Nefis neden var edildi? Nefis insan bedenini harekete geçiren bir dinamodur. Örneğin; bir değirmen ve bir nehir. Nehir akarsa değirmen hareket eder, nehir akmaz ise değirmen dönmez. İnsan bedeni değirmen, akarsu ise nefistir. Nefis olmasaydı bizler oturduğumuz yerden kalkmazdık, dünyada hiçbir eylemde, hiçbir faaliyette bulunmazdık, yeryüzüne yayılıp rızkımızı aramazdık. Nefis bu dünyada kıçımızı kaldırıp rızkımızı aramamızı sağlar.
Nefis tembel yaratılmış bedenimizi nasıl harekete geçirir? Nefise bir takım kabiliyetler verilir, bu kabiliyetler duyu organlarımızdır; görme, işitme, koklama, hissetme ve tatma kabiliyeti. Nefsi harekete geçirende işte bu duyu ogranlarımız. Nefis gördükçe ve tattıkça iştahı açılır, daha fazlasını ister; bizde bu iştahı gidermek, yeryüzünün bu süsünden bir parça koparmak için kıçımızı kaldırır çalışırız, insanlar ile ilişkiye girer, alış veriş yaparız vs. Sıkıntı nerede? Dünyanın süsü nefsi harekete geçirmek için kullanılan bir yem, yani gerçek değil, bir tuzak. Biz hayatımız boyunca var olmayan bir yem’in peşinde koşarız. Yakaladığımız her yem ile kendimizi kazançlı görürüz, hâlbuki durum öyle değil, biz kendimizi bir tuzağa kaptırırız, bir günah tuzağına. Bu tuzağa karşı uyarılıyor muyuz? Evet, bu uyarı Kur’an-ı Kerimde sık yapılır; insanı yeryüzüne bağlamak onu yeryüzünde harekete geçirmek için bir yandan nefis yaratılır ama diğer yandanda nefsi harekete geçiren yemlerin gerçek olmadığı, dünya süslerine tamah etmemiz gerektiği uyarısı yapılır. “Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs ve kendi aranızda övünme, mal ve evlat (işçi) çoğaltma yarışından ibarettir....; ... Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir.” (Hadid Süresi; 20. Ayeti Kerimesi)
Nasıl kendimizi nefsin bu tuzağına karşı koruruz? Nefis hakkında detaylara girmeyin, tasavvufcular sizleri detaylar ile meşgul eder, olayın özünden sizi saptırır. Nedir özü, nasıl kendimizi nefse karşı koruyabiliriz derseniz, çok basit; 1) hoşunuza en çok ne gidiyorsa o şeylerden uzak durun; kadın, yemek/tatlı, para, kibir, şöhret vs. 2) Hoşunuza yani nefsinize en ağır ne geliyorsada o şeyleri yapın; namaz kılmak ağır geliyorsa namaz kılın/ bilhassa sabah namazına kalkın, oruç ağır geliyorsa günlerinizi oruç ile geçirin, sadaka vermek ağır geliyorsa günlerinizi birilerine maddi ve manevi yardım etmekle geçirin, mala değer veriyorsanız en sevdiğiniz malı dağıtın yani nefsinizin tersini yapın. Gördüğünüz gibi nefsi tanımak ve nefse karşı kendimizi korumak için ciltlerce kitap okumanıza gerek yok, sadece bu paragrafı içselleştirseniz bu bile hidayete ermeniz için yeterli olur.