Kur'an-ı Kerimde nesh varmı?
Nesh: bir hükmü değiştirmek, iptal etmek. İçimizdeki bazı deliler, Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetlerin iptal edildiğine, yerlerine başka Ayetlerin indiğine inanıyor. Örneğin; şu Ayet içkiyi helal kılıyor, şu Ayette haram, dolayısıyla birisi diğerini iptal etti diyor. Kendi kafalarınca bir kaç Ayet bulmuşlar, kendi kafalarıncada bunları iptal etmişler. Yanlış duymadınız, kıyamete kadar hükmü sürecek dediğimiz Ayetleri birileri şimdiden iptal etmeye başlamış. Bizler bir kutsal kitap geldiğinde bir öncekinin iptal edildiğini biliyordukta, örneğin İncil gelince Tevrat iptal edildi, Kur'an-ı Kerim gelincede İncil. Bizler ama birilerinin son kitabımız olan Kur'an-ı Kerimide iptal etmeye başladığını bilmiyorduk. Cehaletimize bağışlayın, İslam aleminde nesh inancı olduğunu bilmiyorduk. Siz biliyormuydunuz? Biz bunu öğrendik ve şakamı bu dedik. Bunlar ne diyor neyi savunuyor diye biraz araştırma yaptığımızda da ilginç bir detayla karşılaştık, konuyu savunan veya reddedenlerin kelimelerin kök anlamı üzerinden tartışma yürüttüğünü farkettik. Biz bunu daha önce nerede görmüştük, uzaylı takıntısı olan gizem avcılarında görmüştük. Biz buna detayda insanı kaybetmek veya kıçından sallamakta diyoruz. Akıl veriyle hareket eder, bir konu hakkında veri olmayıncada insan ne yapar; sallar. Bir insan nasıl sallar, bunun en güzel örneklerinden birisi Zülkarneyn as 'la ilgili uydurulan hikayelerde görüyoruz. Allahu Teala Zülkarneyn as hakkında bize bilgi aktarmamış. Veri olmayıncada ne yapıyorlar; kıçlarından sallıyorlar.
Örneğin; Zülkarneyn isminin anlamı boynuz, boynuzda kafanın iki tarafından çıkar, bu da iki boyutu simgeler, bu da boyutlar arası seyehat yaptığı anlamına gelir diyorlar. Bir isimden boynuz, boynuzdanda boyutlar, boyutlardan da boyutlar arası seyehatı çıkarmayada ne denir; kıçından sallama denir. Hocam ya doğruysa diyorsanız; velevki doğru, Zülkarneyn as 'ın boyutlar arası seyehat ettiğini bilmeniz size ne kazandırdı? Hiçbir şey. Tam aksi sizde daha çok merak uyandırıyor, daha çok bilinmeyenlere dalıyorsunuz. Bir sonraki sorunuz, o boyutlarda ne yaptı oluyor. Merak adındaki şeytan sizi rahat bırakmıyor, hemen bir sonraki soruları aklınıza getiriyor. Gelelim birde madalyonun diğer yüzüne; ya verdiğiniz bilgi yanlışsa? Doğruysa hiçbir sevap hiçbir fayda elde etmiyorsunuz, yanlışsa ama; o zaman Zülkarneyn as 'a ifitra atmış oluyorsunuz, yalan söylemiş oluyorsunuz, insanları kandırmış oluyorsunuz. Kaydımı şimdi size yalan ve iftira günahı. Bir kaç tık bir kaç beğeni bir kaç kitap sayfasını doldurmak için değdimi buna? Sizin bu tür günahlara açık olacağınızı, merakınıza yenik düşeceğinizi bildiği içinde Allahu Teala uyarısını baştan yapmış; "Hakkında bilgin bulunmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur" (İsra Süresi; 36). Bununlada yetinmemiş, bu tür konulara merak saranları uyarmakla yetinmemiş, bir de bizleri uyarmış, bilinmeyenler hakkında atıp sallayanlardan uzak durun demiş; "O hâlde, onlar hakkında (Kur'an'ın sana aktardığının) dışında kimse ile münakaşa etme ve bu konuda ileri geri konuşanlardan da hiçbir bilgi isteme" (Kehf Süresi; 22). Bu arada, varsayalımki başka bir boyut daha var, yinede Zülkarneyn as o boyuta geçiş yapmazdı çünkü o boyutun kendi Zülkarneyni olurdu. Anladınız.
Bunların konumuzla ne ilgisi var; birileri eğer kelimelerin kök anlamı ile uğraşıyorsa kelimelerin kök anlamından size birşeyler anlatmaya çalışıyorsa, bilinki o insanlar o konu hakkında sıfır bilgiye sahip, bilinki o insanlar kıçından sallıyor. Bilinki bu insanların elinde somut bir kanıt olmadığı için soyut boyut üzerinden sizi ikna etmeye çalışıyor. Soyut boyuta daldığınız zamanda bilinki eşyanın olmadığı, herşeyin mümkün olduğu bir aleme dalıyorsunuz. İnsanları gözlemleyin, insanlar eğer kelimelerin kök anlamı ile size geliyorsa bilinki sallıyorlar, bilinki söyledikleri hakkında ellerinde somut hiçbir delil yok, bilinki kelimelerin anlamı üzerinden sizi herşeyin mümkün olduğu bir hayal alemin içine sokmaya çalışıyorlar. Örneğin; nesh inancı. Kelimeleri bağlamından koparıp kelime üzerinden size bir hayal dünyası çiziyorlar. Bu hayal alemine girdiğiniz zamanda herşey size makul gelmeye başlar. Kelimeler sihir gibidir. Süslü ve yaldızlı kelimelere fazla maruz kalırsanız, bir müddet sonra en uçuk şeylere bile neden olmasın demeye başlarsınız. Elde bir veri, gözle görülür somut birşey olmamasına rağmen, size anlatılanlara inanmaya başlarsınız. Bakınız; şeytanlar sizi doğrudan kötülüğe itemiyor, ne yapıyorlar süslü kelimelerle sizi ikna ediyorlar. Örneğin demokrasi kelimesi böylesine bir kelime, kötülüğü kamufle etmek için uydurulan bir kelime. Örneğin amerika veya kandilde terör ele başları. Bunları dinlediğinizde sizlere halkların barışından, demokrasi ve özgürlükten bahseder, eylemlerine baktığınızda ama tam tersini görürsünüz. Şiddet, baskı ve zulüm görürsünüz. Siz ama eylemlerini görmediğinizden sadece ağızlarından çıkan o süslü kelimeleri duyduğunuzdan ötürü onlara inanıyorsunuz, anlattıkları size makul geliyor. Süslü kelimelerle kötülük kendisini hak olarak masum ve mağdur olarak pazarlıyor, iyileride şeytanlaştırıyor.
Örneğin CHP. Onları dinlediğinizde TC devletine çok sadık ve bağlı olduklarına inanırsınız, hatta öyle bağırıyor çağırıyorlarki TC devletinin yegani koruyucusu onlar olduğunu zannedersiniz, eylemlerine baktığınızda ama sadece ihanet görürsünüz. Nasıl oluyorda insanlar bunlara oy veriyor o zaman, TC devletinden nefret eden TC vatandaşı bir kaç milyon rum, yahudi ve ermeni artığını saymazsak, onlar zaten yıkmak için uğraşıyor, süslü kelimeler ve erdoğan nefretiyle kandırıyorlar. Yani kelimelerle. Şeytanlar kelimelerin insanlar üzerindeki etkisini keşfetmiş, icrat ve eyleme gerek kalmadanda insanların kelimelerle kandırılabileceğini anlamışlar. O yüzden CHP hiç bir icrat yapmıyor, şeytanlık dışında (her yere heykel dikmek), icrat demek sevap demek, icrat yapmadan da insanlar ikna edilebiliyorsa, şeytanlar bu fırsatı kaçırırmı, hakim oldukları insanlara iyi bir icrat gerçekleştirtmeden, sadece süslü kelimelerle toplum üzerinde hakim olmalarını sağlıyorlar. Şeytanların bu tuzağına düşmemek içinde ne yapmanız gerekiyor; çok basit, kelimelere değil eylem ve icrata bakmanız, önünüze somut birşey koymalarını beklemeniz gerekiyor. Gözle görülür birşey görmediğiniz müddette insanların peşinden koşmamanız gerekiyor. Neden; çünkü kulak, göz, gönül bunların her biri bundan hesaba çekilecek. Neden, çünkü onların sözleri sizleri eyleme itiyor. Onlar konuşuyor, eylem ve icratı ise size gerçekleştiriyorsunuz. Şeytanlara köpeklik yapan siz oluyorsunuz. Örneğin bunlara oy vermek veya sokakları yakıp yıkmak. Hayatınız zaten yeterince günahlarla dolu, bir de insanların laflarına kanıp işlediğiniz icratlardan hesaba çekileceğinizi bir düşünseniz ya!
Neshciler neden kelimelerin kök anlamı üzerinde duruyor? Kelimeden bir tabaka dışarıya (cümle), bir tabaka daha dışarıya (Ayet), bir tabaka daha dışarıya (bir önceki veya sonraki Ayet) çıktıklarında herşey aleyhlerinde oluyor, tezlerini savunamaz oluyorlarda ondan. Görünür boyuta geçtikçe olaylar aleyhlerine döndüğü için, sizi bir noktada bir kelimede tutmaya çalışıyorlar. Neshcilerin yaptığını anlamanız için günlük hayatınızdan size bir örnek verelim; bir yerde sarfettiğiniz bir konuşmadan bir cümlenizi bağlamından koparıp başka yerlerde aleyhinize dedikodu yapan tipler var ya, veya bir yerde sarfettiğiniz bir cümleden bir kelimeyi cımbızlayıp sonrası sizi kötüleyen tipler, neshciler işte bu tarz tipler. Bunu yaptıkları kişide kim? Allah. Buradanda içinde bulundukları sapkınlığın boyutunu çıkarabilirsiniz. Bizler sizler Allahtan öğüt almak için kutsal kitabımızı okuyoruz, onlar ise Allahın bir açığını yakalamak için okuyor. Neshciler böylesine kötülükle damgalanmış tipler, onlar Allahın bir defosunu bir açığını yakalamak için uğraşıyor. "Allah'ın ayetlerini yalanlayan ve onlardan yüz çevirenden daha zalim kim olabilir. Ayetlerimizden yüz çevirenleri yüz çevirmelerinden dolayı azabın en kötüsüyle cezalandıracağız" (En'am Süresi; 157). Nacizane tavsiyemiz, birisi neshe inanıyorsa, onun namazına inancına bakmayın, olabildiği kadar ondan uzak durun çünkü o lanetmiş birisi. "Allah Kitap'ta size: "Eğer Allah'ın ayetlerinin inkar edildiğini ve onlarla alay edildiğini duyarsanız, başka bir konuya dalmadıkları sürece yanlarında oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz" diye indirdi. Şüphesiz Allah münafıkların ve kâfirlerin tümünü cehennemde biraraya getirecektir" (Nisa Süresi; 140). Eğer neshe inanan sizseniz, hemen tövbe edin. "Allah’a karşı yalan atıp iftira uydurandan ve O’nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim olabilir? Şüphesiz O, suçlu-günahkârları kurtuluşa erdirmeyecektir" (Yunus Süresi; 17).
İçinde yaşadığımız salaklar camiası: nesh kelimesini kullananlara bakıyoruz, sanki ellerinde Ayet üstü, dünya dışı sihirli bir Kelime var, nesh kelimesi ile abracadabra diyorlar ve onların nezdinde o şey bir anda yok oluveriyor. Sizide nesh edebilirler, aman dikkat, isminizin önüne veya arkasına o kelimeyi koyarlarsa bilinki onların nezdinde sizde nesh oldunuz iptal edildiniz ve yoksunuz, geçmiş olsun. Sizin halen önlerinde görünüyor olmanız ve tüm heybetinizle dimdik ayakta durmanızda (iptal edildi dedikleri Kur'an Ayetleri) onlar için birşey ifade etmiyor. Onlar nezdinde nesh kelimesi Ayetleri nesneleri ve canlıları iptal eden sihirli bir kelime. Şaka yaptığımı sanıyorsunuz, ama hayır, buna inanan salaklar ve buna susan daha büyük salaklar var. Bunlar hatta hadislerin bile Ayetleri iptal ettiğine inanıyor. Bırakın bir Ayetin diğerini iptal etmesi, onlar hadislerinde Ayetleri iptal ettiğine inanıyor. Biz maalesef böylesine, salaklar tarafından kuşatılmış bir İslam camiası içinde yaşıyoruz. Bir hadis bir Ayetle çatıştığında, hadisi sorgulaması gerekirken onun yerine Allahın Ayetini iptal ediveriyor gidiyor. Kafaya bakarmısınız. Ataistlerin sürekli Kur'an-ı Kerimi çürütmek için çaba gösterdiğini biliyordukta, kendi içimizde böylesine salakların varlığını bilmiyorduk. Bu iddialar karşısında diyanet ayaklanması, ilahiyat profesörleri bas bas bağırması gerek, fakat herkes sus pus. Gariban dinim benim. Allahın dinine kitabına sahiplenen kimse yok. İlahiyatı bu yıl bitiren bir yakınım, o bile hadislerin Ayetleri iptal ettiğine inanıyor. Ben şok! Bunlara ilahiyat fakültelerinde ne bilgisi veriyor veya vermiyorlar, ne içiriyorlar? Sonunda anladımki, Allah boşuna İslam alemini yangın yerine çevirmemiş. Nereye bakarsanız bakın, kaç yüz yıl geriye giderseniz gidin İslam alemin her yeri sapkın inanç ve salaklarla dolu. Allahu Teala bize az bile yapıyor. Biz olsaydık kendimiz dahil yeryüzünde zerre Müslüman bırakmazdık. Allah ama çok merhametli olduğu için, bırakıyor, bir müddet daha yaşamamıza izin veriyor; "Eğer Allah, insanların yaptıklarının hesabını hemen görecek olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı" (Fatır Süresi; 45).
Mahallenin delileri: genelde bir konu hakkında bir yazı kaleme almaya karar verdiğimizde, oturuyoruz ve bir iki saat içinde yazıyı bitiriyoruz. Bir sonraki günlerde de yazı üzerinde ufak tefek retuşlar, eklemeler yapıyoruz o kadar. Bu konuya ama nasıl bir giriş yapacağımıza gerçekten şaşırdık. Konunun karmaşıklığından değil, tam aksi çok net olmasından ötürü. Örneğin; mahallenin ortasında büyük bir çeşme var, mahalleli ama bunu reddediyor, yok orada bir çeşme diyor. O çeşme hergün akıyor ve mahalleli her gün o çeşmeye gidip su dolduruyor, ama çeşmenin varlığını inkar ediyor. O mahalleliye o çeşmenin var olduğu ve onların hergün o çeşmeden nimetlendiğini şimdi bunlara nasıl anlatırsınız? Biz bu kadar net bir konu hakkında bir yazı kaleme alacağımızı hiç düşünmemiştik. Ataistlerin sürekli Ayetleri çürütmeye çalıştığını biliyorduk ama, kendi mahallemizden böylesine deliler çıkacağını tahmin etmemiştik. Ataistler konulara değindiğinde genelde hiç akaya almıyoruz, çünkü; "Şüphesiz, Allah, kafir olan bir topluluğu hidayete erdirmez" (Maide Süresi; 67). Allah dilediğini hidayete erdirir, biz değil, Allahın hidayete erdiremeyeceği kişilerlede biz zamanımızı harcayamayız diyorduk. "Allah'ın saptırdığı kimseye artık hidayet verecek yoktur" (Araf Süresi; 186). İlginç olanı, neshle ilgili inancın ataist camiasından değilde muhafazakar camiasından çıkmış olması. Bir Müslüman Allahın Ayetlerini duyduğu zaman kalbi erir, bunlar ise inkar ediyor. "Mü'minler öyle kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. Kendilerine O'nun ayetleri okunduğunda bu onların imanlarını artırır ve ancak Rabblerine dayanıp güvenirler (Enfal Süresi; 2). Nasıl tiplerse bunlar. Bu inanç bizim mahallede yayıldığı içinde, konu hakkında bir yazı kaleme almak bizim açımızda kaçınılmaz oldu. Şunu baştan belirtelim, konuyu ele alırken kelimelerin lügat anlamı üzerinde durmayacağız bilginize. Konumuz kelimelerin lügat anlamı değil, Kur'an-ı Kerimin içindeki bir Ayet başka bir Ayeti iptal edermi etmezmi, konumuz bu. Biz başkaları gibi olayları ele almayacağız, kendi tezimiz kendi argümanlarımız ile yola çıkacağız. Başkalarını referans almadan, sadece Kur'an-ı Kerim üzerinden nesh olayını çürütmeye çalışacağız. Konuları kısa ve öz tutmaya çalışacağız, umarız sizin için aydınlatıcı bir yazı olur, sizlere hayırlı ve aydınlatıcı okumalar dileriz...
Kuran-ı Kerim Ayetleri iptal edildimi? Değerli dostlar; Kur'an-ı Kerim Ayetleri neden iptal olamaz, olmadığını nereden biliyoruz bunu kanıtlayan bir dizi Ayet sıralayacağız, daha fazlasıda var, yazı gereksiz yere uzamaması adına, konuyu anlamanız için bu kadarı yeter diye düşünüyoruz. Eğer neshe inanırsanız, saydığımız şu Ayetlerlede zıt düştüğünüzü biliniz. Sadece nesh edildiğine inandığınız Ayetlerle kalmıyor, saydığımız şu Ayetleride yok sayıyorsunuz. Bu da sizi helaka götürür. "Ve sakın Allah’ın ayetlerini yalanlayanlardanda olma; yoksa hüsrana uğrayanlardan olup kalırsın" (Yunus Süresi; 95). Size sayacağımız Ayetler kutsal kitabımızın saf ve doğruluğunu anlatıyor, siz ise eksik ve kusurundan bahsediyorsunuz. Eğer nesh inancında israr ederseniz, sadece nesh edildiğine inandığınız Ayetleri reddetmekle kalmaz, bu Ayetleride tartışmaya açmış olursunuz. Allahın Ayetlerinide kim tartışmaya açar; kafirler; "Allah’ın ayetleri hakkında kâfirlerden başkası tartışmaz (Mü'min Süresi; 4). Dikkatinizi çekmek istediğimiz bir diğer nokta; örnek vereceğimiz Ayetlerde, Ayetler değil kutsal kitabımız bir bütün olarak övünüyor. Eğer övünülen Kur'an-ı Kerim değilde Ayetler olsaydı, o zaman bazı Ayetlerin diğerlerinden daha eksik veya üstün olduğu konusunda belki bir tez ortaya atabilirdiniz, fakat durum bundan ibaret değil, Allahu Teala Kur'an-ı Kerimi bir bütün olarak övüyor. Birşeyi bir bütün olarak övebilmeniz içinde içeriğinde zerre kusur, iptal, eksik diye birşey olmaması gerek. Ayetleri okurken Ayetlere değil bir kitaba vurgu yapıldığını lütfen gözünüzden kaçmasın.
1. İçeriği hakkında bize garanti veriliyor: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü içeriğinin doğruluğu hakkında Allah garanti veriyor; "Bu Kur'ân, Allah'dan başkası tarafından uydurulamaz, lâkin kendinden önceki kitapları tasdik eder ve o kitabı (levhi mahfuzu) ayrıntılı olarak açıklar. Onda şüphe edilecek hiç bir şey yoktur. Âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir" (Yunus Süresi; 37). İçeriğinde bir şüphe yok diyor Allah, siz ise var diyorsunuz, bir kaç Ayet iptal edildi diyorsunuz, kime inanalım, sizemi Allahamı?
2. Doğru yolu gösteren bir rehber: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü Kur'an-ı Kerim bir rehber olarak bize indirilmiş; "Gerçekten bu Kur'ân, insanları en doğru yola iletir ve sâlih ameller işleyen müminlere de, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler" (İsra Süresi; 9). Bir rehberde en güncel harita ve adresleri içinde barındırır. Siz güncellenen birşeyde, hiç iptal edilen şeylerin bilgisini gördünüzmü? Görmediyseniz Allah niye Kur'an-ı Kerime iptal edilen şeyleri yerleştirsin.
3. Benzeri yok: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü bize benzersiz bir Kitap olduğu söyleniyor; "De ki: "İnsanlar ve cinler, birbirine yardımcı olarak bu Kuran'ın bir benzerini ortaya koymak için bir araya gelseler, and olsun ki, yine de benzerini ortaya koyamazlar" (İsra Süresi; 88). Allah nedir? Kusursuzdur. Subhanallah. Allah kusursuzsa Allahın yarattığı şeyler ne olur? Kusursuz olur. İnsan ve cin nedir? Kusur ve eksik dolu yaratıklardır. Kusur ve eksik dolu yaratıklar birşey yaptığında ne olur? Eksik ve kusur dolu olur. O yüzden Allahu Teala ne diyor; bunlar bir araya gelse kutsal kitabımızın bir benzerini ortaya çıkaramaz diyor. İlla bir yerde, nokta virgülde hata yaparlardı demeye getiriyor. Bu örnekle Allahu Teala Kur'an-ı Kerimin ne kadar eşsiz ve benzersiz bir Kitap olduğuna vurgu yapıyor. Neshciler ama ne diyor; hayır diyor, eşsiz değil diyor, içinde kusurlar var diyor. Bunu dediğiniz zamanda ne olmuş oluyor; kutsal kitabımız benzersiz olmaktan çıkıyor, eksik ve kusurlar dolu, cinler ve insanların yazdığı kitaplar sınıfına girmiş oluyor. Allah benzersiz diyor, neshciler ise hayır, kusur dolu diyor, siz kime inanırdınız?
4. Kusursuz olması: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü kutsal kitabımızın kusur ve eksiklerden noksan olduğu bize söyleniyor; "İnsanlar yollarını kendisiyle bulsunlar diye, Kur'ân'ı Arap diliyle ve her türlü pürüz ve eğriliklerden uzak olarak vahyettik (Zümer Süresi; 28). Neshciler kusurlu diyor, Allah kusursuz diyor, siz kime inanırdınız?
5. Şanlı bir Kitap: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü kitabımız şanlı bir kitap; "Doğrusu sana vahyedilen bu Kitap, Levh-i Mahfuz'da bulunan şerefli- üstün bir Kuran'dır" (Burç Süresi; 21). Birşeyi şanlı olabilmesi için içeriği şanlı olması gerek. İçeriğinde bir eksik ve kusur olduğu anda da o şey şanlı olmaktan çıkar. Anladınız.
6. Levh-i mahfuzda muhafaza edilmesi: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü kutsal kitabımız levh-i mahfuzda muhafaza ediliyor; "Hiç kuşkusuz o, bizim katımızdaki ana Kitap’ta (Levh-i Mahfuz’da) olan, çok yüce, hüküm ve hikmet sahibi bir Kitap’tır" (Zuhruf Süresi 4). Gökte muhafaza edilen birşeyide sizin yeryüzünde değiştirme şansınız varmı? YOK!
7. Şifa olması: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü kutsal kitabımız bize şifa olsun diye indirilmiş; "Ey insanlar, size Rabbinizden bir öğüt, gönüllere bir uyarı, ruhlara bir şifa, mü'minlere bir hidayet rehberi ve rahmet, Kur'ân gelmiştir" (Yunus Süresi; 57). Dikkatinize çektiyse, bazı Ayetlerden şifa bulmanız için indirildi denilmiyor, Kur'andan şifa bulmanız için indirildi deniliyor. Hangi Ayeti okursanız okuyunuz onda şifa var deniliyor. Bu da nesh olayını kendi başına çürütüyor. Örneğin; eğer bazı Ayetler iptal edilmiş olsaydı o zaman kişiler o Ayeti okuduğundan o Ayetten şifa alamaz, fayda göremezdi. Bu durumda Kur'an-ı Kerim şifa rehberi olmaktan çıkardı. Şimdi; Allah tüm Ayetlerde şifa var diyor, neshciler ise tüm Ayetlerde yok diyor. Siz kime inanırdınız?
8. Ayetlerin genişçe açıklanmış olması: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü her bir Ayet özenle seçilmiş ve çok genişçe ele alınmış; "Bu, bilen bir toplum için Arapça bir Kur’an olarak âyetleri genişçe açıklanmış bir kitaptır" (Fussilet Süresi; 3). Biz Ayetleri genişçe ele aldık diyor Allah, ince eledik sık dokuduk demeye getiriyor. Neshciler ise hayır, hata yaptınız, bazı Ayetleri yanlış indirdiniz, sonrada onları düzeltmek zorunda kaldınız diyor. Siz kime inanırdınız?
9. Hidayete erdiyor olması: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü bu kitap sizi hidayete erdirir diyor Allah; "De ki: "Cibril'e kim düşman ise, (bilsin ki) gerçekten onu (Kitabı), Allah'ın izniyle kendinden öncekileri doğrulayıcı ve mü'minler için hidayet ve müjde verici olarak senin kalbine indiren O'dur (Bakara Süresi; 97). Birşeyin bizi hidayet erdirebilmesi içinde içindeki tüm bilgiler doğru olması gerek. Hangi Ayeti takip ederseniz o sizi hidayete kavuşturabilmesi gerek. Neshciler ama hayır diyor, bazı Ayetler sizi hidayete erdiremez çünkü onlar iptal edildi diyor. Siz kime inanırdınız?
10. Önü ve arkası temiz olması: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü kutsal kitabımızın içindeki her bir Ayetin her bir kelimenin önünde ve arkasında yanlış olamaz diyor Allah; "Ona ne önünden, ne ardından batıl yaklaşamaz. O, bütün kainatın övdüğü bir hikmet sahibi tarafından peyderpey indirilmiştir." (Fussilet Süresi; 42). Allahu Teala bu kitabın önünden ve arkasından batıl gelemez diyor. Neshciler ise, hayır, bu doğru değil çünkü kitabın içinde iptal edilmiş Ayetler var diyor. İptal edilen Ayetlerde başka bir Ayetin önünden başka bir Ayetten de sonra geliyor, demek Ayetlerin önünden ve arkasından bir yanlış gelebiliyormuş diyor. Allahu Teala Fussilet Süresi 42 ile Ayetlerin önünden ve arkasından bir yanlışın söz konusu olamayacağını söylüyor. Neshciler ise bu doğru değil diyor, Fussilet Süresi 42 yalan söylüyor diyor. Siz kime inanırdınız? Nesh inancına kendinizi kaptırdığınızda ne kadar çok Ayeti inkar ettiğinizi, ne kadar çok Ayetle ters düştüğünüzü görüyormusunuz?
11. Allahın herşeyi biliyor olması: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü Allah herşeyi önden biliyor, hangi olayların yaşanacağını önden bilende yanlış yapmaz; "Allah onların geçmişlerini de, geleceklerini de bilir. Her işin sonu da Allah’a varır" (Hac Süresi; 76). "Kıyâmetin ne zaman kopacağının bilgisi yalnız Allah’ın katındadır. Yağmuru O indirir. Rahîmlerde olanı da O bilir. Hiç kimse yarın ne kazanacağını bilemez. Hiç kimse nerede öleceğini de bilemez. Şüphesiz, her şeyi hakkiyle bilen, her şeyden hakkiyle haberdâr olan yalnız Allah’tır" (Lokman Süresi; 34). Kur'an-ı Kerimin inme süreci 23 yıl sürdü. Şimdi; Allahu Teala kıyametin kopacağı güne kadar geleceği biliyorsa, sizin ölceğiniz güne kadar geleceğinizi biliyorsa, 23 yıllık süre içinde yaşanan olayları öngörememe diye birşey söz konusu olabilirmi? Olamaz. Akıl var mantık var, herşeyi önden bilen Allah neden iptale maruz kalacak bir Ayet indirsin? İncil ve Tevrat'ın Allah tarafından iptal edilmesinin nedeni bu değilmi, bu kitaplara eklemeler ve çıkarmalar yapılması. Tevrat ve İncilin Allah tarafından iptal edilmesinin nedeni buysa, Allah neden kendisi aynı şeyi yapsın, indirdiği Ayetlerde ekleme ve çıkarma yapsın? Hocam, İncil ve Tevratı iptal etti ama diyorsanız; arkadaşlar, o Ayetler vahiy süreci tamamlanmadanmı iptal edildi? Hayır, vahiy süreci tamamlandı, aradan yüz yıllar geçtikten sonrada birileri Ayetlerin sağından solundan oynamaya ve Ayetleri topluma yanlış anlatmaya başladı. Allahta bunun üzerine o kitapları iptal edip yenisini indirdi.
Akıl var mantık var, vahiy süreci tamamlanmadan Allahu Teala indirdiği Ayetleri hiç iptal edermi? Bununda ötesi, kendisi bizzat bunu yaparmı? Yahudileri Ayetleri bozmakla suçlayan Allah, kendisi aynı suçu işlermi? Eğer bunu yapsa, kutsal kitabımız günümüz tevrat ve incil gibi birilerinin oyuncağına dönüşmesine kendisi yol açmış olurdu. İlk yapan Allah olduğu için, insanlar Allahta iptal etti, biz Allahı örnek alıyoruz der ve herkes kutsal kitabımızın Ayetlerin sağından solundan birşeyleri eklemeye çıkarmaya başlardı. Bununda ötesi Allahu Teala haşa tutarsız, ne yaptığını bilmeyen, her gün fikrini değiştiren birisi konumuna oturtulurdu. Bakınız, neshciler Allahın yeryüzü olaylarını öngöremediği, indirdiği bazı Ayetleri sonradan düzeltmek zorunda kaldığını iddia ediyor. Sizdemi Allahın olayları önden bilemediğine inanıyorsunuz? O zaman neshcilerden ve nesh inancından uzak durunuz. Allah herşeyi nasıl önden bilebiliyor diye soruyorsanız; bunun bir nedeni, yeryüzünde olaylar vukuu bulmadan ilk önce levh-i mahfuzda yazılıyor olmasından. Buna kaderin yazıldığı kitap diyoruz. Kaderi yazan yazarda bir sonraki bölümlerde neler yaşanacağını olayların nasıl sonuçlanacağını bilir herhalde.
12. Kaderin önden hesaplanmış olması: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü olaylar yeryüzünde spontene gelişmez, ilk önce Allah katında levh-i mahfuzda belirlenir sonrası yeryüzüne iner. "Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a göre kolaydır" (Hadid Süresi; 22). Gökte belirlenen birşeyde yeryüzünde değişmez. Birşey değişeceksede bu değişim gökte yapılır, yeryüzünde değil. Allah dilediğini siler, dilediğini de yerinde bırakır; ana kitap onun katındadır" (Rad Süresi; 39). Aslına bakarsanız, neshcilerin iddialarını çürütmek için kaderin kendiside yeterli. Neshciler kaderin spontene geliştiği, yeryüzü olayların Allahtan bağımsız geliştiğine inanıyor. Yeryüzünde olaylar geliştikçede Allahu Tealanın yeni gelişen olaylara adapte olmaya çalıştığı, bazen bir Ayet indirdiği, yeni bir gelişme yaşandığında ama o Ayeti iptal edip yeni bir Ayeti indirmek zorunda kaldığı gibisine, Allahı haşa aciz, olaylara vakıf olmaktan uzak bir konuma oturtuyorlar. Bu da tabii ki doğru değil. Değerli dostlar; yeryüzü olayları spontene gelişmez, ilk önce levh-i mahfuzda hesaplanır, kayıt altına alınır sonrası yıllık melekler katına iner, Melekler katından da rızkınızın bazısı günlük, bazısı haftalık, bazısı aylık, bazısı altı aylık bazısıda yıllık yeryüzüne size iner. Örneğin; iş hayatınızla ilgili rızkınız haftalık iner. Bunun sırrıda cuma namazında yatıyor. Bu sayede iş hayatınızda haftalık önünüzü görme şansı size sunuluyor. Bir Ayetin yeryüzüne inmesine karar verildiği zamanda buna o gün karar verilmez, kutsal kitapların içeriği insan yaratılmadan öncesi karar verilir. Bir Ayet yeryüzüne inmeden o Ayetle ilgili bir olay vukuu bulmadan, bilinki bunların hesabı çoktan yapıldı. Şimdi; yeryüzüne inecek Ayetler gökte belirleniyorsa bunları yeryüzünde değiştirme şansınız varmı? Yok. Bu Ayetler binlerce yıl öncesi belirlendiyse, günü birlik değiştirme söz konusu olabilirmi? Olamaz. Bu Ayetler yeryüzünde yaşanılacak olaylar doğrultusunda yazılmışsa, olay ve Ayet aynı anda kadere yazılıyorsa, bir Ayetin yanlış inmesi söz konusu olabilirmi? Olamaz
13. Son Nebi olması: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü peygamberimiz son peygamber; "Muhammed, sizin erkeklerinizden hiç birinin babası değildir; ancak o, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi bilendir" (Ahzab Süresi; 40). İlahi kural şu; eğer Ayetler iptal edilmeye başlanırsa Allah bir sonraki peygamberin önünü açmaya başlar. Bundan sonra bir peygamber gelmeyeceğine göre ama, demek Ayetlerin iptal edilmesi sözkonusu değil.
14. Kitap olarak inmiş olması: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü kutsal kitabımız Ayetlerin bir araya getirilmesi sonucu bir Kitaba dönüştürülmedi, kendisi bir Kitap olarak indi; "De ki: "Kur'an-ı Ruhul Kudüs, iman edenlere sebat vermek, müslümanlara bir hidayet ve bir müjde olmak için Rabbinin katından hak olarak indirdi" (Nahl Süresi; 102). Kutsal kitabımız bir bütün olarak melekler katına iniyor, oradan da peyderpey, Ayet Ayet peygamberimiz sav'a. Şimdi; varsayalımki Allah haşa bazı olayları öngöremedi ve kitabını yazdıktan sonrası bazı Ayetlerinde bir değişikliğe gitmek zorunda kaldı, soru şu; Ayetler yeryüzüne inmeden, melekler katındayken bu değişikliği niye yapmadı? Yeryüzünde ne olacağını bilmiyordu derseniz; Kur'an-ı Kerim cennet ve cehennemliklerin konuşmalarıyla dolu, Allah kıyamet sonrası ne olacağını biliyorda, Ayetlerin indiği 23 yıllık süre içinde yeryüzünde yaşanılacak olaylarımı bilmiyor? Nesh inancı, Allah hakkında sizleri nasıl kötü zan ve inançlara sürüklediğini görüyormusunuz. Bir sonraki soru şu; kutsal kitabımız ilk önce melekler katına iniyor ve melekler bu Ayetleri kutsuyor. Allahta iptal edeceği Ayetleri neden meleklere sunsun, melekleri haşa kandırsın? Neshciler, hadislerde olduğu gibi kutsal kitabımızında farklı Ayetlerin bir araya getirilmesi sonucu, insan elinin ortaya çıkardığı bir eser olarak görüyor. Buna inandıkları içinde çok rahat, şu Ayeti eklemeyi unutmuşlar, şu Ayet iptal edilmiş gibisine inançların içine girebiliyorlar. Bu da tabii ki doğru değil, çünkü kutsal kitabımız tane tane değil kitap olarak indirilmiş. Allah katından, tamamlanmış ve kutsal bir kitap olarak melekler katına indirilmiş. Allahta meleklere bir yanlış yapmaz.
15. Yeryüzünde tekrar Kitap olarak bir araya getirilmiş olması: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü tüm Ayetler indikten sonrası, bunlar tekrar bir araya getirildi ve tekrar bir Kitaba dönüştürüldü; "Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir" (Kıyamet Süresi; 17). Kutsal kitabımız bir bütün olarak melekler katına iniyor, melekler katından da tane tane yeryüzüne. Yeryüzünde de Ayetler tekrar bir araya getirilip kutsal kitaba dönüştürülüyor. Şimdi; varsayalımki, Allahu Teala haşa yeryüzündeki olayları önden hesaplayamadı ve yeryüzüne indirdiği Ayetlerde bazı değişikliklere gitmek zorunda kaldı, o zaman soru şu; kutsal kitabımız yeryüzünde tekrar bir araya getirilirken, iptal edilen Ayetler neden tekrar kutsal kitabımızın içine konuldu? Bazı Ayetler yeryüzüne indiğinde siz bunların bir müddet sonra iptal edildiğine inanıyorsunuz, varsayalımki bu doğru, iptal edildi dediğiniz Ayetler neden tekrar kutsal kitabımızın içine konsun? Siz burada bir mantıksızlık görmüyormusunuz? Kur'an-ı Kerim yeryüzünde tekrar bir Kitaba dönüştürülüyor, iptal edildi dediğiniz Ayetlerde diğer Ayetler gibi Kitapta yerini alıyor, bu kendi başına tezinizi çürütmek için yeterli değilmi? Ayetler yeryüzünde tekrar Kitaba dönüştürülürken, iptal ettiği Ayetleri Allah neden kitabın içine tekrar koysun? Hocam, Ayetleri yeryüzünde toplamada Allahın bir müdahalesi yok, hadislerde olduğu gibi Ayetleride insan toplamış ve kitap haline getirmiş, insan elinin değdiği yerde de hatalar her zaman söz konusu olur derseniz;
16. Korunuyor olması: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü kitabın kendisi korunuyor; "Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ve onu mutlaka koruyan da yine biziz" (Hicr Süresi; 9). Korunan birşeye insan eli değdiğinde onu değiştirmesi veya iptal etmesi mümkünmü? Mümkün değil. İnsan eli değdi deyip siz eğer kutsal kitabımıza kusur ve eksikler yakıştırırsanız, o zaman bu Ayetide inkar etmiş oluyorsunuz bilginize. Ben koruyorum diyen Allaha, haşa doğru değil koruma diye birşey yok demiş oluyorsunuz. Umarız bir nesh inancının sizi nerelere sürüklediğini görüyorsunuzdur .
17. Birer birer açıklanmış olması: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü Ayetler birer bire açıklanmış, birer açıklanan bir yerde de iptal söz konusu olamaz; "Kavrayabilen bir topluluk için ayetleri birer birer açıkladık" (En'am Süresi; 98). Ayetler birer birer açıklandı denilen bir yerde bir Ayetin iptali söz konusu olamaz çünkü her bir Ayeti özenle seçtik ve indirdik diyor Allah.
18. Hak olarak indirilmiş olması: Kur'an-ı Kerimin içindeki bazı Ayetler iptal edildimi? Bizim mahallenin delileri iptal edildi diyor. Böyle birşey mümkünmü? Mümkün değil, çünkü bunları sana hak olarak indirdik diyor Allah; "İşte bunlar, Allah’ın ayetleridir ki; Sana bunları Hakk olmak üzere okuyoruz. Öyleyse onlar, Allah’tan ve O’nun ayetlerinden sonra hangi söze iman edecekler? (Casiye Süresi; 6). Hak ne demek? Gerçek ve doğru demektir. Kur'an-ı Kerimde eğer iptal olmuş bir Ayet olmuş olsaydı o zaman Casiye Süresi 6'yıda, saydığımız diğer Ayetleride çöpe atabilirsiniz. Allah her bir Ayetin hak ve doğru olduğunu söylüyor, neshciler ise hayır, bazı Ayetler doğru değil diyor, siz kime inanırdınız?
Nesh edildi dedikleri Ayetlerden örnekler
1. Kelime oyunları- Rad Süresi; 39: Kelimeler ile nasıl oyun oynadıklarını, sizi nasıl kandırdıklarını anlamınız için, iki hayali cümle üzerinden size bir örnek vereceğiz; "(1) dün akşam mediamarkt'a gittim. (2) Monitor, klavye ve mouse aldım". Şimdi, bu iki cümleyi arka arkaya sıralanan iki Ayet olarak varsayın. Neshciler şunu yapıyor; ikinci cümlenin içindeki "mouse" kelimesini alıyor, bunun kök anlamı nedir diye bakıyor, sonrasıda o kök anlamından burada aslen bir kemirgen hayvandan bahsedildiğini size söylüyor. Cümle hangi bağlamda kullanılmış ne buna bakıyor ne de cümlenin önüne veya arkasına. Örneğin; cümlede monitor ve klavyeden bahsediliyor, "mouse" ile burada bir bilgisayar aksesuarının kastedildiği çok net. Bir önceki cümlede de "mediamarkt" geçiyor, yani bilgisayar aksesuarların satıldığı mediamarkt'a gidildiği söyleniyor. O iki cümleden burada bir bilgisayar aksesuarı kastedildiği net olmasına rağmen, neshciler hayır diyor, bir monitor ve klavyanın yanında bir tanede kemirgen alındı, çünkü kelimenin kök anlamı tartışılmaz diyor. Neshcilerin nasıl hareket ettiğini şimdi daha iyi anladınızmı?
Gelelim buradan Kur'an-ı Kerim Ayetlerini nasıl manipüle ettiklerine; "Allah dilediğini siler, dilediğini de yerinde bırakır; ana kitap onun katındadır" (Rad Süresi; 39). Bu Ayet bizlere birşeyin silindiğini anlatıyor, neyin silindiğinide aslında gizemde bırakmıyor cümlenin içinde anlatıyor. Kaderin yazıldığı, Allah katında olan levh-i mahfuzta birşeylerin silindiğini söylüyor. Cümleyi okuduğunuzda, siler kelimesi ile neyin kastedildiğin aslında çok rahat anlıyorsunuz. Neshciler ama kelime odaklı yorum getirdiği için, o kelimenin önüne veya arkasına veya cümleye veya bunun hangi bağlamda kullanıldığına bakmıyor. Bunlar bir Ayetin içindeki "siler" kelimesini alıyor, kelime hangi bağamda kullanıldı buna bakmaksızın, siler kelimesi ile vahiy sürecinde inen Ayetlerin kastedildiğini söylüyor. Ne kadar ilginç değilmi; "siler" kelimesi ile hepimizin aklına binbir çeşit şey gelebilir, ama bununla Ayetlerin iptal edildiği gelmezdi. Neshcilerin geliyor ama. Buradanda bunların nasıl sapkın bir düşünce boyutuna sahip olduğunu çıkarabilirsiniz. Siler kelimesi ile levh-i mahfuzun kastedildiğini başka nereden çıkarıyoruz? Bir önceki Ayetten; "... Her müddetin (yazıldığı) bir kitap vardır" (Rad Süresi; 38). Mediamarkt örneği gibi, uzağa bakmalarına gerek yoktu, bir önceki cümleye yani Ayete baksalardı, siler kelimesi ile neyin kastedildiğini rahat çıkarırlardı. Her müddetin yazıldığı Kitap ile levh-i mahfuzun kastedildiğini başka nereden çıkarıyoruz? "Yeryüzüne ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce Kitap'da bulunmasın. Doğrusu bu Allah'a kolaydır" (Hadid Süresi; 22). İslamda kurban, sadaka ile kaderimizde yazılı olan kaza ve belalardan kurtulma inancı var ya, işte silmekle Allah bunu kastediyor.
2. Ayetlerin bütünlüğü- Bakara Süresi; 105-106: değerli dostlar; neshcilerin kavramadığı çok şey var, bunlardan biriside her bir Ayetin bir bütünü temsil ettiği ve bir Ayet iptal edilmek zorunda kalındığında, tümünde bir değişikliğe gidildiği. Her bir Ayet farklı dönemde indiği için, neshciler her bir Ayetin diğerinden bağımsız olduğunu sanıyor. Yanlış! Ayetler Kitap olarak iner ve kitap olarak kalkar. Allah katından da zaten Kitap olarak indi. Ayetler birey olarak değil, bir bütünün parçası olarak iner. Birisini iptal ettiğiniz anda tümü iptal olur, sıfırdan yeni bir Kitap indirmek zorunda kalırsınız. Tevrat ve İncilin iptal olup, Kur'an-ı Kerimin indirilmesi gibi. Neshciler, Ayetleri bireyler olarak size tanıtıyor, kitaptan bağımsız hareket eden, diğer Ayetlerden bağımsız bireyler olarak size tanıtıyor, Allah ise bireylere değil, kutsal kitabımıza bir bütün olarak vurgu yapıyor. Kutsiyetin o bütünlükte yattığını, şifa ve rehber vasıflarının o bütünlükte yattığını söylüyor. Ayetlerin birisini iptal ettiğiniz anda tüm bu sihir gidiyor. Aslında bunları size anlatıyor olmamız bile bizi rahatsız ediyor, çünkü Ayetleri açıp okuyan herkes sihrin bireyde değil bütünlükte yattığını bilir. Örneğin; siz bir Ayeti şifa adına okusanız bile, o Ayet enerjisini kitaptan alır. Kitap yoksa o Ayetin enerjiside gider. Kitapta enerjisini o bütünden alır. O bütünden bir halkayı çıkardığınız zamanda, kitabın enerjisi yok olur gider.
Gelelim buradan neshcilerin nesh edildi dedikleri bir Ayete; "Herhangi bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya unutturursak, onun yerine daha hayırlısını veya onun benzerini getiririz. Allah'ın her şeye kadir olduğunu bilmez misin? (Bakara Süresi; 106). Neshciler bu Ayetin içindeki nesh kelimesini alıyor ve bununla bu Ayetin kastedildiğine inanıyor. Haklılarmı? Tabii ki hayır. Böyle bir saçmalıkmı olur. Allahu Teala dilediği Ayeti hükümden kaldırır ve daha iyisini getirir, fakat bunu yaptığında o Ayetle birlikte diğer Ayetlerde iptal edilir. Vahiy süreci tamamlanmamışken, bundan sonrada peygamber gelmeyecekken, indirdiği Ayetleri Allah neden iptal etsin. Akıl var mantık var. Burada geçen nesh kelimesi ile bir Ayetin kastedilmesi söz konusu olamaz, nesh kelimesi ile burada kastedilen şey bir kitap. Hangi kitap ve burada bir kitabın kastedildiğini nereden anlıyoruz? Bir önceki Ayetten; "Ehl-i kitaptan kâfirler ve putperestler Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Halbuki Allah rahmetini ancak dilediğine tahsis eder. Allah büyük lutuf sahibidir" (Bakara Süresi; 105). Bakara Süresi 106 'da bir Ayetin kastedilmediği, Allah tarafından indirilen eski kitapların kastedildiğini bir önceki Ayet, Bakara Süresi 105 'den anlıyoruz. Neshciler ama Ayetlerin önüne ve arkasına, hatta kelimenin önüne ve arkasına bakmadığı için, kıçlarından sallıyorlar. Salladıkları kişide Allah, içinde bulundukları sapkınlığı buradan da çıkarabilirsiniz.
3. Olgunlaşma süreci- içkiyle ilgili Ayetler: örtünmeyle ilgili yazımıza bu paragrafı koymuştuk, o yazıyı okuyanlar burada tekrar yapmış olacak. Tekrar hayr var, umarız istediğiniz ilhamı alırsınız. Şimdi; içkiyle ilgili Ayetleri incelediğinizde Allahu Tealanın konuyu bir Ayetle sınırlamadığı, konuyu bir zaman dilimine yaydığını görüyoruz. Konuyu zaman dilime yaydığınız zamanda konuyu birden fazla Ayete serpiştirmiş oluyorsunuz. İçkiyle ilgili indirilen Ayetler, sırayla şu şekilde indi; (1) "Hurma ağaçlarının meyvesinden ve üzümlerden hem bir içki yapıyor, hem de güzel rızk ediniyorsunuz. Bunda aklı eren kavim için elbette ibret vardır" (Nahl Süresi; 67). (2) "Sana içki ve kumardan soruyorlar. De ki: "Onlarda büyük günah ve insanlar için bazı yararlar vardır. Ancak günahları yararlarından daha büyüktür" (Bakara Süresi; 219). (3) "Ey inananlar! Sarhoş iken ne dediğinizi bilinceye kadar, sakın namaza yaklaşmayın" (Nisa Süresi; 43). (4) "Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar, fal okları şeytan işi iğrenç şeylerden ibarettir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz" "Şüphesiz şeytan içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?" (Maide Süresi; 90-91).
İçki kötüyse, neden Allahu Teala bir Ayetle olayı kesip atmıyor? Değerli dostlar; Kur'an-ı Kerim bir hikaye kitabı değil, Kur'an-ı Kerim yeryüzü hayatımızda bize rehberlik etmesi, karşılaştığımız sıkıntılarda bize çözüm yolu sunması, dertlerimize şifa olması için indirilen bir ilk yardım kiti. Nasılmı? Örneğin; içkiyle ilgili Ayetler. Allahu Teala içkiyi ilk günde haram kılmayarak, yasaklanma sürecini bir zaman dilimine yayarak bağımlılık içeren vakalarda nasıl davranmamız gerektiğini bizlere gösteriyor. İlk önce içkinin bir nimet olduğunu anlatıyor. Anlatıyorki herşeyin (hayr ve şer) Allahtan geldiği bilinsin. Sonrası bunlarda sizin için bir kısım zarar var diyor. Bununla insanlar düşünmeye itiliyor, birşeyin zararı bilince taşınıyor. Sonrası sarhoşken namaza yaklaşmayın diyor. Sarhoşken namaz kılamazsınız diyerekte, kişiyi ibadetle içki yani iyi ve kötü arası bir tercih yapmaya itiyor. Dikkatinizi çektiyse henüz zorlama yok. Bir anda kişinin hayatına müdahale etme diye birşey yok. Bu ana kadar içki henüz haramda değil. Allah katından zorlayıcı bir emir (haram) gelmeden, müslümanların kendi iradeleriyle içkiden vazgeçmesi bekleniyor. Müslümanlar namaz kılmak için içkiden uzak durdukçada, müslümanların bedenlerinde belirli bir detoks gerçekleştikten sonrada, Allahın son hamlesi geliyor, içki bir şeytan işidir deyip konuyu harama bağlıyor. Bir yasa nasıl belirli bir tarihte yürürlüğe giriyorsa, son Ayetlede içki bir haram olarak yürürlüğe giriyor. Şimdi; Maide Süresi 90-91 'le içki haram kılınınca, içkiyle ilgili diğer Ayetler iptalmı edildi? Hayır. Birşey iptal olabilmesi için, onun hükmü ortadan kalkması gerekiyor, burada da böyle birşey söz konusu değil. Örneğin; bir önceki Ayetler nimetten, zarardan, sarhoşken namaza yaklaşmamadan bahsediyor. Bunlara itiraz edeniniz varmı? Yok. O zaman, demek Ayetlerin hükmü halen yürürlükte.
Özetlersek: Kur'an-ı Kerim Ayetlerini iptal edenler, Kur'an-ı Kerimden zerre nasibini almamış tipler; "Allah'ın ayetlerine inanmayanlar, yalan söylerler, iftirada bulunurlar, onlardır yalancıların ta kendileri" (Nahl Süresi; 105). Vereceğimiz bu örneklede konumuzu özetleyelim inşallah; üst üste tuğlalardan yapılmış bir eser düşünün, bir tuğlayı çıkardığınızda tüm eserin çöktüğü bir eser, Kur'an-ı Kerim işte böylesine çok ince işlenmiş bir eser. Allahu Teala bireylerden bir bütün oluşturmuş. Her bireyin varlığıda diğerine bağlı. Hepside matematiksel bir hesaplamaya göre işlenmiş. Her bir kelime her bir harf bir rakamı ifade ediyor, bu rakamlar üzerinede kutsal kitabımız belirli sırlara şifrelenmiş. Böylesine ince bir kurguda da siz bir virgülü bir harfi çıkardığınızda ne olur? Kitapla ilgili hiçbir hesaplamanız tutmaz. Birisini çıkardığınızda iplik sökülür gibi hepsi sökülür. Anlayacağınız, bırakın bir Ayeti, kutsal kitabımızın içinden bir kelimeyi daha çıkardığınızda hiçbir hesap tutmuyor. Anlattıklarımızı ebced hesabı ile uğraşanlar daha iyi bilir. Bir Ayetin İptal edilmesi söz konusu olamaz, çünkü o Ayet olmazsa o Ayete dayalı o Sürede eksiklik meydana gelir, o Süre eksik kalırsa, o Süreye dayalı Kur'an-ı Kerimde bir eksiklik meydana gelir, böyle bir durumda da Kur'an-ı Kerimin içerdiği tüm formüller tüm ayrıcalığı tüm kutsiyeti kaybolur gider. Eğer bir Ayet iptal edilirse bilinki kitabın tümü iptal edilir. Bir Ayet demek bir bütün demek. Neshciler mahallenin delileri olduğu için, onlar her bir Ayetin diğerinden bağımsız olduğunu düşünüyor, onlar nereden bilsin hesap, bütünlük vs. Ayetler tane tane indi ya, her biri diğerinden bağımsız indi ya, onlar sanıyorki, hadisler nasıl toplandı ve Kitap haline getirildiyse, Ayetlerde öyle toplandı ve kitab haline getirildi. Adamlarda kafa yok, bilmiyorlar Ayetlerin melekler katına bir kitap olarak indirildiği, yeryüzünede o Kitaptan tane tane bize okunduğunu;
"Bunlar Allah’ın ayetleridir. Onları gerçek bir şekilde sana okuyoruz. Hiç şüphesiz sen, gönderilmiş peygamberlerdensin" (Bakara Süresi; 252). Yani Ayetler bize inmedi bize okundu. Gökten size okunan birşeyide sizin değiştirme şansınız yok, çünkü kitabın ana metni elinizde, yeryüzünde değil. Kutsal kitabımızın bize okunmuş olması, kendi başına nesh inancını çürütmesi için yeterli aslında. Şimdi soru şu; bir insan bir çok şeyi bilmiyebilir, kim ama Allaha kafa tutacak kadar ileriye gider, kim Ayetlerin açığını ve kusurunu arayacak kadar ileriye gider, kim Allahın Ayetlerini inkar edecek kadar ileriye gider. İşte bizce asıl sorulması ve üzerinde durulması gereken nokta bu. Bir Ayeti inkar eden birisiyle Kur'an-ı Kerimi bir bütün olarak reddedenin arasında bir fark varmı? Allah nezdinde yok; "Gerçek şu ki, Allah’ın ayetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah Güçlüdür, intikam sahibidir" (Al-i İmran Süresi; 4). Neshciler kafadan sallıyor, sonuçlarını hesaplamıyorlarda, örneğin; siz Kur'an-ı Kerimin içindeki bir Ayetin iptal edildiğini iddia ederseniz, başka biriside çıkar ve Ayetlerin bazısı kitaba eklenmedi der. Hiç olmadık yere, Allahu Tealanın kusursuz ve eksiksiz dediği Kur'an-ı Kerimi sorguya açmış olursunuz. Koruyan kollayan biziz diyen Allahı takmamış, kutsal kitabımızı İncil ve Tevrat gibi tahrifata uğramış bir kitap olarak görülmesini sağlarsınız. Bununda hesabı sizden gani gani çıkartılır bizden söylemesi. Ağzınızdan çıkacak kelimelerin nereye uzandığını çok iyi hesap edin. "Allah'ın ayetlerini az bir değere sattılar ve O'nun yolundan alıkoydular. Onların yaptıkları gerçekten ne kadar kötüdür!" (Tevbe Süresi; 9).