bilinmeyenler ve bilinmesi gerekenler............     

 





 

zekatın altında yatan hikmet


Biz Müslümanlar kazancımızı fakirlere dağıttıkça daha zengin olacağımıza inanırız, bize bereket getireceğine inanırız, bu inancımızıda Müslüman olmayanlara anlatmakta zorlanıyoruz. Neden; çünkü parayı dağıttıkça paranın çoğalacak olması insanların mantığını zorluyor. İslami usule göre paranızı dağıttıkça (zekat) paranız nasıl artıyor bu yazımızda bu konuyu sizin için anlaşılır kılmaya çalışacağız, umarız sizin için hayrlı ve aydınlatıcı bir yazı olur ve umarız bu yazımızı okuduktan sonrası zekat konusunda daha hassas ve daha bilinçli hareket etmeye başlarsınız. Meal ve tefsir yazanlarada nacizane tavsiyemiz; eğer arapça metinde zekat yazıyorsa, türkçe çevirinizde de zekat yazın, eğer sadaka yazıyorsa sadaka olarak türkçeye çevirin. Meal ve tefsirlerin bir çoğunda zekat kelimesi, sadaka olarak türkçeye çevirilmiş, bu ikisi aynı şey değil bilginize. Eğer aynı şey olsaydı, Allah bazı Ayetlerde zekat bazılarında sadaka kelimesini kullanmaz, bir kelime ile geçiştirirdi. Ayrı yerlerde ayrı kelimeler kullanılıyorsa, demek ikisi birbirinden farklı şeyler. Bu farklar neler, bu yazı dizilerimizlede sizlere bunu anlatmaya çalışıyoruz.

Zekatın altında yatan hikmet nedir? İnancımıza göre zekat bizi daha zengin ediyor, malımıza mal katıyor; "İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir fâiz, Allah katında artmaz. Allah'ın rızasını dileyerek verdiğiniz zekata gelince, işte onlar, malları kat kat artmış olanlardır" (Rum Süresi; 39). Biz verdikçe malımız nasıl çoğalıyor? Bunun sırrı zekatı verdiğimiz insanlarda yatıyor. Nasılmı? Zekat, gariban ve fakir, yoksul ve borçlu olanlara farz kılındı. Bunun nedenide bu insanların birer mağdur oması. Bu insanlara mal ve para rızık olarak iniyor, fakat üzerlerinde o kadar lanet ve beddua varki, atalardan gelen lanet ve beddua, o lanet ve beddualar o rızkın kişiye ulaşmasına, kişinin haysiyetli ve onurlu bir yaşantı sürdürmesine engel oluyor. Gökten kişilere para ve mal rızık olarak iniyor, ama kişilere nüfus edemiyor, o rızık bir bulut gibi başlarının üzerinde bekliyor, o yıl içinde kişiye nüfus edemediyse, yıl sonunda levh-i mahfuza geri dönüyor. Bunun insan bedenindeki karşılığı lenf sistemi. Hücrelerin nasiplenemediği şeyler kalbe geri akması gibi, o yıl nasiplenemediğiniz rızık göğe geri akıyor. Rızık istiyorki yeryüzü canlıları kendisinden nasiplensin ve yeryüzü zenginleşsin, ama inemiyor, inmek içinde bir yol arıyor. İşte burada zekat devreye giriyor. Fakir veya yoksul birine para verdiğinizde, kişi ile aranızda manevi bir hat açıyorsunuz, bir göbek bağı. Bu hat açıldığında, kader; demek bu garibanın bakıcı ailesi bu diyor ve o yıl kişinin üzerindeki rızık bulutunu, açtığınız o hat üzerinden size yönlendirmeye başlıyor. Kişiye inemeyen rızık size inmeye başlıyor. Bu zaten ilahi bir kural, kimi besliyorsanız o kişinin o yılki rızkı size yönlendirilir, örneğin çocuklarınız. O yüzden İslam dini çocuklarınızı öldürmeyin, onlarıda sizide rızıklandıran biziz der.

"Geçim endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin! Onları da sizi de rızıklandıran biziz. Şüphesiz ki onları öldürmek, büyük bir günahtır" (İsra Süresi; 31). Burada yaşanılan hadisede bu, birisini beslediğinizde kişinin o yılki rızkı size yönlendiriliyor. İlahi düzende hiçbirşey karşılıksız kalmıyor, siz birisine zekat niyetine para verdiğinizde kişiyle aranızda manevi bir hat açıyor, onuda ben besliyorum demiş oluyorsunuz. Çocuklarınızı beslemenizden ötürü onların rızkını kader size nasıl yönlendiriyorsa, fakirleri besledikçe onların o yılki rızkınıda size yönlendiriyor. Hangi rızıklar; kişiye inemeyen, o kişinin nasiplenemediği rızıklar. Zekat, fakir ve yoksullara farz kılındığına göre, demek bu insanların üzerine para ve mal inmiyor, inemiyor. Zekatlada siz buna talip olmuş oluyorsunuz. Ne kadarına talip oluyorsunuz, yüzde yüzüne. Siz malınızın belirli oranını, diyelimki 1/40 oranını bağışlıyorsunuz, karşılık olarakta kişinin üzerindeki malın 40/40 almış oluyorsunuz. Siz bir kuruş veriyorsunuz, 40 mislisinide geri alıyorsunuz. O bir kuruşu verdiğinizde talih kuşu size konmuş oluyor, o büyük ikramiyenin sahibi siz oluyorsunuz. Böyle bir düzende de zekat vererek kişinin batması mümkünmü? Mümkün değil. Sistem bi' nevi milli piyango gibi, malınızın yüzde kaç oranını veriyorsanız, o kadar misliyle size geri dönüyor. Malınızın 1/20 veriyorsunuz, 20 misli size geri dönüyor, 1/30 verirseniz 30 misli. Kişinin nasiplenemediği tüm rızka el koymuş oluyorsunuz. Zekat nasıl bizi zenginleştiriyor, verdikçe malımız nasıl çoğalıyor diye merak ediyorduysanız, zekatın altında yatan gizem ve hikmet bu arkadaşlar.


Zekatın bereketini ne kadar görüyorsunuz? Günümüzde fazla değil, çünkü günümüzde insanlar kazancını hak etmiyor, mallarıda şaibeli. Zekat olarak verdiğiniz para ne kadar haksa, karşılığıda o kadar olur bilginize.

Rızkın paylaşımı: ataların işlemiş olduğu günahların bedelini ödeyen sadece fakir fukara değil, maddi imkanı iyi olanlarda atalarının işlemiş olduğu günahların bedelini ödüyor. Maddi anlamda değil belki ama, sağlık açısından belki aile huzuru açısından onlarda bir bedel ödüyor. Çözüm; zekat. Başkasına para inemiyor, siz ona para vererek onun ihtiyacını gideriyorsunuz, o da karşılık olarak size örneğin şifa rızkını veriyor. Paranız ile bi'nevi huzur ve şifa gibi rızıkları satın almış oluyorsunuz. Böylece para, huzur ve şifa eşit şekilde topluma dağılıyor. Müthiş değilmi?

Özetlersek: herkese Allahu Teala rızkını indiriyor, fakat aramızda bir kesim insana bu rızık inemiyor, çünkü üzerlerinde büyük lanet ve beddualar var. O rızkı o kişilerin alması içinde Allahu Teala zekat ibadetini indirmiş. Nedir zekat? Bir engeli bypass etme metodur. Örneğin birisinin elinde bitcoin var ama günlük hayatında kullanamıyor. Rızık kişiye iniyor ama dijital yani enerji boyutunda iniyor, kişi o parayı fiziki boyuta taşıyamıyor. Sizde; ben sana nakit para vereyim, karşılık olarakta dijital paralarını bana ver, çünkü bende onu nakite dönüştürecek imkanlar var demiş oluyorsunuz. Buna yasal tefecilik veya bankacılıkta diyebilirsiniz, çünkü kişiden verdiğiniz paranın çok daha fazlasını alıyorsunuz. Keşke tefeciler ve faiz lobisi bunu bilse, meşru yoldan (zekat) paralarını kat kat artırmanın yolu olduğunu bilseler, belki o zaman İslama aykırı yollara başvurmazlardı. Zekat sayesinde, atalarının işlemiş olduğu günahların bedelini ödeyen garibanların üzerindeki mağduriyet gideriliyor ve günahlardan ötürü yeryüzünde oluşan rızık dağıtımındaki adaletsizliğin önüne geçiliyor. Kısacası, zekat sayesinde toplumda sosyal bir denge ve huzur sağlanmış olunuyor. Müthiş bir düzen değilmi? Kişinin bazen nasibine ulaşamayacağını Allah baştan öngürmüş, o rızık kişiye inemiyorsa başkası o rızkı parası ile satın alsın ve bundan nimetlensin, insanlar birbirinden nasiplensin demiş ve günahların oluşturduğu engelleri ibadetlerle bypass etmenin yollarını bize göstermiş. Varmı, bu detay ve incelikte hareket eden başka bir inanç sistemi? Yok. İnancınızla gurur durun ve emredileni yerine getirin. İbadetlerimiz Allah için değil, bizim yararımıza olduğu için farz kılındı. Sizin anlamanız gereken, eğer birisine zekat niyetine para veriyorsanız bilinki bunu karşılıksız yapmıyorsunuz, bilinki karşılığını kat ve kat alıyorsunuz. Siz parayı verdiğinizde bilinki kişi size karşı borçlanmıyor, üzerindeki rızkı size aktararak borcunu faiziyle birlikte kapatıyor. Bir sonraki zekatınızda kişilere tepeden bakmayın, onlara iyilik yaptığınızıda sanmayın, yaptığınızın karşılığını ziyadesiyle alıyorsunuz, hemde o kişiden. İlahi düzende kimse kimseye borçlu kalmıyor, herkesin onuru ve haysiyeti korunuyor bilginize.

Zekat kimlere verilir? Zekat ailenizde, sülalenizde fakir ve borçlu olan varsa, maddi sıkıntı çeken varsa onlara verilir. Allahu Teala bizleri ilk önce kendi ailemizden ve sülalemizden sorumlu tutacak. O yüzden ilk önce kendi arka bahçenize sahip çıkın. Bu neden önemli; sülale içi kıskançlıkların, fesat ve nazar gibi duyguların önüne geçmek için. Sülalede mal eşit şekilde dağılırsa kötü duyguların ortaya çıkmasına engel olunur, aile ve sülale içinde muhabbet ve bağ artar. Kriter yokmu? Zulmedenle zulme maruz kalanları ayırtedin. Zekatınızda garibanlara, zulme maruz kalanlara öncelik verin. Kimseyide hayatından ötürü kınamayın. Eğer sülalenizde birisi sıkıntı yaşıyorsa, kişide bir suç olmadığı, ortak bir atanızın günahını çektiği ve o günahların çok rahatlıkla sizede isabet edebileceği empati ile kişilere yaklaşın. Halinize şükredin ve o insanların tüm sülale adına o sıkıntıları çektiğini unutmayın. Birileri sülale adına infazdan geçiyorsa, maddi anlamda sizde elinizi taşın altına koyun ve zekatınızı ilk önce aileniz ve sülalenizde maddi sıkıntı yaşayanlara dağıtın. Ettiğiniz yardımlar zaten misliyle size geri dönecek. Borçlu olanlarada yardım etmekten kaçınmayın. Onların belki güzel bir kazancı olabilir, ama onlar kazançlarının bereketini görmediği, o bereket onlara inmediği için, onlara yardım ederseniz hem onları maddi dar boğazdan kurtarır hem onlara inmeyen berekete talip olmuş olursunuz. Fakire yardım ederseniz bu size para olarak geri döner, borçluya yardım ederseniz bereket olarak. İlk önce aileniz içinde ihtiyaç sahiplerine, sonra sülaleniz, sonra komşularınız, sonra köyünüz, sonra mahallenize zekat farz. Zekat paranızı öğrencilere harcamayın, bir yerlerde su kuyusu açtırmayın veya bir derneğe aktarmayın, bu tür hayrlar için sadaka adında bir ibadetimiz var. Zekat fakir, yoksul ve borçlulara farz. Zekatınızı çok bilinçli uygulayın, uygulayınki size çok güzel geri dönsün.



















kelimelerden türemiş hurafeler