kabir mekanı nedir ve nasıl ortaya çıkıyor?
Bir çok konuya uzun zamandır kafa yoruyoruz, örneğin içine yerleştirildiğimiz alem nasıl bir alem, nasıl bir görünüme sahip vs. Rabbime şükür bir çok şeyide çözümlediğimize inanıyoruz. Sizi ilgilendiren konularıda vakit geldikçe ve Allah izin verdikçe sizinle paylaşmayı düşünüyoruz. Kabir azabı ve kabir hayatı çok merak edilen bir konu olduğu ve sizi doğrudan ilgilendirdiği için, kabir azabıyla bir başlangıç yapalım diye düşündük. Umarız arzu ettiğiniz ilhamı ve dersi alırsınız. Kabir azabı nasıl ortaya çıkıyor ve nasıl olacak bunun gizemini bizler burada açıklamaya çalışacağız. Yazımızı olabildiği kadar kısa ve öz tutacağız, çünkü burada esas olan detaylar değil esas olan düzenin nasıl işlediği hakkında bir fikir sahibi edinmeniz. Sizlere hayırlı ve aydınlatıcı okumalar diliyoruz...
Ölüm sonrası ne olacak? Ölüm sonrası kişiyi 3 akıbet bekliyor? 1) Uyku. Kıyamet kopuncaya kadar uykuya dalıyorsunuz. 2) Yaşıyorsunuz. Örneğin; şehitler. Bu yaşam nerede gerçekleşiyor, bunu şimdilik açıklamayacağız. Vakit geldiğinde inşallah. 3) Kabirde azap çekiyorsunuz.
Ölüm sonrası akıbetimizi ne belirliyor? "Herkes, kazandığına karşılık bir rehindir" (Müddessir Süresi; 38). Olayın sırrı bu Ayette yatıyor. Rehin nedir? Siz birilerine borçlusunuz, o borca karşılıkta bedeniniz rehin olarak tutuluyor. Yani borç içeren bir ameliniz varsa (kul hakkı), o hakka karşılık bedeniniz rehin alınmış olunuyor. Buradaki püf nokta borçlu olmanız. Örneğin; orta şeker bir hayat sürdürüyor, kimsenin işinde ve aşında gözünüz yoksa, o zaman kabir hayatında bedeninizi rehin alma yok, siz uykuya dalıyor ve kıyamet günü uyanıyorsunuz. Şehitlik gibi olağanüstü amellere sahipseniz, bu durumda da rehin alma yok, siz ödüllendiriliyorsunuz. Büyük kötülükler içeren bir hayat sürdürüyorsanız ama, o zaman bedeniniz o amellere karşılık rehin alınıyor. Bu yazımızda da bu konu üzerinde duracağız, bedeniniz nasıl ve nerede rehin alınıyor bunun üzerinde duracağız.
Bedeniniz nasıl rehin alınıyor? İşlediğiniz her suç sonrası, tövbe etmeniz için 24 saatlık bir süre tanınıyor. Tövbe ederseniz o hesap amel defterinizden siliniyor, tövbe etmezseniz o günah (suç mahali) fizki anlamda bedeninizin içinde yeniden var ediliyor. O günahla ilgili şeytanlarda o suç mahaline yerleşiyor, bedeninizin içinde bir mesken kuruyor. Şeytan bir yere yerleştiği zamanda rahat dururmu; durmaz. Sizi daha çok o günahın içine sürükleyecek vesveseyi vermeye başlar. Yeni vesveselerde sizi yeni günahlara, yeni günahlarda bedeninizde yeni suç mahallelerin oluşumuna, yeni suç mahalleleride yeni şeytanların iskan edilmesine sebep oluyor. Bu bir döngü. Siz günah işledikçe bedeniniz işgale uğruyor. Hangi uzuvla günah işlediyseniz, hangi organınız bundan etkilendiyse o bölgede o suçun mahali ortaya çıkıyor. Sadece sizdemi? Hayır. Kul hakkı içeren günahların suç mahali, çocuk ve torunlarınızda da ortaya çıkıyor. Ölümden sonrada siz o suç mahallelerin içine savruluyorsunuz. Hangi suç mahalinin içine? Kendi işlediğiniz günahların mahaline. Ahiret hayatına kişi sadece kendi amelini götürüyor, atalardan geleni değil. Ölüm sonrası benliğiniz, siz buna ruh diyorsunuz, bu doğru değil, doğru tabir enerji bedeniniz, enerji bedeniniz huzura kavuşmuyor, işlemiş olduğu suçlara karşılık o suç mahallelerinde rehin tutuluyor. Ölüm sonrası bedeniniz yok olup gidiyor, bedeninizin içindeki o suç mahalleleri ama değil, onlar enerjiden oluştuğu için var olmaya devam ediyor. Anlamanız gereken nokta; toprağın içinde yani kabirde birşey yok. Kabirde çekeceğiniz azap sizin içinizde, kendi azabınızı siz kendiniz kabire götürüyorsunuz. Kabirde yaşayacağınız ortamı, kendi içinizde siz var ediyor, bedeninizle birlikte siz kabire götürüyorsunuz. Amelleriniz bedenlerinizin içinde bir yaşam alanı inşa ediyor. İyi bir amelse o iyiliği içeren bir yaşam alanı, amel kötüyse o kötülüğü içeren bir yaşam alanı ortaya çıkıyor. Öldükten sonrada enerji bedeniz o yaşam alanların içinde yaşamaya devam ediyor. Bu yaşam alanları bedeninizin içinde olduğu içinde, ölüm sonrası bedeniniz nereye defnediliyorsa kabir hayatınız orası oluyor. Örneğin; hayatınız kötülük dolu geçti ve bedeninizin içinde onca suç mahali ortaya çıktıysa, ölüm sonrası ruhunuzun gideceği yer o suç mahalleleri oluyor. Örneğin; şu kadar yıl bir suç mahalinin içinde azap çekiyorsunuz, şu kadar başka birinde vs. Bunada kabir azabı deniliyor. Kabir azabı kavramı aslında yanıltıcı, çünkü kabir denildiğinde insanlar toprağın içinde azap çekileceğine inanıyor. Bu doğru değil. Azap topraktan değil kendi içinizden geliyor. Naaşınızın içindeki yaşam alanların içine atılıyor, mahşer gününe kadar o suç mahallelerinde insanlara yaşattığınız travmaları ve acıları tekrar ve tekrar yaşıyorsunuz. Bunada kabir azabı deniliyor. Örneğin; rüyalar. Gördüğünüz rüyalarda içinizde barındırdığınız suç mahallerinden bir kesit.
Hadis: "Fatıma Hatun (peygamberimiz sav'ın süt annesi) Medine’de vefat ettiği zaman Peygamber efendimiz "bugün annem öldü" demiş ve kendi gömleğini sırtından çıkarıp ona kefen olarak sardırmış, bizzat cenaze namazını kıldırmış, defnedileceği sırada da kabrin içine inip bir müddet uzandıktan sonra onu indirtmistir. Kendisine: “Biz senin buna yaptığını başkasına yaptığını görmedik." diyenlere de: “Ebû Talib’den sonra bu kadıncağız kadar bana iyiliği dokunan hiç bir kimse yoktur. Ahirette cennet elbiselerinden elbise giymesi için kefen olarak ona gömleğimi sardırdım. Kabre ısınması, alışması, kabir hayatının ona kolay gelmesi için de oraya kendisiyle birlikte uzandım” demişti." Bu hadisten anlayacağınız gibi, toprakta birşey yok, ödül veya azabı biz kendi içimizde taşıyoruz. Örneğin; peygamberimiz sav'ın fatıma anamızın kabrine uzanması. Pegamberimiz sav kabire üflemiyor veya okumuyor, kabire uzanıyor. Niye uzanıyor? İşlediği güzel amellerden ötürü peygamberimiz sav'ın içi, nice cennet bahçesine benzer mekanlarla dolu. Kabire uzanarakta kendi içindeki o güzel mekanların kabire nüfus etmesini sağladı. Fatıma anamızın naaşı kabre yerleştiğinde de, fatıma anamızın ruhu kendi naaşın içindeki enerji mekanlarına değil, peygamberimizden gelen enerji mekanların içine yerleştirildi. Bir ödül olarak orada huzur içinde uyusun ve yaşasın diye.
Yeryüzü yaşantımız vs kabir hayatı: insanın içinde iki tür suç mahali var, birisi ataların (dört nesil kuralı) işlediği günahların suç mahali, diğeri ise kendimizin işlediği suçların mahali. Ataların işlediği suç mahalini kabir hayatına taşımıyorsunuz, onların acısı sizden yeryüzünde çıkartılıyor. Atalardan gelen binlerce, milyonlarca suç mahali var içinizde. Bunların içinede siz kabir hayatında değil yeryüzünde savruluyorsunuz. Ataların günahları çocuklara ve torunlara dağıtılıyor, vakit geldikçede o suç mahalleleri canlanıyor ve bir travma olarak nesillerin karşısına çıkıyor. Bunada İslam dininde kıssas alma diyoruz. “Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür...” (Şura Süresi; 40). İslam dini bir kötülüğün karşılığı ona karşılık bir kötülüktür der. Bir kötülükle siz insanların hayatını zindana çeviriyorsunuz, başkalarına yaşattığınız travmada o kişilerle sınırlı kalmıyor, o travmanın kopyası iç dünyanızda da ortaya çıkıyor (suç mahali). Vakit geldiği zamanda, içinizde barındırdığınız o suç mahallelerini kader alıyor ve günlük hayatınızda size yaşatıyor. Bunada İslamda kıssas deniliyor. İslam formüller üzerine inşa edilmiş. Bu formülleri bilirseniz, çok rahat İslamı anlar ve yaşarsınız. Örneğin; kötülüğün cezası denginde bir kötülük olması. Şu eşittir şu dediğiniz zaman ortaya bir matematik formülü çıkıyor, bu formülü kullanarakta olayları rahat çözümleyebilirsiniz. Şimdi; eğer yapılan kötülüğün cezası, onun denginde bir kötülükse, o zaman yaptığınız kötülüklerin karşılığını alabilmek için (yeryüzü, kabir veya ahiret), o kötülükler bir yerde kayıt edilmesi gerek. Bu kayıt noktası sadece amel defterinizmi? Hayır! Amelleriniz sadece yazılmakla kalmıyor, aynı zamanda içinizde canlandırılıyor. Bu yazımızda size verdiğimiz ek bilgilerden biriside bu. Siz amellerinizin sadece amel defterinize yazıldığını sanıyordunuz, hayır; o ameller yazılmakla kalmıyor, aynı anda bedeninizin içinde canlanıyor ve bir gün iyilik veya kötülük olarak karşınıza çıkartılıyor. Sizin karşınıza çıkarılmıyorsa, çocuk ve torunlarınızın karşısına çıkartılıyor. Dört nesil tamamlanmadan mutlaka birisinden çıkıyor. Atalarınız kaç yaşında, kaç yaşındaki birine ne iyiliği veya kötülüğü yaptıysa, sizde o yaşa geldiğinizde benzer bir iyilik veya kötülükle karşılaştırılıyorsunuz.
Neden sadece amel deftere yazılmakla kalmıyor, işlenen suçlar neden ayrıca bedenlerimizin içine aktarılıyor? Bunun farklı nedenleri var; amel defteri kişinin kendisiyle ilgili bilgileri taşır. Ahiret hayatına taşıyacağınız bilgileri içerir. Eğer kişinin amelleri sadece amel defterine yazmakla kalınsaydı, işlediği günahlar kendisinde kalır, çocuk ve torunlara aktarılamazdı. Böylesi daha iyi değilmi, neden aktarılsın diyorsanız; o zaman atalarınızın dua ve güzel amelleride size aktarılamazdı. Herşeyin artısı ve eksisi var. Sizin anlamanız gereken, amel defteri ahiret hayat için geçerli, bu dünyada da iyi ve kötülüğün devamı için ayrı bir kayıt alma merkezi oluşturulması gerekiyordu, bunun içinde Allah bedenlerimizin içini en uygun nokta olarak bulmuş. Neden? Bununda farklı nedenleri var; işlediğiniz her suç mahali bedeninizde canlanıyor, sonrada çocuklara ve torunlarınıza (dört nesil boyunca) aktarılıyor. Bu suç mahalleleride şeytanlar eşliğinde geliyor. Allahta iblis tarafından kandırılan cinlerin içimize yerleşip bizden, yaşantımızdan ilham alıp müslüman olmasını istemiş. Kendi dünyalarında hiç duyamayacakları ezanı ve Kur'an-ı Kerimi, hiç göremeyecekleri namazı, orucu ve güzel ahlakı bizden görüp imana gelmelerini istemiş. Soru şu; şeytanlar bize musallat olmak içinmi bedenlerimize yerleşmesine izin verilmiş, yoksa onlara rehberlik etmemiz içinmi? Gördüğünüz gibi, en olumsuz şey dahi, farklı bir bakış açısından en olumlu birşey gibi görünebilir. Herşey hayata bakış açınıza bağlı. Bardak yarı dolumu yarı boşmu misali. Kötü insansanız şeytanların size musallat olacağı açık, iyi bir insansanız ama onlara rehberlik edip imana getirebileceğinizde bir o kadar açık. Kaçımız şeytanları imana getirebilecek bir hayat sürdürüyor, o da tabiiki ayrı bir konu. Biz size düzenden bahsediyoruz, başarılı olup olmamanızdan değil. Gördüğünüz gibi herşeyin altında onca hikmet var. Bu konuda daha detaylı bilgi için, ataların günahları çocuklara seriyat edermi bölümündeki yazılarımızı okuyunuz.