bilinmeyenler ve bilinmesi gerekenler............     

 





 

cennete kimler girecek?


Websitemizde hakkımızda fazla bilgi paylaşmıyoruz, bu yazı vesilesiyle hakkımızda bir kaç bilgiyi paylaşalım, sonunda da kendimizle ilgili bilgileri ana konumuza bağlayalım inşallah. Değerli arkadaşlar;
16 yaşıma kadar hayatımın bir kısmını köyde bir kısmınıda almanyada geçirdim, 16 ile 30 arasıda amerikada. Babam amerikaya gönderdiğinde de nasihatı şu oldu; "okumak için seni gönderiyorum, bir öğrencinin siyasetle tarikat ve cemaatlerle işi olmaz. Eğer kendini bir örgütlenmeye kaptırırsan, hakkımı helal etmem. Kişinin inancı, Allahla kişi arasındadır, kendi dünyanda inancını yaşa, başka yerlerede burnunu sokma". Ülkü ocakları geleneğini benimsemiş bir aile olmamıza rağmen, babam eğitim hayatımız süresi içinde her türlü örgütlenmeden uzak durmamızı istedi. Babamın bu felsesini benimsemiş olan ben, evimde hem inancımı yaşıyordum (namaz, oruç, kuran-ı kerim vs) hem üniversitede okumanın yanında mankenlik yapacak kadarda hayatı yaşıyordum. Böylesine geniş görüşlü, renkli bir hayatı yaşarkende kendimi hep iyi bir Müslüman olarak görüyordum. Türkiye geldiğimde, Müslüman bir ülkede yaşamaya başladığımda ama, giyim ve yaşam tarzımın cemaat ve tarikatlar tarafından şeytanlaştırıldığı ve dışlandığını gördüm. Cemaat ve tarikatlar bir korku imparatorluğu kurmuş, kendileri gibi yaşayıp düşünmeyen herkeside cehennemlik ilan etmiş. Örneğin; başınızımı örtmüyorsunuz, ilk önce kabir azabı yiyorsunuz sonrası doğrudan cehenneme. Sakalmı bırakmıyorsunuz, zaten müslüman değilsiniz ve doğrudan cehenneme gidiyorsunuz. Şükür Rabbime ki cennetin ve merhametin anahtarı bu tarikat ve cemaatlerin elinde değil. Bunların elinde olsaydı inanın kendileri dışında hepimizi cehenneme sokmuşlardı. Bunlar yüz yıllar içinde kendi kafalarına göre bir İslam uydurmuş, bunuda millete yutturmaya başarmış. Uydurdukları bu inançta korkutmaya dayanıyor. İnsanları korkutarak İslamı yaymaya, mürit devşirmeye çalışıyorlar. Allahın merhamet vasfı %90, azap vasfı %10 'sa, bunlar Allahın %10 'luk vasfını alıyor ve bununla herkesi korkutuyor. Bunu yaparsan cehenneme girersin, şuna inanmazsan cennete giremezin gibisine korku üzerinden İslamı yaymaya çalışıyorlar. Bu da doğal olarak herkesi İslamdan uzaklaştırıyor. Allah hakkında kötü zanna sebep oluyor. Allahı sevgi ve adaletten yoksun, radikal ve azap meğilli birisi olarak tanınmasın sebep oluyor. İnsanları Allah inancından uzaklaştırıyor. Söylediklerinde bir doğruluk payı olsa, hakkı söylemek acıtır diyeceğiz ve yaptıklarını bir yere kadar anlayacağızda, doğru değil.

Örneğin; ahiret günü ataistlere ne olacak? Cemaat ve tarikatlara sorsanız, bunlar doğrudan cehenneme gidecek. Doğru değilmi? Değil. İslam dini kaideler üzerine kurulmuş. Neye göre siz kişiyi cennete sokuyorsunuz neye göre cehenneme atıyorsunuz? Örneğin; cennete giremezler derseniz, bunu anlayacağız çünkü cennete girebilmeniz için Allah inancı şart. Cehenneme girmenin ama değil. Yedirdilermi şimdi size bir doğrunun yanında bir yanlışı. Birde milyonlarca böyle yanlışı size yutturduklarını varsayın. Bunlar her bilgide bir doğrunun yanına onlarca hurafe sokarak İslamı hurafeleştiriyor, yahudiler gibi dini kendi zevklerine göre şekillendiriyor. Biz bu yazı dizilerimizle buna bir dur demeye çalışacağız. İslamın şahsi inançlar üzerine değil kaideler üzerine kurulduğunu size
anlatmaya çalışacağız. Umarız bu yazılarımızdan arzu ettiğiniz bilgileri alır, inancınızdaki yanlışları teker teker elemeyi ve İslama daha sağlıklı yorumlar getirmeyi başarırsınız.

Cennet ve cehenneme girmenin kaidesi nedir? Mahşer günü insanlığı üç akıbet bekliyor; cennet, cehennem ya da yokluk. Bilinmeyen noktada bu, yokluk. Cemaat ve tarikatlar, cennete giremezseniz tek alternatifiniz cehennem olduğu algısını yayıyor, bu da doğru değil. Bir alternatifiniz daha var, o da yokluk. Cennete, cehenneme veya yokluğa karışmanın formülü ne, bu yazımızda bunu size açıklayacağız, umarız gereken ilhamı alırsınız. Size formulü vereceğiz. Formülü bilirseniz, konuyla ilgili kafanıza gelen her soruya çok rahat cevap getirebilirsiniz. Basit bir formül sayesinde hem
kendinizi hurafelere karşı korur hemde İslamı daha amlamlı ve bilinçli yaşarsınız. Şimdi; cennete girmenin ön koşulu yani formülü ne? Allah inancına sahip olmanız. Cehenneme girmenin formülü ne? Mahşeri terazide günahlarınızın daha ağır basması. Yani cehenneme girmenin önkoşulu Allah inancına sahip olup olmamanız değil, kötülük içeren eylemlerinizin iyilik içeren eylemlerinizden daha fazla olması. Müslüman veya gayrimüslim farketmez, terazide kimin günahları ağır basıyorsa o cehennme giriyor ve ilk önce o günahların bedelini ödüyor. Yokluğa savrulmanın koşulu ne? Terazide iyilikleriniz daha ağır basması, ama Allah inancınızın olmaması. Ne cennete girebilmek için Allah inancına sahipsiniz ne de cehenneme girecek kadar günahkarsınız. Ne oluyor bu durumda size? Yokluğa itiliyorsunuz. Varlık olarak benliğinize son veriliyor. Örneğin ataistler. "Rab'lerini inkar edenlerin yaptıkları ameller, fırtınalı bir günde rüzgarın savurduğu kül gibidir. Kazandıklarından hiç bir şey elde edemezler. İşte gerçek kayıp budur" (İbrahim Süresi; 18). Bu hakkanimi? Evet. Allahın adaletine ve bu insanların dileğine uygun. Bu insanlar öldükten sonrası zaten bedenlerini yakıp kül ediyor ve bununla enerjilerinin evrene karışacağına inanıyor. Allahta onların yeryüzündeki bu dileğini, yeryüzünde bedenlerini küle dönüştürme eylemini (naaşlarını yakıp kül etmek), bi nevi ahiret hayatında da karşılık bulmasını sağlıyor. Ahiret hayatı nedir? Yeryüzü amel ve dileklerinizin karşılığını almak demektir. Bu insanlarda küle dönüştürelerek yeryüzünde işledikleri amel ve dileklerinin karşılığını alıyor. Fırtınalı bir günlede burada mahşer günü kastediliyor. Tabii ki, buna üzülmemek elde değil. Onca güzel amel yap, sonsuz yaşam ve saadeti ama sadece ağızdan bir kelime (la ilahe illallah) çıkmadığı için kaçır. Onca güzel amel, fırtınalı bir günde rüzgarın savurduğu kül gibi yok olup gidiyor. Bu da çok yazık.

Not: la ilahe illallah kelimesi arapça ve İslam camiasının aşina olduğu bir kelime, dünyanın farklı bir yöresinde yaşayan birisi bu kelimeyi duymamış olabilir. O yüzden belirli çoğrafi bölgelere has kelimelere takılı kalmayın, burada esas olan kelime değil, kelimenin anlamı. O da bir yaratıcının olduğu ve bununda tek olduğu. Kişi nerede ve hangi çağda olursa olsun, kalbinden bir yaratıcıya ve bununda tek olduğuna inandığı müddet bu onun cennete girebilmesi için yeterli. Eğer sevapları daha ağır basarsa tabiiki. Aksi takdirde, diğer inananlar gibi o da ilk önce cehenneme sonrası cennete girecek.









kelimelerden türemiş hurafeler