bilinmeyenler ve bilinmesi gerekenler............     

 





 

şeytanlar detayda insanı nasıl kandırır?


Çok kötü bir çağda yaşıyoruz ve bu kötülük her gün katlanarak çoğalıyor. Bu kötülükte kendisini hem ortaya atılan yeni bilgilerde gösteriyor hem uygulamalarda. Nasıl gösteriyor diye soruyorsanız; her gün birileri ortaya çıkıyor ve sizlere boyutlardan, ruhtan, boyut kapılarından, feleklerden, geçmişte veya diğer boyutlarda yaşayan varlıklardan bahsediyor. Hatta sanki birbirleriyle yarışıyorcasına kim daha çok detay verecek kendi aralarında bunun yarışına giriyorlar. Öyle bir hale geldikki, artık birisinin anlattığı diğerinden daha uçuk oluyor, birisi diğerinin anlattığı hikayeyi alıyor dahada ileri bir boyuta taşıyor. Bilim kurgu, fantastik türü bir roman bir film gibi, hayal dünyalarında oluşturdukları hikayenin bir sınırı yok. Hatta kendilerini o boyutlara o kadar kaptırıyorlarki, o hayal aleminden çıktıklarında kendilerini kraliçe olarak jüpiterin kızı olarak, belirli makam ve mertebe sahibi kişiler olarak, kendilerine belirli misyon yüklenmiş kişiler olarak görüyorlar. Gayp aleminede bunlar kimlerin sayesinde dalıyor; şeytanların sayesinde. Kim onlara misyon yüklüyor; şeytanlar. Gerek araştırmacı yazar, gerek spirütüelist, gerek bilinçaltı uzmanı, gerek astrolog vs, bunların sayılarındaki ve bunların anlattığı saçmalıkların artışından da ortamın ne kadar şeytanlaştığını siz çıkarın. Onlar bunun farkında değilmi; değil. Nasıl oluyorda farkında olamazlar; şeytanlar, ruh, nefis vs bunların hepsi gaybi bilgilere giriyor, gaybi bilgilerde perde arkasında, yani kendi duyu organlarımızla o bilgilere erişmemiz mümkün değil. Bu insanlar kendi alemini bırakmış, kendi duyu organları ile erişmeleri mümkün olmayan alemleri insanlara anlatmaya karar vermiş. Bununda mantıksızlığını siz çıkarın. Kendi duyu organları ile o alemleri keşfedemiyorlarsa kimin sayesinde keşfediyorlar; şeytanlar sayesinde. O aleme dalabilmek için bir taşıyıcıya ihtiyacınız var, o görevide şeytanlar yapıyor.

Hocam, ama sizde gayptan bilgi veriyorsunuz diyorsanız; arkadaşlar, bizimle onlar arasında fark biz mu, atlantis, şahmeran, annunakiler, astral seyehat gibi ipsiz dipsiz işlerle uğraşmıyoruz, biz ilahi düzeni size anlatmaya çalışıyoruz, bunuda yeryüzündeki yaşantınızı daha iyi anlamanız için yapıyoruz, bunu yaparkende yeryüzünden örnekler vererek yani kendi duyu organlarınızın anlayabileceği örnekler üzerinden yapıyoruz. Örneğin; levh-i mahfuzu kalp üzerinden anlatıyoruz. Aurayı yeryüzünün elektromanyetik kalkanı üzerinden anlatıyoruz. Bizimle onlar arasındaki fark, biz duyu organlarınızın anlayabileceği örnekler üzerinden ilahi düzeni size anlatıyoruz, bunuda yeryüzü yaşantınızı daha iyi anlamanız için yapıyoruz. Gaypla ilgili size aktardıklarımız bilgiler ıvır zırıvr meseleleri değil, doğrudan ilahi düzen nasıl çalışıyor bununla ilgili. Bu düzenide biz masallarla değil Ayetlerle ve yeryüzünden örneklerle anlatıyoruz. Bunuda biz yeryüzü yaşantınızı ve Allahı, Allahın düzenini daha iyi anlamanız için yapıyoruz. Size aktardığımız bilgiler günlük yaşantınıza ve yeryüzü yaşantınıza katkıda bulunacağı içinde Rabbimiz sizinle bu bilgileri paylaşmamızda sakınca görmüyor, tam aksi destekliyor. Bu insanlar ise boş işlerle uğraşıyor, anlattıklarının hayatınıza hiçbir katkısı yok, üstüne yalan ve hurafe bilgiler yayıyorlar.

Bunların anlattıkları hak olamazmı; siz bu bilgileri ortaya saçan insanlarda hakkı andıran bir emare görüyormusunuz? Görmüyorsunuz. Çoğunluğu laik kesimden türemiş kadınlar. Size verdikleri bilgilerin kaynağını araştırdığınız zamanda ya şamanizme ya hinduizme ya da batı aleminde uydurulmuş felsefelere dayanıyor. İslamdan uzak bu tiplerden gelen bilgilerde bilinki hak olmaz, işin içinde mutlaka şeytanlar olur. Rahmani güçler bu bilgileri aktaramazmı; aktarmaz, çünkü meleklerin devreye girmesi için işin ucunda insanlık adına hayrlı birşey olması gerek. Gayp alemine dalmanızda insanlığın hayrına ne katkı sunabilir; sıfır, dolayısıyla melekler bu topa girmez. Örneğin; velevki İslami bir yaşantınız var, bu durumda dahi rahmani güçler tarafından gayp aleminde dolaştırılmazsınız çünkü sizin imtihan dünyanız o alem değil, bu dünya. Eğer dolaştırılıyorsanız bilinki rahmani güçler değil, cinler şeytanlar sizi dolaştırıyor. Gördükleri veya yaşadıkları hak olamazmı; olamaz, çünkü gayp boyutuna şeytan sizi taşıyor, dolayısıyla onların gözleri ve duyu organları üzerinden herşeyi yaşıyorsunuz, bu da sizleri yanılmaya yanıltılmaya açık hale getiriyor.

Arkadaşlar; İslam alemi gayba dalmamızı istemiyor, çünkü gayp şeytan ve cinlerin yaşam alanı. O boyuta dalarsanız, kendi yaşam alanınızın dışına çıktığınızı, sizi korumakla vazifeli duyu organlarınızın o alemde işe yaramadığını, şeytanların yaşam alanına girdiğinizi bilmeniz gerek. Örneğin; Rabbimiz bir konuda iddiada bulunuyorsanız o zaman dört şahit gösterin diyor. Neden bunu istiyor bunu hiç merak etmedinizmi? "Kadınlarınızdan zina edenlerin aleyhlerine dört şahit getirin" (Nisa Süresi; 15). Bir, iki veya üç şahit getirinde demiyor, dört olsun diyor. Neden; çünkü şeytanlar
göz boyaması ile bir, iki kişiyi kandırabilir, ama aynı anda dört kişiyi kandıramaz. Şeytanlar uyanık halimizde bile gözlerimizi yanıltabiliyorsa, uyku aleminde neler yaparlar bunuda siz düşünün. Biz gözle gördüğümüz şu dünyadan sorumluyuz, ama insanlar maalesef bu benim için yeterli değil, ben görünmeyenide bilmek ve yaşamak istiyorum diyor. İnsanoğlu için bir yaşam alanı takdir edilmiş, o da bu dünyamız ve siz eğer bu yaşam alanı bana yeterli değil, ben ötesini istiyorum derseniz, varolan yaşam alanınıza burun kıvırtmış oluyorsunuz, bunun üzerinede Rabbimiz madem öyle, al o zaman o alemi diyor ve hem şeytanları size musallat ediyor hem üzerinizdeki korumasını kaldırıyor. Eğer gayp alemine merak edeniniz varsa, neden Rabbimiz o aleme dalanları korumuyor, nedeni bu olduğunu biliniz. Şuanki yaşam alanınızda henüz başarı sağlayamamışken, şu imtihan dünyamızın nimetlerine şükür etmemişken ötesini istersiniz, ne haddine senin der Rabbimiz ve korumasını üzerinizden kaldırır. O yüzden o aleme dalan insanlar şeytanların oyuncağına dönüşüyor. O aleme merak salan insanları bir müddet takip edin, o insanlar o aleme girip çıktıkça yeryüzünden bağlantıları koptuğu, sonrada inanç fıtrat mizaj, herşeylerinin değiştiğini göreceksiniz.

Örneğin; geçen gün youtube'da bir kadına rastladım, boyutlardan bahsediyor, yeryüzü üçüncü boyut diyor, biz daha önce yedinci boyutta yaşıyorduk, sonra orada bir hadise oldu, oraya şimdi girmeyeyim, oradan biz kovulduk ve üçüncü boyuta atıldık diyor. Anlattığında yanlış olan ne? Yedi farklı boyut olayı yok, hepsi yalan. Örneğin; cennet ile yeryüzü aynı boyutta. Aynı boyutta olduğunu nereden biliyoruz; Kur'an-ı Kerimden biliyoruz. Kur'an-ı Kerim yedi farklı boyutun olmadığını doğrudanmı söylüyor; hayır, dolaylı yoldan söylüyor. Nasıl dolaylı yoldan söylüyor; Kur'an-ı Kerim bizlere yeryüzünde yaşayanların, yani onun tabiriyle üçüncü boyutta yaşayanların göğe inip çıktığını anlatıyor, yani onun tabiriyle yedinci boyuta.
"Kuşkusuz biz göğe ulaşmak istedik, fakat onu çetin bekçilerle ve yakıcı ışıklarla dolu bulduk. Halbuki biz, (daha önce) göğün bazı yerlerinde gayb haberlerini dinlemek için otururduk. Fakat şimdi her kim dinlemeye kalkacak olursa, kendini gözetleyen yakıcı bir ışık bulur" (Cin Süresi; 8-9). Buradan da biz anlıyoruzki yeryüzünde yaşayanlar ile gökte yaşayanlar arasında bir boyut farkı yok, hepsi aynı boyutun içinde. Ayetlerin verdiği bilgiden kişinin iddiasını nasıl çürüttüğümüzü görüyormusunuz? Cinler daha önceden göğe çıkıyor, göğün bir yerlerinde oturup melekleri dinliyordu. Kader hakkında ne demiştik; levh-i mahfuz kaderi yazıyor, sonrası yazdığı kaderi onay için cennete gönderiyor, Rabbimiz orada istediği değişimleri yapıyor, onaylıyor, sonrada o kader açık hava ekranlarında dizi formatında meleklere gösteriliyor demiştik. Yani, yeryüzünde olaylar vukuu bulmadan öncesi bunlar meleklere gösteriliyor. Peygamberimiz sav öncesi dönemde de cinler göğe çıkıyor, gelecekle ilgili meleklerin sohbetlerine kulak misafiri oluyor ve yeryüzünde yaşanılacak olaylarla ilgili bilgi kapmaya çalışıyorlardı. Peygamberimiz sav doğuşuyla bu kendilerine yasaklandı. Kim bir bilgi kaparsa bir ateş hüzmesi onu takip ediyor ve yakıyor. Bunların göğe çıkıp meleklerden bilgi alma çabalarından ama biz anlıyoruzki yeryüzü ile cennet aynı boyutta. Aksi takdirde bunlar yeryüzünden göğe inip çıkamazdı.

Bu kadar basit ve çok ilkel bir bilgiyi, cennet ve yeryüzü arasında boyut farkı olmadığı bilgisini bu kişiler nasıl kaçırıyor, nasıl kendilerini bu tür hurafe bilgilere kaptırıyor; gaypla ilgili temel bilgilere vakıf olmamalarından ötürü. Bunlar çok basit temel bilgilere vakıf olmadan gayp alemine açılıyor, o alemde de şeytan bunlarla top gibi oynuyor. Şeytanların bu tuzağına düşmemek için o zaman bunlar ilk önce ne yapması gerek; gaypla ilgili temel bilgileri almaları gerek. Gaypla ilgili temel bilgileri nereden alabiliriz; metafizik alem hakkında dosdoğru bilgi veren tek bir kaynak var, o da Kur'an-ı Kerim. O zaman bu insanlar bu aleme dalmadan öncesi ne yapması gerekiyordu; şunu bunu değil Kur'an-ı Kerimi kendilerine rehber almaları gerekiyordu, yıllarca şunun bunun kitabını değil Kur'an-ı Kerimi okumaları gerekiyordu. Kendilerini 40 gün inzivaya sokmadan veya belirli maddeleri alarak kendilerini transa sokmadan öncesi bunlar bir kaç yıl kendilerini Kur'an-ı Kerime vermeleri gerekiyordu.

Youtube'da dolaşırken bir kanalda yine bir kadına rastladım, bunuda 2-3 dakika dinleyeyim bakalım ne anlatacak dedim, bu da Ayetel Kürsüyle koruma çemberi oluşturmaktan bahsetmeye başlayınca bu kadar izlemek yeter deyip o videoyuda kapattım. Bu arada, tüm bu hurafe ve boş işler genelde kadınlardan çıkıyor, kadınların fıtratı bu tür tuzaklara düşmeye çok yatkın, aman dikkatli olun deriz. Cehennem kadınlarla dolacak dediğimiz zamanda alınıyorsunuz, alınmayın. Bu kadınların dolaştığı kanallarda 200-300 bin abonesi olan kanallar, yani boş kanallarda değil. Ne mahsuru var Ayetel Kürsüyle korunmamızda diyorsanız; bakın değerli dostlar, eylemleriniz kaderinizi çizmez, kaderiniz eylemlerinizi çizer. Eğer dosdoğru bir hayat yaşıyorsanız, kader size, üzerinde o kadar yük varki, senin ibadetlerin bugün seni yeterince koruyamayacak, ben bugün ilaveten sana Ayetel Kürsü Ayetlerini bir kaç defa okutturacağım der ve günün içinde belirli Ayetleri okumanıza müsade eder. Okuduğunuz o dualarda Allahın bir ikramı olarak sayılır ve kader bunu aleyhinize yazmaz, tam aksi okuduğunuz için sevap yazar. Okuduğumuz Ayetler lütuf olarak inip inmediğini nasıl anlarız; eğer aşırıya gidiyorsanız yani binlerce okuyorsanız, sihir ve büyü boyutuna kaçıyorsanız o zaman o gün size nasip olan Ayetler ve dualar lütuf değil, ceza olarak size indiğini biliniz. Örneğin; bu çember olayı. Yatmadan öncesi bir kaç Ayetel Kürsü okuyup bedeninizi sıvazlamak ayrı bir olay (lütuf), Ayetleri geometrik bir şablonun içine hapsetmek apayrı bir olay (ceza). Siz eğer sağ-sol-ön ve arka sonra çemberi tamamlamak için daire çizerek okursanız, ortaya piramit vari, satanistlerin yerlere çizdikleri pentagram vari bir şablon ortaya çıkarır, sonrada Allahın Ayetlerini oraya hapsederseniz, o zaman olay çok ama çok farklı bir boyuta kayıyor. Bu kadının anlattığıda bu.

Bunu yapınca ne olur hocam diye merak ediyorsanız; duayı sadece okursanız o zaman duanın enerjisi bir müddet sonra bedeninizden dağılır ve
göğe çıkar, gider. Eğer o enerjiyi geometrik bir şablonun içine hapsederseniz o zaman o enerji dağılıp gidemez, göğe çıkamaz, orada var olmaya devam eder. Bunun amacıda o değilmi zaten hocam; enerji hep kalsınki sürekli korunalım. Güzelde; okuduğunuz dua yani işlediğiniz amel göğe çıkamazsa kaderin yaptığınız işten nasıl haberi olacak? Bu durumda siz kaçak duruma düşmüyormusunuz? Allahın enerjisini hapsetmeden ötürü şirk günahını ve orada bir sihir enerjisi oluşturmaktan ötürü büyücü günahını zaten yükleniyorsunuz, bununda ötesi ne olur diye merak ediyorsanız; kaçak durumuna düşüyorsunuz. O andan itibaren kader nezdinde siz, hapisten yani infazdan kaçan azılı bir suçlusunuz. O andan itibaren bilinki kader sizi yakalamak ve hak ettiğiniz ne varsa almanız için tüm imkanlarını seferber edecek. Bu insanların anlamadığı şu; yaşadığınız acılar ve olumsuzluklar bunlarda sizin hak edişiniz. Kaderde hak ettiğinizi size indirmekle sorumlu kılınmış. Gayriresmi yollara başvurarak bu kaçış çabanızıda kader hoş karşılamayacaktır.

Bu kadınların bu insanları ne tür felaketlere sürüklediğini görüyormusunuz? Bu kadına sorsanız, Ayetel Kürsü ile bir çember oluşturduğunuzda gayp aleminde neler oluyor diye sorsanız; emin olun bunun cevabını size veremez. Cevabını veremeyecek işlerede bunlar neden giriyor, işte bizi hayrete düşüren durum bu. Okunan Ayetel Kürsü ya, bununla ne yapılırsa yapılsın kötü olmayacağına inanıyorlar, öyle zannediyorlar. Bilmiyorlarki büyücülerinde Allahın Ayetlerini kullandığını, Allahın Ayetleriyle herşeyi yapmanın mübah olmadığını. Allahın Ayetlerini okuyorum, dolayısıyla herşey bana mübah, varmı böyle bir mantık arkadaşlar. Yok. Kaldıki, madem olayların perde arkasını bilmiyorsunuz, zan üzerinden neden insanlara bilgi aktarıyorsunuz, neden kendinizden bu kadar emin ve bilge bir izlenim veriyorsunuz. Kanal kanal dolaşan ve insanlara çok korkunç bilgiler veren bu kadınlara gerçekten bir ders vermek gerekiyor. Yüzlerine dikkat ederseniz, bunların yüzlerinde nurda kalmamış. Şeytanlar bunlarla top gibi oynuyor farkında değiller. Neden farkında değiller; çünkü Ayetlerden bahsediyorlar, iyilikten bahsediyorlar ve insanların sıkıntılarına çözüm sundukları için hayrlı bir iş yaptıklarını sanıyorlar. Bu kadar iyilik içeren bir uygulamayada şeytanların karışamayacağını zannediyorlar. Detaylarda ama, yani perde arkasında (enerji alemi) neleri tetiklerinden nasıl harıl harıl şeytanlara çalıştıklarından bi'haberler. Mesela bu kadın, bu kadında birazcık zeka olsaydı, fazla değil birazcık, o zaman Ayetel Kürsüyü belirli noktalarda, sonra o noktalar arasında yürüyerek okuduğunda ortaya belirli bir geometrik şablon ortaya çıktığı, satanistlerinde bu tarz yere çizilen şablonlar üzerinde ayin yaptığı, okuduğu bir Ayette olsa, en iyisi bu geometrik işlere girmemesi gerektiğini anlardı. Değerli dostlar bunlar bir gün uyanacak ama, o zamanda kendileri ve onları takip edenler için iş işten geçmiş olacak.

Bunlara kurulan tuzak çok basitte, şeytanlar bunları iyilikle kandırıyor, detaylarda da saptırıyor. Neden detaylarda saptırıyor; çünkü detayları insanlar görmüyor. Siz o enerji halkasını kurduğunuzda gayp boyutunda orada neler olup bittiğini görmüyorsunuz. Şeytanlar ama görüyor, çünkü onlar o gayp boyutunda yaşıyor. O yüzden şeytanlar ne yapıyor; insanları kendi oyun alanlarına yani detaylara çekiyor. O yüzden Allahu Teala ne diyor; detaylara girmeyin, görünen boyutta kalın diyor. Tuzak basit; şeytanlar bu insanlara bir iyilik gösteriyor (örneğin; Ayetel Kürsüyü okumak), saptırmayı ve tuzağı ise o iyiliğin detaylarında kuruyor. Örneğin kişiye vesvese veriyor, bir çember kuracak şekilde oku, o şekilde okursan kalıcı olur vesvesesini veriyor. Konu Ayetel Kürsü oluncada kişi kanıyor. O çember ne görevi görüyor, o çemberin içinde Ayetel Kürsüye ne oluyor, tüm bu detayları bilmediği için, ki bilmeside mümkün değil çünkü tüm bu olup bitenler enerji aleminde gerçekleşiyor, velhassıl kişi olaya kanıyor. Ayetel Kürsüyü okuyorum sonuçta, bundan ne zararı gelir, anlatılan bana gayet mantıklı diyor ve uyguluyor. Bilmiyorki enerji aleminde neleri harekete geçirdiğini. Nasıl kandırıyorlarmış o zaman insanları, bunu tekrar ve tekrar dile getirelim; hak olduğuna emin olduğunuz birşeyle sizi kandırıyorlarmış, o işin detaylarında ise sizi sapkın boyutlara taşıyorlarmış. Farklı örnekler üzerinden sizlere ne kadar korkunç bir ortamın içinde yaşadığımızı anlatmaya çalıştık, umarız sizin için hayrlı ve aydınlatıcı bir yazı olmuştur, umarım gereken dersleri almışsınızdır. Kendinize, ailenize, sevdiklerinize, sizi sevenlere, milletimize, devletimize, İslama ve ümmete çok iyi bakınız. Allaha emanetsiniz.














kelimelerden türemiş hurafeler