bilinmeyenler ve bilinmesi gerekenler............     

 





 

nefis kötümü ve karakter nasıl oluşur


Bir okurumuzla nefisle ilgili sohbet ederken okurumuzun nefisle ilgili olumsuz ifadeler kullandığını gördük, nefsin azgın ve kötülükler dolu olduğunu ima etti. İslam literatürüde bu kanaate sahip olduğu için bu konuya bir açıklama getirme ihtiyacı hissettik, umarız bu yazılar sayesinde yaratılışınızı ve benliğinizi daha iyi anlarsınız. Bu yazı vesilesiyle karakter nasıl gelişiyor onuda sizinle paylaşacağız, umarız arzu ettiğiniz ilhamı alırsınız. Yazımızın başında ilk önce bazı kavramların tanımını yapacağız, sonrada sizlere Ayetlerden örnekler vereceğiz. Sizlere hayrlı ve aydınlatıcı okumalar dileriz....

Nefis nedir? Nefis fiziki bir parçadan ve buna yüklenen bir yazılımdan oluşur. Fiziki parçaya beyin sapı diyoruz. Buna yüklenen yazılımada instinct (iç güdü) diyoruz. Bu yazılım öğrenerek gelişiyor. İnsanoğlu kendi kendini gelişitiren bir yapay zeka muadili, doğal bir yaşam formu.

Nefis kötümüdür? Değildir. Nefis hakkında maalesef böylesine yanlış bir algı var. Örneğin; çocuğunuz kötümü veyahut peygamberler kötümü veyahut Allah hiç kötü birşey yaratırmı? Elbette, yaratmaz. Allah bizlere fiziki bir beden bahşediyor ve buna iyilik ve kötülüğü yüklüyor, yeryüzü yaşantımızda bunlardan hangisini açığa çıkaracağımızı ise bize bırakıyor. Nefis kötü derseniz, baştan itibaren nefsi kötülükle damgalamış olursunuz, bu da doğru değil.
"Nefse ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona iyilik ve kötülüğü ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir" (Şems Süresi; 7-9). Allah nefsi yaratıyor, buna doğruyuda yanlışıda yüklüyor sonrası bizleri yeryüzüne salıyor. İyi veya kötü, hangi vasfı ortaya çıkaracağımızı bize bırakıyor. Eğer Allah nefsi kötülük üzerine yaratmış olsaydı o zaman baştan itibaren biz insanı kötülük üzerine yarattık derdi.

İnsanla nefis arasındaki fark: Ayetleri okurken çok dikkatli okumalısınız, bir yerde Allah bir varlığı bir şekilde anması başka bir yerde başka bir isimle, bunların her birinin altında bir hikmet var. Örneğin; iblis. Cennetten kovulmadan ve Allaha isyan etmeden öncesi Allah onu ismiyle (iblis) anıyor, isyan sonrası ise şeytan olarak. Örneğin; ademoğulları. Kur'an-ı Kerim ademoğullarına iki türlü hitap ediyor, bazı Ayetlerde insan diyor bazı Ayetlerde nefis. Fark ne? Birisi Allahın ürettiği ve size teslim ettiği ürün (nefis), diğeri ise sizin (anne ve baba) yeryüzünde ortaya çıkardığınız ve büyüttüğünüz ürün (insan). Eğer bir Ayet nefis diyorsa bilinki burada Allahın tezgahında olan üründen bahsediliyor, insan denilirse sizin elinize geçen nefisten bahsediliyor. Birisi henüz kutusu açılmamış sıfır ürün, diğeri ise müşteriye teslim edilmiş ve kutusu açılmış ürün. Bu ikisi aslında aynı ürün (nefis), birisi henüz kullanılmamış fabrikadan çıkmamış, diğeri ise kullanılmış.
Ayetlerde kullanılan kavramlara bakın, eğer arapça yazılışta nefis deniliyorsa o zaman burada sizin kullanımınıza sunulmadan önceki halinizden bahsediliyor. Eğer arapça metinde insan kelimesi kullanılıyorsa, o zaman sizin kullanımınızda olan sizden bahsediliyor. Bu ikisi birbirine eşit değil. Birisi gökte tertemiz kullanılmayı bekliyor, diğeri ise rahime düştüğü an anne ve babanın günahları tarafından kirletilen, şeytanlar tarafından hacklenen nefis. Biz bu yazımızda nefsin kötü olmadığından bahesiyoruz, insanın değil. Umarız bu farkı şimdi anlamışsınızdır. Nefisler temizdir derken gökteki fabrika çıkış halinden bahsediyoruz. Nefisler kötüdür derkende insanın eline geçmiş insan tarafından kirletilen nefislerden bahsediyoruz. O yüzden Ayetlerde kullanılan dile dikkat edin, Allah insanmı diyor nefismi diyor. İnsan diyorsa sizin kullanımınızda olandan bahsediyor. Nefis derse kendi yarattığından bahsediyor.

Örneğin; "Şüphesiz insan, Rabbine karşı çok nankördür" (Adiyat Süresi; 6). Burada nefisler nankördür denilmiyor, insan nankördür deniliyor. Demek yeryüzü yaşantınızda nefsinize şeytanları bulaştırdınız. "Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür" (İsra Süresi; 27). Örneğin; "İnsan, aceleci (bir tabiatta) yaratılmıştır.... (Enbiya Süresi; 37). Burada nefisler acelecidir demiyor, insan aceleci diyor. Gelelim buradan karakter özelliklerimize. Allah nefislere tüm iyi ve kötü özellikleri yüklemiş ve eğer Allah bizlere aceleci diyorsa, demek bizler yeryüzü hayatımızda aceleci olma özelliğini diğer özelliklerimize kıyasla daha çok açığa çıkarmışız. Özetlersek; Allahu Teala nefis dediğinde yeryüne inmeden önceki fabrika çıkış halimizi, insan dediği zamanda yeryüzüne indirilen ve bizim kullanımımızda olan nefisi
kastediyor. Allah değilde bir peygamber veya bir kişi nefis kelimesini kullanıyorsa, bilinkin yeryüzündeki günah ve şeytanlar tarafından kirletilmiş benlikten bahsediliyor.

Karakter nedir? Allah katında nefise yüklenen özelliklerin, yeryüzünde sevap veya günahlarımız tarafından
aktifleştirilmiş haline karakter denir. Örneğin; Allahu Teala biz iyiliği ve kötülüğü nefse ilham ettik diyor. O iyilik veya kötülükler sizde aktif olduğunda da buna karakter diyoruz. Örneğin; size 40 tane iyi ve 40 tane kötü vasfın yüklendiğini düşünün, kişiliğinizde işte bunların kombinasyonu sonucu ortaya çıkıyor. Sevap veya günahlar nefsinizdeki hangi iyilik veya kötülük vasfını aktif hale getiriyorsa, onların bir bütünü sizin karakterinizi belirliyor. Nefsinize yüklenen kötü vasıfları günahlarınız aktifleştiriyor, iyi vasıflarıda dualarınız ve yaptığınız iyilikler. Buradan çıkarmanız gereken bir derste nedir; eğer kötü huylarımızı günahlarımız ortaya çıkarıyorsa, arınma ilede o kötü huydan kurtulabilmeliyiz. Aynen. O yüzden can çıkar huy çıkmaz söylemi bir hurafe. Kişiliğiniz sizin elinizde. İyilik yapar tövbe ederseniz nefsinizdeki kötü vasıfları off moduna çeker, güzel huylu bir insana dönüşürsünüz. Nefse yüklenen vasıfları nasıl aktif hale getirebiliyorsak bunları pasif halede getirebiliriz. Kişiliğinizi Allah yaratmadı, sizin ve atalarınızın hayr ve günahları belirledi. Bu yazı vesilesiyle bunuda bilmenizde yarar olduğunu düşünüyoruz.

İnsan nedir? Nefis+ beden+ ruh= İnsan.
Kur'an-ı Kerimde insan kelimesi kullanıldığı zaman anlamanız gereken ilk husus, burada bir paketten bahsedildiği. Nefis, beden ve ruh bir araya getriliyor ve insanoğlı yaratılıyor. Bu insanıda ben en güzel biçimde yarattım diyor Allah. "İncire, zeytine, Sina dağına ve şu emîn beldeye yemin ederim ki, biz insanı en güzel biçimde yarattık...." (Tin Süresi; 1-4). Eğer nefis kötü olsaydı, biz insanı en güzel biçimde yarattık dermiydi. Demezdi. Nefis insanın bir parçası, Allah insanı en güzel şekilde yarattık diyorsa demek nefside en güzel şekilde yarattı. Örneğin;  "Andolsun ki biz, insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık... (İsra Süresi; 70). Eğer nefislerimiz kötülük üzerine yaratılmış olsaydı, biz insanı şan ve şeref sahibi kıldık dermiydi Rabbimiz. Demezdi. Demek yaratılışta bir sorun yok. Demek sorun yaratılış sonrası başlıyor, ürün elimize geçip biz kullanmaya başladığımızda başlıyor. Allah tertemiz bir ürünü bize teslim ediyor, demek ürünü kötülükle kirleten biziz. Biz olduğunu nereden biliyoruz? "Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına attık" (Tin Süresi; 5). Hz Adem ve havanın cennette bir halt işlemesi, sonrası Allahın bizi yeryüzüne kovmasından biliyoruz.

Nefis kötü değilse, neden uyarılıyoruz o zaman? Bunun iki nedeni var, birincisi; Allahu Teala nefsi öğrenen ve gelişen bir yazılım üzerine inşa etmiş. Bu ama insanın yeryüzünde tutunabilmesi için yeterli değil. Örneğin; birisine birşeyleri öğretebilmeniz için, ilk önce o canlıyı kıçının üstünden kaldırıp çevresini tanımaya itmeniz gerekiyor. Ben öğrenen ve gelişen bir insan yarattım, artık gerisi beni ilgilendirmiyor dememiş Rabbimiz, insana öyle bir yazılım yüklemişki, o yazılım bizi öğrenen bir canlıya dönüştürmekle yetinmiyor, aynı zamanda bizi kıçımızıdan kaldırıp dünyaya kök salmamızı sağlıyor. Örneğin; bir canlının çevresini keşfetmesini istiyorsanız ona merak duygusunu yüklemeniz gerekiyor, o canlının çiftleşmesini istiyorsanız karşıt cinse yönelik ilgi yüklemeniz gerekiyor, onun yeryüzünde kök salmasını istiyorsanız mala yönelik ilgi yüklemeniz gerekiyor, onun çoğalmasını istiyorsanız evlatlara yönelik bir ilgi yüklemeniz gerekiyor vs. Allahta bunu yapmış. Nefsimiz için bir işletim sistemi hazırlarken, bunu bazı şeylere daha çok heyecan duyacak şekilde yazmış. "Kadınlara, çocuklara, altın ve gümüş cinsinden birikmiş hazinelere, soylu atlara, sığırlara, ekintarlabağ bahçe gibi arazilere yönelik dünyevi zevkler, insanoğlu için çekici kılınmıştır. Bütün bu zevkler bu dünya hayatının geçici şeyleridir. Ama varılacak yerin en güzeli, Allah katında olandır" (Al-i İmran Süresi; 14). Amaç insanı kıçından kaldırıp yeryüzünü, yeni yerleşim alanını keşfetmesini ve burada kök salmasını
sağlamak. Allahın niyeti bize zorluk çıkarmak değil, yeni yuvamıza adapte olmamızı sağlamak. Mal veya karşıt cins şer olmadığı içinde, bunlara yönelik ilgiyle yaratılmış olmamız nefisleri kötü yapmaz.

Uyarı neden o zaman? Çok basit; bu
yazılımdan doğacak sorunları kendisine mal edilmemesi için. Örneğin; bizler yeryüzü nimetlerine yatkın yaratılmışız, insanda bu nimetlerin içinde rahatlıkla kaybolabilir, Allahta bundan sorumlu tutulmamak adına insanı bu yüklemeden haberdar ediyor. İleride benim haberim yoktu, olsaydı önlemimi alırdım demeyisiniz diye. Bir cihaz üreticisinin kullanım kılavuzu eşliğinde cihazı satması gibi. Baştan uyarı yapılıyorki, ileride bahanelere sığınmayasınız. Allahu Teala nefisle ilgili uyarı yaparken, bunu nefislerin kötü olduğundan yapmıyor, sizi yaratırken bu özellikleride nefsinize yükledim, aman dikkat edin mahiyetinde yapıyor. Mahşer gününde Rabbim sen beni karşıt cinse ve mala yönelik zaafiyetle yarattın, yaptıklarımdan beni sorumlu tutamazsın demememiz için, Allah baştan uyarısını yapıyor ve üstüne bize garanti veriyor, bu uyarımı almayanlarıda cezalandırmayacağım diyor. "Biz bir elçi göndermeden hiç kimseyi cezalandırmayız" (İsra Süresi; 15). Yeryüzünde kendimizi evimizde hissetmemiz için Rabbimiz bize bir yazılım yüklüyor, ondan doğabilecek hasarları önlemek içinde her türlü uyarıyı yapıyor, her türlü garatiyi veriyor. Hamdolsun alemlerin Rabbi olan Allaha. Bu uyarının bir nedeni daha var; siz ileride ben daha çok gelişebilirdim, yaratılışım buna engel oldu demeyesiniz diye, Allahu Teala nefse birşey daha yapıyor, nefise sınır koymuyor. Nefisle ilgili asıl sıkıntıda buradan doğuyor, nefsin kötü olması değil, öğrenimine ve kişiliğine bir limit konulmaması. Ne kadar öğrenirsek o kadar gelişen bir canlı olarak varedilmişiz. Sınırımız yok. Nefis herşeyi öğrenmeye açık ve bunada bir sınır konulmamış. Örneğin; nefis bir motorda icat edebilir, tüm teknolojilerden uzak bir yaşantıyıda benimseyebilir. Nefis kendisini tanrıda ilan edebilir, tanrıya boyunda eğebilir. Nefis karşı cinslede evlenebilir, hemcinsiyle hayvanla robotla hatta annesiylede evlenebilir. Nefis kendini uzaylıda ilan edebilir, bir reptilde. Anlayacağınız, nefis ucu açık bir yazılım. Ne görürse ne öğrenirse onu kabullenmeye açık bir program. Allahta bizi buna yönelik uyarıyor. Nefis kötü olduğundan değil, her yöne açık bir benliğe sahipsiniz, aman dikkat anlamında uyarıyor. İşte burada da İslam devreye giriyor.

İslam nedir? Nefsiniz sınırdan yoksun var edilmiş, nefise sınırlar koymak için ve kendi varlığını size hatırlatmak içinde Allah İslam dinini indirmiş. İSlam dini bir anayasa kitapçığı gibi, hangi davranışlar yasal hangileri değil onu bize bildiriyor. Günlük hayatınızda nefis iyiyide görüyor kötüyüde, hangisini benimsemesi gerek, nereye kadar birşey meşru nereden sonrası haram bunları bize anlatıyor. Bu sınırları Allahu Teala nefsinize yüklememiş, bunu sizin yapmanızı istemiş. Siz yapın sevabı siz alın demiş. İslam dinide bunu yapıyor, nefsin hareket alanını belirliyor. Sizi meşru sınırların içine çekiyor ve orada tutuyor. Örneğin; nefis birşeyler yaşadıkça öğreniyor. İslam dinide bu öğrendiklerinin hangilerini yapabilir ve nereye kadar bunu yapabilir, neleri benimseyebilir bunun sınırlarını anlatıyor. Örneğin; kültürel ve ahlaki değerlerde böylesine sınır belirleyici unsurlardır. İnancımız bizi nefsimize karşı korumaz, çünkü nefsimiz bizi biz yapan benliğimiz. İnancımız o zaman ne yapıyor; benliğimizin (nefis) davranış sınırlarını belirliyor. Dikkat ederseniz, küresel kötülük dediğimiz bir akılda tam aksini yaymaya çalışıyor, sen özgürsün istediğini yaparsın felsefesini yaymaya çalışıyor. İyilik ile kötülük arasındaki farkı görüyormusunuz; iyilik hal ve hareketlerimize sınırlar koymaya çalışıyor, kötülük ise istediğini yapmaya özgürsün diyor. Özetlersek; yapay zekaya sahip bir robota sahip olduğunuzu düşünün, siz ne derseniz onu doğru kabul ettiği, siz ne derseniz kendisinin o olduğunu zanneden, siz ne derseniz onu yapan bir robot, işte insanoğlu budur. İnsanoğlu herşey olmaya ve yapmaya açık bir benlikle (nefis) var edilmiş. Sonrası bu benliği sıfır hafıza ile size sunmuş. O benliğin kabullenebileceği şeylerinde sınırı yok. Atalarından çevresinden ne görüyorsa herşeyi kabullenmeye hazır. Anlayacağınız, nefisler tertemiz insana sunuluyor, bunu iyi veya kötü yapansa kendisine öğretilenler ve sınırdan yoksun yaratılmış olması.

 
Kısa soru ve cevaplar bölümü: nefsi daha iyi anlamanızı sağlamak için nefisle iligli bazı Ayetler size sunacağız, sonrası açıklamasını yapacağız.

1) "Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” dedi" (Yusuf Süresi; 53). Hocam, Yusuf as benliğimizi (nefis) kötülükle damgalıyorsa, hani bizim benliğimiz tertemizdi? Değerli arkadaşlar; nefis size tertemiz verilir, bunda da hiç tereddüt etmeyin. Nefsi yaratan Allah, Allahta kötülük yaratmaz. Neden, o zaman burada nefis aşırı derecede kötülük emreder deniliyor? Dikkatinizi çektiyse bunu söyleyen Allah değil bir peygamber, yeryüzünde yaşayan bir varlık. Burada kastettiğide gökte yaratılan nefis değil, yeryüzünde kişinin kullanımı altında kirletilmiş nefis. Burada kirletilmiş bir nefisten bahsedildiğini nereden anlıyoruz; Rabbimin merhamet ettiği hariç demesinden. Eğer nefis fabrika çıkışı kötü olmuş olsaydı, hariç kelimesi kullanılmaz o kötülük hepimizde istisnasız açığa çıkardı. Öyle değil ama, bazı insanlarda açığa çıkıyor bazılarında değil. Sizin üzerinde durmanız gereken noktada bu, eğer nefisler kötüyse neden bazı kötülükler bazılarında açığa çıkıyor bazılarında ama değil. Demek sıkıntı nefiste değil, demek sıkıntı kişilerin yeryüzünde yaşadıklarıyla ilgili. Örneğin; Yusuf as çevresindeki insanların zina işlediğini görmüyor duymuyormu? Görüyor ve duyuyor. İşte, nefis bunu gördüğü veya duyduğu an kirlenmiştir. Nefis bir defada bunları görüp duyduysa, o işlerin peşinden koşup koşmayacağı tamamıyla Allahın merhametine kalmış bir iş.

Örneğin; Yusuf as'a merhamet ediliyor ve o bu işlerin peşinden koşturmuyor; "Eğer Rabbinin işaret ve ikazını görmeseydi o da kadına meyletmişti" (Yusuf Süresi; 24). Bu Ayetten çıkarmanız gereken ders; ne görüyor ne işitiyorsanız nefsiniz bu konularda uyanıyor. Bu işlerin peşine koşup koşmayacağıda nefsinize yüklediğiniz sınırlara (İslam) bağlı. Allahu Teala s
ize her yöne meğilli bir ürünü sunuyor, bunu terbiye etme, helal sınırları içinde tutup tutmamayıda size bırakıyor. Nefsi yargılayacaksanız o zaman ilk önce kendinize şu soruyu sorun; bir kişideki kötülük o kötülüğü gördükten sonra açığa çıkıyorsa, siz o kişiyi anadan doğma kötü ilan edermisiniz? Ederseniz, o zaman her nefis sizin için günahkar. O zaman her çocuk sizin nezdinizde günahkar doğuyor, hristiyanlık inancında olduğu gibi. Bize göre kötü etmez. Bize göre birşeyin kötü olması için kötülüğün baştan ona yüklenmiş olması gerekiyor. Kişinin elinde kötüleşen birşeye bizler kötü diyemeyiz. Örneğin; spor otomobilleri. Bu arabalarla siz 20 km hız sınırı olan bir mahallede 300 yaparsanız, suç sizdemi yoksa arabadamı? Hz Yusuf nefsin aşırılığına dikkat çekerken, karşıt cinse yönelik şehvet duygularına sahip ve o alanda saatte 300 km hız yapmaya yatkın bir canavara dikkat çekiyor. Allah ben kötülük yaratmam derkende, ben üretirim, üremeniz için gerekli olan, kadına yönelik o şehvet duygularını nefise yüklerim, bunu yasalar doğrultusunda kullanıp kullanmamanız size kalmış demeye getiriyor. Yani nefsiniz 300 basmaya muktedirse, 20 ile hareket edemediği anlamına gelmez. Örneğin; eğer Allah nefisleri fabrika çıkışı 20 ile sınırlandırsaydı hayat durgun olurdu, Rabbim ben yeryüzü hayatında tam potansiyelimi yakalayamadım derdiniz. Eğer Allah nefisleri saatte 300 km hıza kilitlemiş olsaydı o zaman hayat kaotik olur, Allahta sizi bu kaostan sorumlu tutamaz size ceza kesemezdi, çünkü siz bu sefer Rabbim, kullanımına sunduğun araba 300 altına düşmüyor derdiniz. Çözüm; Allah 0-300 arası hız yapan arabayı size sunuyor, hayatı hangi hızla süreceksiniz bunun tercihini size bırakıyor. Her türlü hızı ve şeyi yapmaya muktedir bir nefis size sunuluyor, buna sınırlar çizmek ve düzgün kullanmak ise size bırakılıyor. Anladınız!!

2) "Hani bir zamanlar Musa kavmine dedi ki; Ey kavmim cidden siz o buzağıyı put edinmekle kendi kendinize zulmettiniz, bari gelin Rabbinize tevbe ile dönün de nefislerinizi öldürün" (Bakara Süresi; 54).
Nefislerinizi öldürün kelimesiyle burada ne kastediliyor? Allah nefisleri yarattığında nefisleri ben merkezli yaratmış. İlk önce kendisini düşünecek şekilde varetmiş. Bu da gayet doğal ve anlaşılır, çünkü yeryüzünde aç kalmamak, kendi ve ailenin rızkını aramak için bu önemli. Bu Ayet bu vasfımızı dile getirirken, bunun antidotunuda veriyor. Tövbeden bahsediyor. Tövbe nedir? Sizden daha üstün birşeyin varlığını kabul etmek, ona boyun eğmek demektir. Dikkatinizi çektiyse, Rabbimiz nefisin bir kötü vasfını dile getirirken, onu nötralize etmenin yolunuda gösteriyor. Muhteşem değilmi? Tövbe eder ve Allaha boyun eğerseniz, nefsinizin kendisini yüceltme kendisini kutsallaştırma özelliklerinide terbiye etmiş olursunuz demeye getiriyor. Sınırdan yoksun var edilen nefsinizin bir bölgesine daha sınır koymuş oluyor, kendi elinizle nefsinizi Allahın arzu ettiği şekle, Allahın arzu ettiği sınırların içine bir adım daha taşımış oluyorsunuz. Nefisleri vahşi atlar gibi olduğunu düşünün, Allah size terbiye edilmemiş bir nefis veriyor, terbiyesinide size bırakıyor. Siz o nefisleri terbiye ettikçede sevaplar kazanıyorsunuz.

Örneğin;
"Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir" (Teğabun Süresi; 16). Allah burada cimrisiniz demiyor, cimri yaratıldınız demiyor, cimrilik vasfını bir yazılım olarak benliğinize yükledim, bunu terbiye ederseniz işte o zaman kurtuluşa erenlerden olursunuz diyor. Değerli dostlar; eğer Allah nefsimize kötü vasıflar yüklemeseydi o zaman bize iş düşmeyecek, imtihan edilmenin bir anlamı kalmayacaktı. İyilik ve kötülük bize yüklenmeseydi, iyilik ve kötülüğü gördüğümüzde ne onların tanımını yapabilirdik ne de kendimiz o vasıfları sergileyebilirdik. İmtihan edilmenin hiçbir anlamı kalmazdı. Örneğin; cennete girerken benliğinizden tüm kötü vasıflar silinecek. Neden, çünkü imtihan bitti. "Göğüslerinde tasadan ne varsa çıkarıp almışız. Yanı başlarında ırmaklar akmaktadır" (Araf Süresi; 43). Fakat bu yeryüzü için geçeri değil. Yeryüzü hayatımızda iyilik ve kötülükle imtihan edilmemiz gerekiyor. İmtihan edilebilmemiz içinde hem iyilik hemde kötülük benliğimize yerleştirilmesi gerekiyordu. Yüklenen vasıflardan hangisini açığa çıkaracağız, nasıl meşru sınırlar içinde tutacağız bu da bize bırakılmış. Her yöne açık bir nefise sahibiz. Bunu bir meleğe dönüştürmekte bize kalmış, bir şeytana dönüştürmekte. Sizin anlamanız gereken, siz nefisleri tertemiz alıyorsunuz. Eğer günün sonunda o nefisler kirlendiyse suçu Allahta aramayın, nasıl olsa o kötüydü demeyin, suçu kendinizde arayın. Demek o güzel vahşi atı istenilen düzeyde terbiye edemediniz. Günün sonunda başarısız olduysanız suçu o güzel vahşi atta (nefis) değil, kendinizde arayın. Ahlaki değerlerinizdemi bir eksiklik var, inanç değerlerinizdemi, kültürel değerlerinizdemi, eğitiminizdemi nerede bir eksik vaya yanlışınız var, oturun ve bunun muhakemesini yapın.

3) "Size istediğiniz şeyin hepsini vermiştir. Allah/ın nimetini sayalım derseniz sayamazsınız. Böyle iken yine insan çok zalim, çok nankördür" (İbrahim Süresi; 34).
Dikkatinizi çektiyse, Rabbimiz nefis veya insan kelimelerini kullanırken, genelde bunu benliğimizdeki bir sıfat eşliğinde yapıyor. Bazen olumlu bir sıfatımızı anıyor bazense kötü. Bu sıfatlarada insana yüklenmiş yazılımlar diyoruz. Bilgisayar ve telefonunuza yüklediğiniz birbirinden farklı programlar gibi. Örneğin; burada nankörlükten bahsediyor. Başka bir Ayettede şükretme vasfından bahsediyor; "Öyleyse (yalnızca) Beni anın, Ben de sizi anayım; ve (yalnızca) Bana şükredin ve (sakın) nankörlük etmeyin" (Bakara Süresi; 152). Demek şükretmekte bize yüklenen programlardan birisi. Şimdi; insana farklı iyilik ve kötülükler bir yazılım olarak beyin sapına yükleniyor, sonrası Allah kutsal kitaplarını ve peygamberlerini indirip uyarısını yapıyor, sonrası imtihan başlasın diyor. Aradan bin yıllar geçtikten sonrada Kur'an-ı Kerimi indirip insana bir devre arası notu veriyor. Kur'an-ı Kerim nedir diye soruyorsanız, sizin yarıyıl karnenizdir. Bu zamana kadar insanlık yeryüzünde nasıl bir sınav vermiş, bunun ilahi derecelendirmesidir. Size bahşedilen her vasfın bir ders olduğunu düşünün, yeryüzü yaşantımızda hangi derslerde zirve yapmışız hangi derslerde sınıfta kalmışız bunu bize gösteriyor. Bu devre arası notuna görede, insan daha çok zalim ve nankörlük derslerinde zirve yapmış, yani ön plana çıkmış gözüküyor. İbrahim Süresi 34'de Rabbimizin bu hayal kırıklığını dile getiriyor. Allah bizlere peygamber üzerine peygamber indirdi, kavimleri helak üzerine helak etti ve yinede akıllanmış görünmüyoruz; "Andolsun İblis, onlar hakkındaki tahminini doğruya çıkardı. İnanan bir zümrenin dışında hepsi ona uydular" (Sebe Süresi; 20). Öyle gözükiyorkiemek insanoğlu yeryüzüne indirildikten sonrası Allahı değilde, şeytanın yolunu takip etmeye karar vermiş.

4) "Şüphesiz insan çok hırslı ve sabırsız olarak yaratılmıştır. Kendisine fenalık dokunduğunda sızlanır, feryat eder. Ona imkân verildiğinde ise pinti kesilir. Ancak namaz kılanlar hariç. Onlar ki namazlarını sürekli kılarlar. Onların mallarında belli bir hak vardır, Hem isteyen için, hem de istemekten utanan yoksul için. Onlar ki ceza gününü tasdik ederler" (Meariç Süresi; 19-26).
Size anlatmak istediğimizi özetlercesine; burada Allah, nefis hırslı ve sabırsız yaratılmıştır demiyor, insan diyor. Fabrika çıkış bir üründen (nefis) bahsetmiyor, sizin kullanımınızdaki bir üründen (insan) bahsediyor. Sizin kullanımınızdaki bir üründen bahsedildiğini nereden anlıyoruz? Namaz kılanlar hariç demesinden. E
ğer fabrika çıkışı bir üründen bahsedilseydi, şunlar hariç kelimesi kullanılmazdı. Örneğin hepimiz tek bir nefisten yaratılmışız. Eğer ana üründe bir sıkıntı olsaydı, o zaman hepimizde sıkıntı olur, şunlar hariç denilmezdi. Hocam, insan çok hırslı ve sabırsız yaratılmıştır diyor ama? Değerli dostlar; iyilik ve kötülükler bir yazılım olarak nefsinize (beyin sapına) yükleniyor, yeryüzü hayatınızda da o iyilik veya kötülükleri gördükçe onlar aktif hale geliyor ve benliğinizi oluşturmaya başlıyor. Bunada karakter diyoruz. Örneğin; hırs ve sabırsızlık bunlar nefsimize yüklenen özelliklerden. O yüzden Allah doğruyu söylüyor; evet, size o vasıflar yüklenmiş. Yüklenmiş olması ama onların açığa çıkacağı anlamına gelmiyor. Onları açığa çıkarıp çıkarmamak size kalmış. Örneğin; her insan hırslımı? Hayır. Hatta bir çok insan tam tersi, uyuz denilecek kadar hayat motivasyonundan uzak. Demek insana belirli vasıfların bahşedilmesi (yaratılması), o vasıfların o kişide otomatik olarak açığa çıkacağı anlamına gelmiyor. Allahu Teala herkesi tek bir nefisten yaratıyor, o nefisin hangi özelliklerini aktif edip etmeyeceğimizide her bireyin kendisine bırakıyor. O yüzden binbir çeşit farklı karaktere sahip insan var. Her bir insan nefsin farklı farklı vasfılarını açığa çıkardığı için. Şimdi; insan çok hırslı derseniz, bu doğru değil, çünkü çevremizde bir çok insan hırslı değil. İnsana bir çok vasıf yüklenmiş bunlardan biriside hırslı olmak, bunuda aktive edip etmemek insana kalmış derseniz, o zaman bu doğru bir yorum olur. Aktive edilmiş kötü bir vasfımızdan da nasıl arınabiliriz, bunun yollarınıda Ayetler anlatıyor. Örneğin; namaz. Müthiş değilmi, Rabbimiz aynı Ayet içinde hem sıkıntımızı söylüyor hem çözümünü. Eğer nefisler yaratılıştan itibaren kötü olsaydı, herkes kötü olur herkeste o kötü vasıfları görürdük. Durum ama bu değil. Her insan diğerinden çok farklı huylar sergiliyor. Demek tüm karakter özellikleri nefsimize yüklenmiş, hangilerini aktif edip etmemek bize ve atalarımıza bırakılmış.

Özetlersek:
inançlarınız tezatlıklar dolu, siz ama bunun farkında değilsiniz. Sağdan soldan toplama bilgilere sahipsiniz, bir çoğuda diğerine zıt. Örneğin nefisle ilgili beslediğiniz inançlar. Bir taraftan nefsi kötü tanımlıyorsunuz, diğer tarafta Allahtan zerre kötülük gelmez diyorsunuz. "Gerçek şu ki Allah insanlara zerrece kötülük etmez, fakat insanlar kendilerine kötülük ediyorlar" (Yunus Süresi; 44)Siz burada tezat bir durum görmüyormusunuz? Nasıl olurda hem Allahın yarattığı nefsi kötü tanımlarsınız hem Allahtan kötülük gelmez dersiniz? Nefsi kim yarattı; Allah. Siz eğer nefsin kötü olduğuna inanıyorsanız, o zaman demek siz Allahın kötü ve azgın birşeyi yarattığına inanıyorsunuz. Nacizane tavsiyemiz, inançlarınızdaki tezat durumları düzeltin. Birbirine zıt iki şeyi aynı anda inanamazsınız. Hem Allahın Ayetlerine hem hocalarınızın nefis hakkında söylediği masallara aynı anda inanamazsınız. Örneğin; Allahu Teala bizleri karşıt cinsi arzulayacak şekilde yaratmış olabilir, bu ilgi ama nefsi kötü yapmaz. Ne zaman siz bu ilgiyi helal değilde haram yoldan giderirsiniz, o zaman bu sizi kötü yapar. Allahu Teala bizleri yeryüzü malını arzulayacak şekilde yaratmış olabilir, bu ama nefsi kötü yapmaz çünkü yeryüzü malına sahip olmak bir kötülük değil. Bu malı haram yoldan elde ediyorsanız, işte o zaman nefsiniz kötü olur. Anladınız. Yaratılışınız değil, yeryüzündeki seçimlerinizdir nefsinizi iyi veya kötü yapan. 

Bin yıldır sizlere nefsi kötü olarak sundular, ne kadar tehlikeli bir canavar olduğunu size anlattılar, bu kötülüklere bandırılmış nefisler için geçerlide olabilir, fakat Allahın yarattığı ve size tertemiz teslim ettiği nefisler için geçerli değil. Örneğin; hiç alemlere rahmet olarak indirilen peygamberimiz sav'ın nefsi kötü olabilirmi? Olamaz. Ondaki nefis tertemizse bizdeki nasıl kötü olabiliyor? Peygamberimiz sav'daki nefisle bizdeki aynısı, onunki iyise bizimki nasıl kötü oluyor. Kötü olamaz, çünkü hepimiz aynı nefise sahibiz, hepimiz tek bir nefisten yaratılmışız. "Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının" (Nisa Süresi; 1). Bin yıldır size anlatılan hikayeleri, elbette bir günde terkedecek değilsiniz, yazılarımızın amacı inancınızı değiştirmekte değil zaten. Yazılarımızın amacı sizlere farklı bir bakış açısı sunmak, ufkunuzu açmak. Hangi yolu tercih edeceksiniz o size kalmış. Ya, nefis öcüdür deyip insanları korkutacaksınız ya da nefis bir nimettir, evcilleşmemiş bir güzelliktir deyip onu evcilleştirmenin yollarını insanlara öğreteceksiniz. Ya, Rabbim beni böyle yarattı deyip içinizdeki bu kötülüğe boyun eğeceksiniz ya da Allah insanı kötü yaratmadı, ben kendi günahlarımla bu kötülükleri açığa çıkardım deyip kendinizi terbiye etmenin yollarını arayacaksınız. Şuana kadar İslam alemi ilk tercihi seçmiş durumda, biz nasıl olsa kötü yaratıldık bizden nasıl olsa adam olmaz moduna takılmış durumda. Bizde sizlere bu yazımızla bunun böyle olmadığını, Allahtan kötülük gelmediği, kötülüğü kendimiz açığa çıkardığımız gibi kendimizinde yok edebileceğini size anlatmaya çalışıyoruz. Örneğin bir çok Ayet nefsimizin kötülüğünden bahsederken, o kötü vasfı yok etmenin yolunuda bize gösteriyor. Siz ama baştan teslimiyat gösterirseniz, biz böyle yaratıldık deyip geçerseniz, Allahın gösterdiği o çözüm yollarınıda kaçırmış olursunuz. Seçim sizde, ya Allah bizi böyle yarattı, burası imtihan dünyası deyip sizin veya atalarınızın işlediği günahlar sonucu aktifleşmiş kötü vasıflarınıza boyun eğeceksiniz, can çıkar huy çıkmaz deyip içinizdeki kötülüğü kabul edeceksiniz, ya da içinizdeki kötülüğü kabullenmeyip o vasıfları pasifize etmenin yollarını arayacaksınız. En basiti Ayetlerin gösterdiği çözüm yollarını uygulayacaksınız. Karar sizde. Ya kadercilik oynayın ya da kaderinizi elinize alın. Şunu bilin ama, ahiret gününde Rabbim nefsimi sen kötü yarattın, suç bende değil deme şansınız olmayacak, çünkü yok öyle birşey. Siz kötü yaratılmadınız, nefsi yeryüzünde kirleten siz veya atalarınız.













kelimelerden türemiş hurafeler