleme büyük depreme sebep olmaktan ziyade, daha çok hatların üzerindeki stresi boşalttı, yani lehimize gelişti. O yüzden hep ne diyoruz; onların bir tuzağı varsa, Allahında var. Allah kişinin bir eylemine müsaade ettiğinde, o eylemin sonucunu kendi tasarrufunda bırakır. O yüzden sefer bizden zafer Allahtan deriz.

Değerli dostlar; b
iz sizlere düşmanlarımızın durmayacağını ve bir çok tuzağı harekete geçireceğini, bunlardan da sadece birinde muvaffak olacağını anlattık. Çok şey deneyecekler ve muvaffak olamayacaklar, bir yerden ama saldırıya giriştiklerinde muvaffak olacaklar. Neden Allah o birine müsaade edecek; çünkü hz Mehdi çıkabilmesi için var olan sistem çökmesi gerekiyor. İktidar, muhalefet bunların hepsi çöp hepsi bozuldu, yeni düzenin açığa çıkabilmeside içinde gitmeleri gerekiyor, dolayısıyla o tuzaklardan birisine Rabbimiz izin verecek. Bizde sizlere muvaffak olacakları şeyleri anlatıyoruz, günlük boş şeylerle beyinlerinizi şişirmemeye çalışıyoruz, neden; çünkü her ıvır zıvırı size aktarırsak, esas önemli olan konular size sıradan gelmeye başlar, esas önemli olan konular o boş konuların arasında kaybolur gider.

Rabbimiz düşmanlarımızın bir çok tuzağına müsaade edecek, ama sadece birisi onlar adına başarıyla sonuçlanacak. O yıkımda bizim için aslında yeni bir dirilişe sebep olacak inşallah. Bu ne zaman olacak? Belki yarın belki yarından da yakın, çok az zaman kaldığını bilmeniz yeterli. O zamana kadar kendinize, ailenize, sevdiklerinize, sizi sevenlere, milletimize, devletimize, ümmete ve İslama çok iyi bakınız. Allaha emanetsiniz. - 24.04.2025




boykot- bölüm 2: iyinin yükselişi


Hocam akp'de usulsüzlük var, onlarda hesaba çekilmeyecekmi?
Birisi hastaneler, otoyollar, barajlar, köprüler, havalimanları vs yapıyor, yani karşıda somut bir yatırım görüyorsunuz, insanlarda o somut yatırımlara oy veriyor, diğeri ise neye oy veriyor; sadece ideolojiye. Herhalde somut verilere göre hareket edenlerle, sapkın ideolojiye göre hareket edenleri Allah aynı sınıfa koymayacaktır. AKP seçmenin ideolojiye göre hareket etmediğini nereden biliyoruz; seçimlerden biliyoruz. En son yerel seçimlerde 10 milyona yakın akp seçmeni sandığa gitmedi. Bunu bu seçmenin tarihinden biliyoruz; bunlar birileri gibi kör ideolojiyle hareket edip hayatları boyunca hep aynı partiye oy vermiyor, konjonktöre göre hareket ediyor, örneğin özal, sonrası tansu çiller, sonrası erbakan, sonrası erdoğan gibi o konjonktöre en iyi hizmet edecek olana oyunu veriyor. Şimdi; hayatı boyunca ideolojiye göre oy verenmi daha akıllı, yoksa en iyi hizmet verene oy atanmı? Tabiiki hizmete göre oy veren.

Bu seçmenide işte Allah koruyor. Nasıl koruyor? İslam dini basit bir din, emirler basit ve sade; örneğin bilmediğiniz konular hakkında size vebal yok, bilerek yaptıklarınızda ama var. "Yanılarak yaptıklarınızda size vebal yok; fakat bilinçli ve kasıtlı olarak yaptıklarınızdan sorumlusunuz" (Ahzab Süresi; 5). Yani, insanlar gözle görülmeyen, gizli kapılar arkasında olup bitenlerden sorumlu değil, gözle gördüklerinden ama sorumlu. İşte akp seçmenide buradan kurtarıyor, onlar gözle görülür icraatlara göre hareket ediyor, iyi işler görünce oy veriyor, görmeyince oy vermeye gitmiyor. Dolayısıyla akp seçmenini Allah, gizli kapılar arkasında olup bitenlerden hesaba çekmeyecek. Diğer tarafta ise, İslama ve müslümanlara aleni kötülük yapan bir kitle var, usulsüzlükleri açığa çıkmasına rağmen bunu savunan bir kitle var, tüm bunların üzerine, onlarca devletten daha büyük bütçesi olan bir belediye var, o belediyenin yatırım olarak size sunabildiği tek şeyde bir lokanta. Karşınızda lokanta açtım diye övünen, bir lokanta dışında bir icraat gösteremeyen birisi var. Herhalde bunun peşinde koşanla, yatırım üzerine yatırım yapanın peşinde koşana Allah aynı muameleyi göstermeyecektir.

Ahlak kurallarına riayet edin. Birisi (akp) şaibeli tipleri eliyor, diğeri ise inadına cb adayı ilan ediyor. Siz burada bir ahlak sorunu görmüyormusunuz? Kocaman chp bir imamoğlundan başkasına aday çıkarabilecek kapasitesi, insan kaynağı yokmu?

Sözlerle imtihan edilmek. Düne kadar akp'yi fetö'ye yardım ve yataklık yapmakla suçlayanlar bugünlerde kendileri fetö'nün peşinde koşuyor, imamoğlunun samanyolu tv muhabiri olduğu aleni bilinmesine rağmen. Bile bile birşeyi yaptığınız zamanda ne oluyor; vebal iniyor.

Suça değil, suçlayana bakın. Birisini (akp) hırsızlıkla suçlayan fetöcü savcı ve hakimler, diğerini (imamoğlu) suçlayanlar ise vatansever chp'liler. Birisini fetöcü savcı ve hakimler gizli saklı dinliyor, elde ettikleri ses kayıtlarınıda deepfake programına sokup değiştiriyor ve sahte ses kayıtları üretiyor (erdoğan ve bilal konuşması), diğer tarafta ise herşey şeffaf ve açık, usüle uygun savcılığa gidiliyor ve şikayette bulunuluyor, bunu yapanlarda bizzat chp'liler. Kim burada kumpasa maruz kalmış sizce? Bir tarafta yalancı, iftiracı ve kumpascılar (fetö) birilerini hırsızlıkla itham ediyor, diğer tarafta ise sıradan vatandaşlar maruz kaldıkları rüşvet, şantaj ve mağduriyetleri savcılığa taşıyor ve ihbar ediyor; siz bunlardan hangisine inanırdınız?

Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. O dönem haksız yere milyonlar hırsızlıkla suçlandı, çok ağır iftiralara maruz kaldı. Şimdide aynı suçlamaya o iftiraları atanlar maruz kalıyor. Halbuki o dönem bu kişiler Kur'an-ı Kerimi örnek alması gerekiyordu; bir fasık size haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın, yoksa masum insanlara iftira atar ve kaybedenlerden olursunuz Ayetini göz önüne getirmeleri gerekiyordu. "Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz" (Hucurat Süresi; 6). Ya da h
z İsa'yı örnek almaları gerekiyordu; kim temizse, hiçbir haram yemediyse, ilk önce hırsız diye o bağırsın demeleri gerekiyordu. İşte o dönem ne hz Muhammed ne de hz İsa'yı dinlediler, o ağır günahı yüklendiler, bugünde kendileri hırsızlıkla suçlanıyor. İlginç olanı, kader bunların uyanmasınada müsaade etmiyor. Normalde insan bir yanlışı gördüğünde hal ve hareketini düzeltir, kader ama bunların düzelmelerine müsaade de etmiyor. Ne demiştik; bir konuda bilgi varsa vebal var, yoksa vebal yok. Burada kader onları bir usulsüzlükten haberdar kılıyor, onları vebal altına sokmak için imamoğlunun tüm yolsuzluklarını ifşa ediyor, ama uyanmalarına müsaade etmiyor, tam aksi aleni bir şekilde bir hırsıza sahip çıkmalarını sağlıyor. Buradan da bunların ne kadar büyük bir pislik ve çukurun içinde olduğunu ne kadar büyük bir helakın bunları beklediğini siz çıkarın. Kadersel boyuttan olayı ele aldığınızda gerçektende çok ibretlik dönemler yaşıyoruz.

Yalancının şahitliğini kabul etmeyin. 17-25 aralıkta akp ve müslümanlara çok ağır iftiralar atıldı, o ağır iftirayı atanlarda fetöcü savcı ve hakimlerdi, chp tayfasıda bunu seve seve satın aldı. Halbuki İslam dini derki; yalanı kanıtlanmış birini şahit olarak kabul etmeyin. "İffetli kadınlara zina isnat edip de sonra dört şahit getirmeyenlere de seksen değnek vurun ve onların şahitliklerini ebedi olarak kabul etmeyin. Onlar fasıkların ta kendileridirr" (Nur Süresi; 4). Bu savcı ve hakimler yalan ve iftiralarla ergenekon, balyoz, askeri casusluk gibi davalarda milletimize nasıl bir kumpas kurduğu açığa çıkmıştı, bunların fasık olduğunu Kur'an-ı Kerim ilan etmişti, o dönem chp'de bu yalan ve kumpasları dile getiriyordu. 17-25 aralıkta ama, kumpascı dedikleri hakim ve savcıları bir anda kahraman ilan ettiler. Size kumpas kurulduğunda ağlar, başkasına kumpas kurulduğunda kuranları kahraman ilan eder, Kur'an-ı Kerim onlar hakkında uyarması, bunlar fasıklar, bunlar insanlara daha öncede iftira atmıştı ve kumpas kurmuştu, bunların söylediklerine inanmayın demesine rağmen siz o iftiracı ve yalancıların söylediklerini alır ve bununla masum insanlara ağır ithamlarda bulunursanız, o zaman helak üzerinize indiğinde ağlamayacaksınız.

Kişi kurduğu tuzağa kendisi düşer. Eğer birileri bugün boykot çağrısı yapıyorsa, bilinki bir gün kendileride boykot edilecek. Bu boykotla onlar birilerinin sonunu getirmeyi arzuluyorsa, bilinki bir gün kendilerine boykot uygulandığında bu da onların sonu olacak. Kader hakkında sizlere ne anlatmıştık; çevreye yaydığınız enerjiler haksa tutar, hak değilse gelir sizi bulur. Başka ne demiştik; başkasına ne yapıyorsanız, kader sizide aynısıyla mutlaka yüzleştirir demiştik. O yüzden sizlere hep, aman iyilik edin, iyilikten asla vazgeçmeyin, çünkü İslam kıssas kuralına göre işler, başkasına ne yapıyorsanız mutlaka sizde aynısıyla muamele görürsünüz, o yüzden aman hep iyilik edinki, kıssas olarak sizede hep iyili insin demiştik. Başkasına ne niyet kuruyorsanız, o niyet sizin kaderinizede yazılıyor.
Bir başkası geliyor ve o niyetleri size karşı kuruyor. Hayat çok basit kurallar üzerine kurulmuş, ektiğini biçmekte bu kurallardan birisi. Bu insanlar bu boykot ve bu azgın halleri ile kader boyutunda neleri tetiklerinin farkında değiller.

Farkında olmadıklarından eminmiyiz? Aslında emin değiliz, çünkü bu insanlar sahneye çıkıp kalp işareti yapan, benim kalbim temiz diyen tipler, yoga yapıp iç huzur arayan, bilinçaltı terapistlere gidip iç dünyalarındaki negatif enerji ve kavramları temizlemeye çalışan, yani negatif kavramların insanı nasıl zehirlediğini bilen insanlar. Yani bu insanlar boykota çağırarak o boykot enerjisini kendi bedenlerine ektiklerini ve bir gün kendileri o enerjiyle yüzleşeceklerini biliyorlar, bilmemeleri mümkün değil. Dolayısıyla bu insanlar bu boykot çağrıları sonrası kendileri bir gün boykotla karşılaşır veya birilerin nefretiyle yüzleşirlerse ağlayıp sızlamasınlar, benim kalbim ama temizdi demesinler. İnsan ne ekerse onu biçer. İslama inanmıyorlarsa, ata sözlerini biraz okuyup araştırsınlar. Bugün fırtına ekersen, yarınlarında biçeceğinde o olur.

Karşımızda iki taraf var, chp'nin kötü taraf olduğunu nereden biliyoruz? İslam dini bir gizem değil, her haliyle apaçık bir din, bu dinimizde bizlere kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim üzerinden, çok basit ve net, iyi ve kötülüğün tanımını yapıyor. Nasıl yapıyor; iyi ve kötüyü baştan iki zümreye ayırıyor. Hangi zümreye; zenginler ile fakirler. Tarih boyunca hak ile baatılın mücadelesi bu iki gurup arasında gerçeklemiş. Bir tarafta kendini elit ve zengin görenler diğer tarafta ise gariban halk. Çağlar boyunca iyi ve kötü arasındaki mücadelede hep bu iki kitle arasında gerçekleşmiş. Bu mücadelede kötü olan tarafta hep kendini üstün ve elit olarak görenler olmuş. Neden; çünkü kötülüğün bir tanımıda dünya nimetlerine düşkünlük. Kendini elit görenler ve şımarık zenginler tarih boyunca hep kötülüğü simgelemiş, gariban halk ise hakkı. Örneğin; peygamberler gariban sınıftan çıktığında, buna ilk direnenler hep oranın şımarık zengin tayfası olmuş, biz yönetmeye daha kadiriz, eğer birisi yönetecekse o bizim aramızdan birisi olması gerek demiş.

"Biz hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklı ve şımarık kişileri: Biz, size gönderilmiş olan şeyi inkâr ediyoruz, demişlerdir" (Sebe Süresi; 34). "İşte böyle, biz senden önce hiçbir memlekete bir uyarıcı göndermedik ki, oranın şımarık zenginleri, "Şüphe yok ki biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk. Biz de elbette onların izlerinden gitmekteyiz" demiş olmasınlar" (Zuhruf Süresi; 23). "Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde, o ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış elebaşılarına (iyilikleri) emrederiz; buna rağmen onlar orada kötülük işlerler. Böylece o ülke, helâke müstahak olur; biz de orayı darmadağın ederiz" (İsra Süresi; 16). "Peygamberleri onlara; Allah size hükümdar olarak Talut’u gönderdi’ deyince, ’O bize nasıl hükümdar olabilir? Hükümdarlık bize ondan daha çok yakışır. Çünkü ona bol servet verilmiş, değildir’ dediler" (Bakara Süresi; 247).

Gelelim günümüze; bugünlerde de aynısını yaşamıyormuyuz, biz yönetmeye daha kadiriz demiyorlarmı chp tabanı, köylü ile benim oyum hiç eşit olurmu demiyorlarmı? Diyorlar. İşte bu kavramları bunlar tarih boyunca kullandı. Günümüzde veya çağınızda kimin haklı olup olmadığını öğrenmek istiyorsanız, bunun için bilge olmanız veya çok araştırma yapmanız gerekmiyor, kutsal kitabımız bize salak muamelesi yapar basitlikte kötünün tanımını yapmış; şımarık zenginler ve kendini üstün görenler hangi taraftaysa bilinki helaklık taraf, o taraf demiş.

Ne olacak şimdi? Küresel çete öldürücü bir saldırı gerçekleştirecek. 15 temmuz sonrası küreselcilerin bize öldürücü saldırı gerçekleştirmemesinin nedeni muhalefetin seçimlerdeki başarısı. Bilhassa son seçimlerde çoştular, biz erdoğana savaş açmayalım, bir iki yıl daha sabredelim, biz solu konsolide ettik, sağdanda sürekli yeni partiler çıkarıyor ve parçalıyoruz, bir iki yıl içinde bizim adamımız yüzde yüz kazanır deyip beklemedeler. Böyle düşünmeleri tabiiki Allahın onlara kurduğu bir tuzak, Rabbimiz onları bu düşüncelerle oyalarken savunma sanayimiz olsun, diğer alanlar olsun bizi hazırlıyor. Ne zamana kadar; bunlar muhalefet üzerinden ülkeyi ele geçiremeyeceklerini anlayana kadar. Son olaylarda bunu gösteriyor, muhalefet içten ikiye bölündü, özgür özelciler (fetö) ve kılıçdaroğlucular (siyasal aleviler), üstüne tüm kozlarını oynadıkları aday (imamoğlu) tam sahtekar çıktı. Kim tahmin edebilirdiki tüm yatırımlarını yaptıkları kişinin diploması dahi sahte olacağı. Sahtekar olduğunu biliyorlardıda, zaten ülkesini satmaya hazır olmasa aday gösterirlermi, göstermezler, ama bu kadarını onlarda beklemiyordu. Muhalefet üzerinden ülkemizi ele geçirme planlarıda suya düşerse, ki düştü, o zaman savaşı bekleyin.

Korkmayın ama, biz Türkler üzerinden İslamın yeniden şahlanacağı dönemdeyiz, dolayısıyla her tuzak onları daha çaresiz, bizleri daha güçlü kılacak. Her tuzakları onların aleyhine, bizim lehimize gelişecek ve dönüşecek. Fakat bu sürecin kolay geçmeyeceğide aşikar. Olması gerekende ama bu, aksi takdirde bir ömür biriktirdiğiniz günahları nasıl eriteceksiniz. 

Özetlersek. Türküm diyorsan, Türk şirketlerini hedef gösteremezsin. Vatanseverim diyorsan, devlete zarar veremezsin. Birlik diyorsan, kutuplaştıramazsın. İfade özgürlüğü diyorsan, insanların seçimini linç edemezsin. Yaşantıma karışamazsın diyorsan, insanların yaşantısına laf edemezsin. Eğer ediyorsan, bahane ne olursa olsun, söz ve eylem arasında bir çelişki gösteriyorsan, o zaman bilki iyilik yapmak sana nasip olmuyor, bilki sen helaklıklardansın. Sizin bilmeniz gereken; kişilerin sözleri ile eylemleri uyuşuyormu uyuşmuyormu buna bakın, bizim için esas olan söz değil, kişinin eylemleri. Eylemleri iyilik içeriyorsa dost olun, içermiyorsa uzaklaşın. Kader insanlığı sağdakiler ile soldakiler ve araftakiler olarak üçe ayırmış. Bunların arasında sağdakiler cennetlik, soldakileride cehennemlik olarak belirlemiş. Gökte düzen neyse, yeryüzünde de aynı olduğunu varsayarsak, bu düzeni yeryüzünede uyarlayabilirsiniz. Biz o kadar malızki, veya İslam dini o kadar basit bir dinki mahşer günü hangi gurup cehennemlikse, yeryüzünde de aynı gurup cehennemlik, yani solcular. "Âyetlerimizi inkâr edenler ise, işte onlar soldakilerdir. Cezaları, kapıları üzerine sımsıkı kapatılmış bir ateştir" (Beled Süresi; 19-20).

Yeryüzünü baktığımızda bunun gerçektende böyle olduğunu görüyoruz. Örneğin günümüzde kim solu temsil ediyor? İslamdan, dinden, milletten nefret edenler temsil ediyor. Yani yeryüzünde solu temsil edenlerle, mahşer günü soldakilerin aynı gurup olduğunu görüyoruz. O zaman onların arasında takılmak onlara destek vermek size ne kazandırır; cehennem dışında başka birşey kazandırmaz. İslamın ne kadar basit bir din olduğunu şimdi daha iyi anladınızmı; mahşer günü cehennemlikler ile cennetlikler nasıl birbirinden ayrı olacaksa, yeryüzünde de Allah cennetlikleri ve cehennemlikleri birbirinden ayırmış, hemde aklımız karışmasın diye mahşer alanında soldakiler nasıl cehennemlikse buradaki solu temsil edenleride cehennemlik kılmış. Olur ya, kullarım sihirli ve güzel sözlere kanabilir, sağdakilerin usulsüzlüklerine kafayı takabilir, şeytan iftiralarla kandırabilir, cahildir aklı ermeyebilir, bilgisizdir konuları takip etmeyebilir diyerek, kullarım cehennemlik olmamak için solculardan uzak durması yeterli demiş. Cehennemden korunmak için varmı bundan daha büyük bir kolaylık? Kişilere takılı kalmayasınız diye Allah çok üst mertebeden iyiliği ve kötülüğü ayırmış, neden şeytanın kişilere takılmanızı istediğini şimdi daha iyi anladınızmı, sizi o büyük fotoğrafı, doğru tarafı kaçırmanız için. Allahın merhametinden bahsedilir, anladınızmı şimdi o merhametin derinliğini.

Hocam akp hayat pahalılığından vs sorumlu değilmi? Elbette sorumlu ve kesinlikle hesaba çekilecekler, fakat chp, akp'den dahada sorumlu. Neden; çünkü hayat pahalılığına sebep olan beşli çete
(BİM, A101, ŞOK, Migros, CarrefourSA) bunu seçimler öncesi chp ile organize halde yaptı ve ikincisi chp, mecliste yasa koyucu makamda, yani yasalarla bir çok şeyin önüne geçilebilirdi. Bizim nezdimizde mecliste olan herkes eşit derece sorumlu, iktidarın üzerine atıp sorumluluktan kaçamazlar. Kaldıki bu tezgahın bir parçasıysanız zaten kaçamazsınız. Herhalukarda hem bu hayat pahalılığın organizasyonun içinde olmalarından ötürü, hem mecliste yani yasa koyucu konumda olup bu hayat pahalılığına dur dememelerinden ötürü, olup bitenlerden chp, akp partiden daha sorumludur ve elbette bir günde hesaba çekilecektir. Hani onlar sürekli birilerini fişliyor, tehdit ediyorlar, bir gün bunun hesabını sizden soracağız diyorlar ya, işte bilsinlerki birileride onları fişliyor.

Kader hakkında ne öğrettik size? Kaderin en temel kuralı nedir? Başkasına ne niyetleniyorsanız o niyet kendinizede yazılır. Siz başkalarına ne niyetleniyorsanız, aynısını başkalarıda size niyetlendiğini biliniz. O yüzden size hep ne diyoruz; hep iyilik niyetlenin ki, hep iyiler ve iyiliklerle karşılasınız. Sizin bilmeniz gereken diğer husus ise; tarih boyunca hak ile baatıl mücadelesi hep iki kutup arasında gerçekleşmiş, şımarık zenginler ile halk arasında, sizde ne yapın edin kendini üstün görenlerin arasında bulunmamaya çalışın. Umarız bu yazımız sizler için yeterince aydınlatıcı olmuştur. Kendinize, ailenize, sevdiklerinize, milletimize, devletimize, müslümanlara ve dinimize çok iyi bakınız, bilhassa kendini elit ve üstün görenlerle, soldakilerle aynı karede görünmemeye azami gayret gösterin. Allaha emanetsiniz. -02.04.2025













kelimelerden türemiş hurafeler